Hristiyan Türkler (2-3)
Hristiyan Türkler (2) Türkiye`nin bilinmeyen yönlerinden biri de din konusudur. ``Halkının yüzde 99`u Müslümandır´´ ifadesinin dini aidiyetten ziyade kültürel aidiyeti gösterdiği ifade edilir. Ayrıca ``Türkiye`de halkın dini inancının ne olduğu tahmin edilebilir, ama tam olarak bilinemez´´ denir. Hristiyan Türkler denilince Türkiye dışında Gagauzlar, Türkiye içinde de Konya, Kayseri ve Yozgat civarındaki küçük nüfuslu ve geneli Ortodoks olan Türkler ön plana çıkar. Oysa Türklerin yaygın olarak yaşadığı coğrafyalarda bilinenin ötesinde Hristiyan Türkler vardır. Dini kimliklerini hiç ön plana çıkarmayan, dinini; referans, ticari, siyasi, psikolojik bir ürün olarak kullanmayan, bundan bir statü elde etmeyen kitleden bu yönüyle Hristiyanlar da çok fazla haberdar değildir. Yine bilinenin aksine ``Hristiyan dünyanın da bilmediği´´ Türkiye ve Gagauzya dışındaki Hristiyan Türklerin neredeyse tümü, Türk ismi taşımazlar. Dolayısı ile bugün Hristiyan dünyada Türklüğünün bilincinde Hristiyan olup da Türk ismi taşımayan ciddi bir nüfus vardır. Türk ismi taşıyan Hristiyan Türklerin çoğunluğu Ortodoks`tur, fakat Türk ismi taşımayan Hristiyan Türklerin çoğunluğu Katolik`tir. Protestanlık bu kesimde ikinci büyük mezheptir. Hristiyan Türkler hemen hemen tüm Hristiyan mezheplere ve hatta küçük tarikatlara kadar dağılmış durumdadır. İşin daha da ilginci Türkiye`nin bu konuda şu ana kadar neredeyse hiçbir çalışma yapmamış olmasıdır. Din olgusunu en saf hali ile yüzyıllardır koruyan Hristiyan Türklerin Hristiyanlık`a en büyük katkıları, Hristiyanlık`ın deforme olmasını ve din kulvarının dışına taşma tehlikesini uzun yillar önlemeleridir. Hristiyan Türkler konusunda Hristiyan merkezlerin de araştırma yapmamaları ilginçtir. Bunun birkaç sebebi var: Öncelikle kilisenin kayıt tutma ve nüfusu takip etme konusundaki titizliği bilindiği halde isimler Türk olmayınca kolayca Hristiyan Türklerin orjininin kaybolmasıdır. İkinci önemli husus da Türk ismi taşımayan Türklerin etnik kimliklerini ön plana çıkarmayışlarıdır. Burada dönmelik de söz konusu değildir. Sadece Türklerin içinden o tarihlerde önemli bir kesimin Hristiyan bir kitle olarak bulunmanın gerekliliğini kabul etmeleri ile ilgilidir. Hristiyan Türkler olgusu aslında çok eski olmakla birlikte gündeme gelişi rönesans ve reorm hareketleri ile olmuştur. Özellikle okült merkezler konuyu araştırmaya başlamışlar, sonra da bu çalışmayı popüler yapmama karari almışlardır. Hristiyan Türkler (3) Türkler ilk kez 4. yüzyılda Hristiyan oldular. İlk Hristiyanlaşma, bugünkü Gagauzlar`ın ataları Uz`lar arasında yaşandı. Okuma-yazma bilmeyen Türkler, İncil`i Bizans papazlarından dinleyerek Ortodoks Hristiyan oldular ve Bizans ordusunda görev de aldılar. Bu kanın çocukları, her ``izm´´de, o ``izm´´in emsalsiz müdaafii olmuşlardır. Mesela Macaristan`daki Türk asıllı Arpad sülalesi, orada Hristiyanlığa en çok aziz veren sülâledir. Türkler arasında en yaygın ikinci din Hristiyanlık, en yaygın mezhep ise Ortodoksluktur. Türkler, İslamiyet`in dışındaki dinlerden hiçbirini kitleler halinde kabul etmemişler, Hristiyanlık, göçebe Türkler`in arasına hiç girememiştir. Hristiyanlık, azimli misyonerleri sayesinde Nesturilik adı altında Çin ve Moğolistan`a kadar ulaşmış, ancak Timur`un Hristiyanlar`ın çoğunlukta oldukları bölgeleri fethi ile Nesturiler güçlerini kaybetmişlerdir. Moğol akınları, Haçlılar`ın düşündüklerinden daha değişik neticelere yol açmış, Hristiyanlık bu coğrafyada bir daha eski günlerine geri dönememiştir. Budizm, Zerdüştilik, Mani Dini ve Hristiyanlık, İslamiyet`in karşısında tutunamamış, yalnızca Yahudilik bu coğrafyada varlığını bugüne kadar muhafaza edebilmiştir. Türkler Müslüman olduktan sonra, bir şekilde Budizm, Yahudilik ve Hristiyanlık gibi başka dinlere geçmiş kan kardeşlerini benimsemediler, ``Müslüman´´ olmayı önceleyip, kan kardeşlerinin mukadderatını önemsemediler. ``Ben Türk dostu Eftim değil, Türkoğlu Türk Eftim`im´´ diyen Türk Ortodoks Papa Eftim`e, ``Türk olabilmen ancak Müslüman olmanla mümkündür´´ diye imzasız mektuplar yazılabildi. Hatta ``Gayr-i Müslim olduktan sonra bir Türk`ün, bir Alman`dan, bir Bulgar`dan, bir Ermeni`den ne farkı var?´´ diyenler bile çıktı ve bu yaklaşımlar, yabancılar tarafından dikkatle not edildi. Haçlı seferlerinde esir düşen ve mübadelesine imkân olmayan yaklaşık 4 bin Türk, Avrupa`ya götürüldü, Avrupalı kadınlarla evlendirildiler. Onlardan olan çocuklar kiliselerde eğitildi, babaları ve dedeleriyle irtibat kurmaları engellendi ve hepsi Hristiyan âleminin malı oldu. Vatikan`da bütün bunların kayıtlar var. Bunların izi sürülmeliydi, hâlâ da sürülebilir. Batı`da ve ABD`de Hristiyan Türkler arasında önemli görevler almış olanlar var. Almanya`da Türk adlı köyler var. Yine Almanya`da Hristiyan Türkler arasında Alman halkıyla uyum sağlamış olan, aynı zamanda halkın, esir alınmış Türklerin çocukları olduğunu bildiği aileler var. Hem Türk hem de Alman devleti bunların kayıtlarını ayrıca tutuyor. Tüm Hristiyan mezheplerini kendisine karşı bir cephede birleştirmemesi gereken Ortodoks denizinin ortasındaki Türkiye, başta Almanya olmak üzere ABD ve Batı`yla ilişkilerinde Hristiyan Türkler`den istifade edebilir. Pazar günü bu seriyi bitirelim.
|