İçimizdeki dinmeyen acının adı: Srebrenitsa soykırımı
İçimizdeki dinmeyen acının adı: Srebrenitsa soykırımı
Bundan 19 yıl önce 11 Temmuz 1995`te, BM`nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa`da Hollandalı askerlere sığınan 8372 sivil Boşnak Müslüman, cani Ratko Miladiç`e bağlı Sırp birlikleri tarafından otobüs ve kamyonlara bindirilerek götürüldükleri ormanlık alanda fabrikalarda, depolarda hunharca katledilmişti. Soykırımda katledilenlerin bir kısmının cesedine ise bugüne kadar hâlâ ulaşılamadı.
İçimizdeki dinmeyen acının adı: Srebrenitsa soykırımı
12 Temmuz 2014 Cumartesi 07:49
Bu haber 619 kez okundu.
Facebook`ta Paylaş Tweetle Google+ Paylaş
Mehmet KOÇAK
Bundan tam 19 yıl önceydi ve takvim yaprakları 11 Temmuz 1995 tarihini gösteriyordu. Bu tarihte tüm Bosna Hersek genelinde devam eden katliamların bir soykırımına dönüştüğü bir insanlık faciası yaşanmıştı. Sırp caniler ``Büyük Sırbistan´´ hayali uğruna ve uluslararası toplumun ihanetiyle bütünleşmesi sonucu beş gün içinde 8372 Müslüman Boşnak`ın işkenceyle katledilmişti.
Lahey Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi`ne çıkartılan sanıkların ifadeleri ve Srebrenitsa cehenneminden kurtulmayı başaran tanıkların anlatımlarında yer alan bilgilere göre vahşi kıyım acımasızca başladı. Bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden öldürüldü. İnsanın kanını donduran, tüyler ürperten toplu katliamlarda kan oluk gibi akarken cesetler korkunç biçimde parçalanmıştı.
İNSANLIK FACİASI
İkinci Dünya Savaşı`ndan bugüne eşine rastlanmayan bu insanlık faciasını gerçekleştiren Sırbistan destekli Bosnalı Sırp Çetnikler; aynı zamanda asrın en büyük soygununu da gerçekleştirmiş oldular.
Yaktılar, yıktılar ve Müslüman Boşnakların mallarını ve en kıymetli eşyalarını çaldılar. Yüzükler almak için parmaklar, küpeler almak için kulaklar ve bilezikler için kollar kestiler. Genç kadınlar, en yakınlarının gözleri önünde alçakça kirletildiler. Bu mezalimin faillerini tebrik eden Ortodoks Sırp papazlar ``En büyük düşmanımız olan Türklerin kalıntılarını yok etmenin mükâfatı olarak Allah sizi dünyada iken cennetle müjdelemiştir´´ şeklinde müjdeliyordu. Bu vahşetin baş sorumluları olan Ratko Mladiç ve Radovan Karadziç büyük bir zafer kazanmış kahramanlar olarak ilan edilmişlerdi.
BATI`NIN ÇİRKİN İKİYÜZLÜLÜĞÜ
BM&8211;GK kararıyla oluşturulan Savaş Suçluları Mahkemesi tarafından da SOYKIRIM olarak tescil edilen Srebrenitsa`daki yaşananlarla birlikte sadece Sırp Çetniklerini değil, aynı zamanda; Batı dünyasında bazı bilim adamları, siyasiler ve din adamlarının ne kadar ırkçı ve Müslümanlara karşı önyargılı olduklarını bir kere daha görme fırsatı bulduk. Tarihin derinliklerinden gelen ve yakın tarihte yeniden kendini gösteren Hıristiyan Batının ikiyüzlüğü ve İslam düşmanlığına yeniden şahit olduk. İşte Srebrenitsa SOYKIRIMI bütün bu ihanetlerin sonucu gerçekleştirildiğini bu gün daha iyi anlıyoruz.
ACISI YÜREKLERİMİZDE
Bu gün 19 yıl aradan geçmiş olmasına rağmen bu insanlık faciası hâlâ hafızalarımızda, acısı ise yüreklerimizde tazeliğini koruyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da 19. yıl münasebetiyle yine 10 binlerce insan Srebrenitsa`ya doğru yollardaydı. Her yaştan kurbanların gömülü olduğu Potoçari şehitliğinde yine hüzün ve gözyaşı vardı. Okunan Kur`an ve yapılan toplu dualarla şehitler rahmetle anılırken, bu facianın failleri ve onlara müsaade eden, seyirci kalan, ihanet eden&8230; siyasiler ve Uluslararası Toplum lanetlendi.
Adım adım yaklaşan facia
Hepimizin bildiği gibi 1992`de başlayan Bosna savaşında Sırplar, Müslümanları yoğun oranda etnik temizliğe tabi tutmuşlardı. 21. yüzyıla girerken uygar Avrupa`nın ortasında Müslümanları yok etmek için ilkel ve barbarlık düzeyinde korkunç bir imha hareketi başlatılmış oldu. Kural tanımayan Sırp ve Hırvat caniler sahipsiz Müslüman Boşnakların topraklarını bölüşme adına kirli bir savaşı başlatmışlardı. Canilerden oluşan çetelerin, girdikleri her yerleşim yerini yakıp yıkmadan önce yağmalıyorlardı. Irza geçerek ve işkence ederek bu talihsiz coğrafyayı baştan başa eziyorlardı. Sonunda geriye yakılıp yıkılmış köyler, kasabalar ve harabeye dönmüş şehirler kalmıştı.
Çamurlu tarlalarda uzanmış, nehir kıyılarına vurmuş, çukurlara atılmış cesetlerin kokularından korunmak için BM Barış Gücü askerleri burunlarını tutarak dolaşıyorlardı. Srebrenitsa başta olmak üzere Bosna Hersek`te güçsüzün güçlü tarafından topluca yok edilmesi yoluna başvurulmuştu. Bosna`nın en doğusunda Sırplara karşı direnişini sürdüren Srebrenitsa`ya sığınan Müslüman Boşnaklar bu şehrin nüfusunu da artırmışlardı. Buraya gelenler sokaklarda aç ve korumasızdı. Elektrikler yoktu, sular kesikti. İnsanlar 1993 başlarından itibaren burada açlıktan ve hastalıktan ölmeye başlamıştı.
Gelen yardımların hiçbiri Sırp kuşatması aşılarak Srebrenica`ya ulaşamıyordu. Sadece BM Barış Gücü, UNPROFOR yardımıyla çok az bir gıda yardımı içeriye sokulabiliyordu. BM tarafından ``güvenli bölge´´ ilan edilen Srebrenitsa`nın korunması için oraya bir Hollandalı Birlik konuşlandırılmıştı. Bu Hollandalı Birlik, burada yaşayan Müslüman Boşnakları koruma yerine tehdit ediyor ve Sırplar gibi onlar da zulmediyorlardı.
19 yıl önce neler olmuştu?
Bundan tam 19 yıl önceydi ve takvim yaprakları 11 Temmuz 1995 tarihini gösteriyordu. Bu tarihte tüm Bosna Hersek genelinde devam eden katliamların bir soykırıma dönüştüğü bir insanlık faciası yaşanmıştı. Sırp canilerinin ``Büyük Sırbistan´´ hayali uğruna ve uluslararası toplumun ihanetiyle bütünleşmesi sonucu beş gün içinde 8372 Müslüman Boşnak`ın işkenceyle katledilmişti.
Bu vahşetin beslendiği ve insanı insanlıktan çıkarıp canileşmesine sebep olan tarihi kini, Balkanlar`da hesabı olan güçlerin bölge halkları üzerindeki kendi çıkarları doğrultusunda kışkırtıcılığını ve uluslararası toplum ile BM, AB ve NATO gibi kuruluşların emperyalist güçlerin oyunlarına nasıl alet olduklarını bilmeden Bosna`da yaşanan katliamların, uluslararası toplumun gözleri önünde nasıl soykırımına dönüştüğünü anlamak mümkün değildir. 21. yüzyıla girerken, Avrupa`nın tam ortasında yaşanan bu insanlık faciasının failleri olan Sırp Çetniklerinden daha çok, görevlerini yapmamak ya da kötüye kullanmak suretiyle soykırımın işlenmesine müsaade eden, kışkırtan ve seyirci kalanlar suçludur. Ancak ne hazindir ki; tüm bilgi ve belgelere rağmen Srebrenitsa &8216;da yaşanan bu insanlık suçu ile ilgili, perde arkası hiç görüntülenmedi ve &8216;Beynelmilel hukuk` işletilmedi.
Ve sözün bitiği tarih 11 Temmuz 1995
Bu tarih; insanlık tarihinde bir soykırımın adıdır. Bu tarih; Srebrenitsa`da 8372 Boşnak Müslümanın, Sırbistan destekli Bosnalı Sırp Çetnikleri tarafından katledilişinin tarihidir.
Bu tarih; insanlık onurunun ayaklar altına alındığı ve insanlığın insan olma imtihanını kaybettiği tarihtir.
Bu tarih; insan hakları ve küresel barışçı kuruluşların maskelerinin düştüğü tarihtir.
Bu tarih; AB, BM, NATO ve daha birçok kuruluşun bittiği tarihtir.
Bu tarih; kötülüğün ve kötülerin zaferine şahit olduğumuz tarihtir.
Kısacası;
Bu tarih; her yıl, dünya insanlığı, Srebrenitsa kurbanlarını rahmetle anarken, katliamcı Sırpları ve onlara fırsat veren işbirlikçilerin lanetlendiği tarihtir... İçimizdeki dinmeyen acının adı; SREBRENİTSA... Seni unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız...
|