Dağlık Karabağ’da tarihi değişim
Dağlık Karabağ’da tarihi değişim
04 Ekim 2023
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Ermenistan destekli Ermeni Çetelerin saldırıları karşısında, Azerbaycan, ülke sınırları içinde ‘anayasal düzeni yeniden sağlamak amacıyla Dağlık Karabağ’da başlattığı terörle mücadele operasyonunun askeri zaferle sonuçlanması, beraberinde tarihi değişimin gerçekleşmesini sağladı.
Çatışmaların seyri, beklenmedik bir şekilde ve hızla değişmesi Azerbaycan ordusunun gücünün bir göstergesiydi.
Hiç kimse 10 bin kişiden oluşan ve en modern silahlarla donatılmış azılı Ermeni Çetelerinin 24 saat gibi kısa bir süre içinde teslim olacağını düşünmemişti.
Azerbaycan ordusu, yaklaşık 30 yılın ardından Karabağ üzerinde egemenliğini mutlak bir zaferle yeniden kazanmasıyla bir tarih yazdı.
Ermeni Çeteler, silahlarıyla birlikte teslim oldukları gibi “yasa dışı rejim” Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin feshini duyurdular.
Böylece Ermenistan ve Dağlık Karabağ Ermenilerinin bir asrı aşan ve son 35 yıldır ağırlık kazanan “Hai-Taht” doktrininin, yani “Büyük Ermenistan” ideolojisinin hayali de son bulmuş oldu.
… Ve “Dağlık Karabağ Azerbaycan’dır” gerçeğini tüm dünya görmüş oldu.
Dağlık Karabağ’da Ermeni Çetelerinin kısa zamanda hezimete uğrayıp teslim olmaları karşısında derin bir üzüntüye gömülen Ermeni hamisi Batılı emperyalist ülkeler, Azerbaycan’ın tarihi mutlak zaferine gölge düşürmek için “Bölgede Azerbaycanlıların kötü davranışları Ermenilerin Karabağ’dan kaçmasına neden old.” iddiasıyla bir karalama kampanyası başlatmaları ise tarihi bir yalandır.
120 bin Ermeni nüfusunun büyük çoğunluğu kendi istekleriyle bölgeyi terk etti. Halen de ayrılmaya hazırlananlar var. Ancak onları ayrılmaya iten şey, maruz kaldıkları ihlaller değil, orada kaldıklarında başlarına geleceklerden korkmalarıdır.
Çünkü Ermeniler, Azerbaycanlıların, son 30 yılda Karabağ dahil olmak üzere Azerbaycan topraklarını işgalleri sırasında kaçamayan sivil Azerbaycan Türklerinin mülklerini ellerinden alıp sistematik işkence ve toplu katliamlar gerçekleştirmişlerdi. Şimdi ise geçmişteki kötü davranışların intikamının kendilerinden alınacağından korkuyor olmalarıdır.
Bir kıyaslama yapma adına 1990’lı yıllara dönersek; Karabağ, ilk savaş sırasında, büyük ölçüde Ermenilerin Karabağ’da işlediği etnik temizlik ve katliamlar nedeniyle büyük kitlesel hareketlere yani zoraki göçlere sahne oldu. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCER) verilerine göre 684 bin Azerbaycanlı Karabağ’dan Azerbaycan’a kaçtı. 26 Şubat 1992’de Karabağ’ın Hocalı kasabasında gerçekleşen ve 600’den fazla Azerbaycanlı sivilin öldürüldüğü katliam, bölgedeki Azerbaycanlılara ayrılmaları için bir mesaj niteliğindeydi.
Sonuçta Karabağ’daki Ermeni saldırıları ve işgali sırasında bölgede yaşayan Azerbaycanlı Türklerinden sağ kalanlar, canlarını kurtarmak için her şeylerini geride bırakıp yollara düşmüşlerdir. Ermeniler gibi koruma altında ve araçlarla ve de yanlarına eşyalarını alarak değil, korku içinde aç ve susuz yalın ayak. Dağlar, ormanlar ve vadilerden günlerce yürüyerek Azerbaycan’ın kontrolündeki bölgelere sığınmak zorunda kalmışlardı.
Dün Ermeni Çetelerinin yaptığı o barbarlığa karşı Karabağ’da işkence, göçe zorlama ve toplu katliamların yaşanmadığı gibi Azerbaycan devleti, Karabağ bölgesinde kalmak isteyen Ermenilere, Azerbaycan devletinde eşit vatandaşlar olarak kalmaları için çağrıda bulunmuş olması bir asalet örneğidir.
İşte aradaki fark bu.
Ermenistan ve destekçileri ABD ve Fransa’nın başını çektiği emperyalist Batılı ülkelerin, “Karabağ’da etnik temizlik yapılıyor” yalanına karşı Bakü, BM’ye bölgeye bir heyet göndermesi çağrısında bulunması, iddia edilenlerin yalan olduğunun tespit edilmesini istemesindendir.
O gün Ermeni Çetelerinin sebep oldukları vahşete sesiz kalan Batılı Emperyalistler, günün Azerbaycan’ını asılsız iddialarla suçlaması ikiyüzlülük olduğu kadar siyasi ahlak bakımından da utanç vericidir.
Ancak bilsinler ki, onların bu uğraşları beyhudedir.
Çünkü artık şartlar ve dengeler çok değişmiştir. Ne dünya eski dünyadır ve ne de Azerbaycan eski Azerbaycan’dır.
Dünya yeniden şekillenirken Dağlık Karabağ’da tarihi değişim de bu gerçekler yönünde gerçekleşmektedir.
Bu gerçeği kimsenin değiştirme hakkı yoktur, haddi de değildir.
|
