Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Türk Dünyası konuları
Türk Dünyası (888)


Türk Dünyası - Türk Dünyası konusu hakkında görüşler
İklil KURBAN - (Ziyaretci) 30.12.2011 11:59:54

İSA BEG KİMDİR?

İSA BEG KİMDİR?



İsa Yusuf Alptekin`in 17 Aralık 1995 tarihindeki ölümünün 16. yıldönümü nedeniyle yapılmış İstanbul`daki bazı toplantılarda, İsa Beg için ``Doğu Türkistan`ın eski lideri´´ tanımlaması kullanılmıştır. Bu vesileyle, ``Doğu Türkistan`ın gerçek lideri kimdir?´´ Sorusuna cevap arama gereksinimini duyup, bu yazıyı yazmak içimden geldi.

Yazımın daha iyi anlaşılması için, asıl konuya girmeden önce, tarihin derinliklerinden yansıyan ve biri birini açıklayan şu iki özet bilgiyi hatırlatmak isterim: Esir ulusların kurtuluş savaşı, tarihini iyi bilmekten geçer. İşgalciler ise, cinayetlerini örtme gereği her zaman tarih ile oynarlar.

Türkiye`de İsa Yusuf Alptekin olarak bilinen şahıs, Doğu Türkistan`da İsa Beg veya İsa Ependi (Efendi) olarak bilinir. Yıl 1949 Eylül-Ekim ayları, Komünistlere yenilen Milliyetçi Çin`in makamında oturan herkes öldürülmekten korkup, her tarafa kaçar. İsa Beg de Türkiye`ye gelip yerleşir. İsa Beg, Türkiye`de daha emin ve daha rahat yaşam ortamı bulabilmek için, Türkiye`deki Doğu Türkistan`a özgü bilgisizlik ortamından, araştırma geleneği olmayan yerel-dinsel zihniyetten de yararlanıp, kendisini Doğu Türkistan`ın lideri, ve Çin`e karşı bağımsızlık savaşçısı bir kahraman olarak tanıtır. Kendisine ``ALPTEKİN´´ takma adını vererek, savaş alanının bulunmadığı bir ortamda tam bir siyasi şovmen olarak ortaya çıkar ve uzun ömründe hiçbir zaman düşman karşısında-savaş alanında bulunmamış olmasına rağmen, savaş alanından doğmuş bir alp gibi görünüm sergiler.

Milliyetçi Çin`in İsa Beg`e verdiği görev-makam ne idi?

Çin`e hizmet veren eski beglerin soyundan gelen Yusup Beg`in oğlu olan İsa Beg önce Çin`in Taşkent konsolosluğunda diplomat olarak çalışır. Doğu Türkistan`da özgürlük-bağımsızlık düşün ve eylemleri yükselince, Çin İsa Beg`i bu eylemlere karşı kullanmak amacıyla başkentine götürüp milletvekili koltuğuna oturtur. İsa Beg bu makamının gereği Uygurlara yönelik, Çin`in, ``Shin Cang Çin`in Bölünmez Bir Parçasıdır´´ iddiasının propagandasını yapar. Yıl 1933, Kaşgar`da Şarki Türkistan Cumhuriyeti kurulunca, Çin, İsa Beg`i Orta Doğu ülkelerine gönderip, bu cumhuriyete karşı, bu cumhuriyetin lideri olan Mahmut Muhiti`ye karşı propaganda aracı olarak kullanır. Yıl 1944, Gulca`da Şarki Türkistan Cumhuriyeti kurulunca, Çin yine, İsa Beg`i Ürümçi`ye gönderir ve hükümet sekreteri yapar. İsa Beg bu makamının gereği, yeni kurulan cumhuriyete karşı, bu cumhuriyetin lideri Ahmetcan Kasimi`ye karşı Çin yanlısı propagandanın öncülüğünü üstlenir. İşte bu sebeple İsa Beg`i, Türkistan istiklalcileri, ``Bir Çinci Ve Hatta Bir Numaralı Vatan Hainidir.´´ diye tanımlamıştır. Bakınız: (``Şarki Türkistan Meseleleri´´, Yaş Türkistan, sayı&8211;106, 1938, s.5&8211;6; 4280&8211;4281); (``Bir İsimsiz Risalenin İç Yüzü´´, Yaş Türkistan, sayı&8211;116&8211;117, 1939, s.50&8211;51, 4785&8211;4786).

İsa Beg, Çin`deki tüm siyasi eylemlerini, Çin`in verdiği makam karşılığında yaptığını, bizzat kendisinin kaleme almış olduğu kitabında yazmıştır: ``Her ne kadar kaymakamlık görevinde bulunmasam da, Allah ondan daha yüksek mevkiler nasip etmişti. Daha sonraki yıllarda on vali, seksen kaymakama bakan makama geldim´´ (Alptekin, 1985: 49) diye, Çin`in verdiği makamı Allah lütfü olarak algılayıp, Çin`e sonsuz minnettarlığının altını çizmektedir. Çin eğer özgürlük savaşçılarına karşı-Doğu Türkistan halkına karşı kullanmak için, İsa Beg`i makam sahibi yapmışsa, İsa Beg bu makamı Allah lütfü olarak kabul etmişse, burada İsa Beg`in kimliğinin ``hain´´ denmekten başka bir izahı yoktur. Çin Doğu Türkistan`ı 1755 yılından beri hep bu Apak Hoca (1626&8211;1694), İsa Beg (1901&8211;1995) gibi makam düşkünü satın alınmış hocalar-seyitler-begler aracılığıyla yönete gelmiştir (Kurban, 1995: 40).

Şimdi İsa Beg`i daha yakından tanımama vesile olan bir olayı sunayım:

İstanbul`da, başında İsa Beg`in bulunduğu Doğu Türkistan Vakfı, üç dilde-Türkçe, Uygurca, İngilizce-olarak ``Doğu Türkistan`ın Sesi´´ adlı dergi çıkarıp, Çin`e karşı fikir savaşını başlatacakmış. Bu savaşa katkıda bulunmamı, üniversitedeki görevimi İstanbul`daki bir üniversitede devam ettirmenin olasılığını, bizzat İsa Beg kendisi söyleyip, beni İstanbul`a davet ediyor ve 100 dolar aylık vereceğini de söylüyordu. Bu haber ve öneri hoşuma gitmişti, benim gibi Çin düşmanı birinin bu oluşumun dışında kalması elbette düşünülemezdi. Yıl 1985 Mayıs ayı, resmi işlemlerim bitmiş, İstanbul`a taşındım. Aksaray`daki vakıf yerine gittim, hemen yakınındaki Marmara Üniversitesi Edebiyat Fakültesi`ndeki resmi görevime de başladım. Fakat çok geçmeden pişman oldum, yanlış yapmışım. İsa Beg`in her davranışında, sık sık dile getirdiği: ``Ben varım, bu dava var, ben öldükten sonra bu dava bitecektir´´ diye, kendisini putlaştırmaya çalışması, çevresinde tiksindirici ortam yaratıyordu. Ona göre vatan davası, sonuna inanılan ve uğrunda gerekeni yapılacak bir ilke değil, sadece ün kazanmanın, geçinebilmenin bir aracı idi. Onun Çinli ile Uygurları karşılaştıran ``Biz azız ve onlar çok, onların silahı var, bizim yok´´ şeklindeki sözlerinden de anlaşılan şu ki, O hiçbir zaman Çin`i karşısına alıp, Çin düşmanı olabilmiş bir insan değildir. Sanırım, İsa Beg`in yukarıdaki sözleri kadar, Doğu Türkistan ile ilgili, Çin`in daha çok hoşuna gidecek olan başka bir söz yoktur. Eğer bir ulusal davanın ömrü, bir kişinin ömrüyle sınırlı kalacaksa, o dava ölmüş demektir. Eğer bir ulusal davanın gücü, haklılık üzerinden değil, silah üzerinden tanımlanıyorsa, o dava da ölmüş demektir.

Evet, İsa Beg`in tiksinti yaratan bu haince davranışları beni bıktırmıştı, vakıftan kendi isteğimle ayrıldım ve bir daha gitmedim. Bu arada Marmara Üniversitesi`ndeki resmi görevime de son verilmiş-kovulmuştum. Bölüm Başkanı Mehmet Akalın ve Dekan Hakkı Dursun Yıldız ikisi birleşip, bana ``GİT´´ dediler. Yıl 1988 Ocak ayı, Ankara`ya-Hacettepe Üniversitesi`ne geri döndüm.

Günümüzün Türkiye`sinde İsa Beg`in eski ihanet görevini oğlu üstlenmiş bulunmaktadır. İstanbul`daki Şarki Türkistan Vakfı`nın başkanı konumuna getirilen (kim getirdiyse) Ilgar Alptekin, Çin`in Türkiye`deki Uygur karşıtı eylemlerine destek veren şu bildiriyi ilan etmiştir: ``Bizim vakfımız siyasetin dışındadır!´´ Uygur olan herkes bu bildirinin anlamını düşünün! Ilgar ne demek istiyor? Ilgar yalnız değildir, Onun etrafında Erkin Ekrem, Erkin Emet, Alimcan İnayet gibi Çin`e bağlı çıkar insanları da vardır. İsa Begci adı geçen insanlar, ``BAĞIMSIZLIK´´ sözcüğünden, ecelden korkmuş gibi korkarlar.

Şimdi yanıtlamak zorunda olduğum, Doğu Türkistan`ın gerçek lideri veya liderleri kimlerdir?

Doğu Türkistan`ın bağımsızlığı, Uygurların özgürlüğü uğruna canını dişine takan büyük liderlerimiz Mahmut Muhiti ve Ahmetcan Kasimi`dir. Onlar ezeli ve ebedi düşmanımız olan Rusları ve Çin`i karşısına alarak, arkasında tarihe mal olmuş ``Şarki Türkistan Cumhuriyeti´´ olarak bilinen, bizler için ölümsüz manevi bir miras bırakmıştır. Bugün bu miras uğruna 4 Ağustos 2008 tarihli ``KAŞGAR OLAYI´´ nı yaratmış olan Abdurahman Azat ve Kurbancan Hemit gibi ölümsüz insanlarımız, ölümü irkilmeden göze almıştır.

Mahmut Muhiti (?-1945), Ahmetcan Kasimi (1914&8211;1949), Abdurahman Azat (34 yaş) ve Kurbancan Hemit (29 yaş) gibi büyük şahsiyetlerimizi doğurabilen bu vatan-Şarki Türkistan, er geç bu ulu insanlarımızın bize miras bıraktığı bu kutsal savaş yolu ile kurtulacaktır. Azatlık savaşları böyledir-bu hükmü bize tarih söylüyor. Yeter ki tarihimizi bilelim, yeter ki kahraman ecdatlarımızın değerini bilelim, onların yolundan gidelim.

İsa Beg`in kimliğine ve devrine özgü en geniş bilgi içeren kaynak eserler:

İsa Beg`in kendisinin yazdığı ``Esir Doğu Türkistan İçin´´, İstanbul 1985.

Paris`te 1929&8211;1939 yılları arasında yayınlanmış ``Yaş Türkistan´´ dergisi.

Doğu Türkistanlı tanınmış tarihçi Polat Kadiri`nin yazdığı ``Ülke Tarihi´´ Ürümçi 1948.

İklil Kurban`ın yazdığı ``Şarki Türkistan Cumhuriyeti´´ başlıklı master tezi, Ankara 1992.

İklil Kurban`ın yazdığı ``Doğu Türkistan İçin Savaş´´ başlıklı doktora tezi, Ankara 1995

İklil Kurban`ın yazdığı ``Gerçekler ve Yalanlar´´ adlı anıları, Ankara 2007

İklil KURBAN



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.