Kazakistan’da tehlikeli ve belirsizliklerle dolu bir ortam
Kazakistan’da tehlikeli ve belirsizliklerle dolu bir ortam 12 Ocak 2022
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Kazakistan’da yaşanan olaylar tüm dünya tarafından yakından takip ediliyor.
Zira Kazakistan; Avrasya Ekonomik Birliği, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nün bir parçasıdır, Şanghay İşbirliği Örgütü’nün ayrılmaz bir parçasıdır ve Yeni İpek Yolu’nda merkezi bir role sahiptir ve yaklaşık 7000 kilometrelik sınırı Rusya ile paylaşmaktadır.
Ayrıca Kazakistan, zengin enerji kaynaklarına sahip bir ülkedir. Tahminlere göre, kanıtlanmış hidrokarbon rezervlerinin varlığı ile Kazakistan dünyada 13. sırada yer almaktadır.
Hidrokarbon faktörü Kazakistan’ın sadece ekonomik gelişmesinde değil aynı anda diplomatik ve uluslararası arenada konumunu genişletmesi için önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle Kazakistan’ın Hazar Denizi’nde en büyük paya sahip olması ile diğer kıyıdaş devletlere göre enerji zenginliği konusunda Hazar’da ön sırada yer almaktadır. Bu ise jeopolitik açıdan uluslararası alanda Kazakistan’ı daha da önemli konuma getirmektedir.
2.7 milyon kilometrekarelik yüzölçümüyle dünyanın 9. büyük ülkesi olmakla birlikte Orta Asya’da, Türk dünyasında, Avrasya’da önemli bir ülke.
Kısacası Kazakistan, sahip olduğu ekonomik ve stratejik kazanımları sebebiyle pek çok ülke çıkarlarının kavşak noktasını oluşturduğunu göstermektedir.
Bu gerçekten hareketle Kazakistan’da yaşanan olayların dış bağlantılı olmadığını ve sadece bazı ekonomik sıkıntılardan kaynaklandığını düşünmek çok yanlış olur.
Kazakistan hükümetinin ülkeyi modernize edememesi ve her kademeden insanın hayatını etkileyecek reformları hayata geçirememesi, ülke gelirlerinin adil paylaşılmaması, yolsuzluklara son verilmemesi gibi sebepler ile son olarak LPG ve akaryakıt fiyatlarına gelen zamların, olayların başlamasında önemli bir sebep olduğu doğrudur.
Ancak, Kazakistan’daki olayların alevlenmesinde gizli bir elin devrede olduğu diğer bir gerçektir.
Barışçıl protestoların kısa zamanda kontrolden çıkarak farklı bir boyut kazanması, yani vandallaşmasına sebep olan o gizli el, dinamitlerin fitilini ateşlemiş ve ülkeyi işgale hazır hale getirmiştir.
O gizli elin kimin olduğu henüz resmiyet kazanmış değil. Bu konuda ise çok farklı iddialar ve kafa karıştıran komplo teorileri seslendiriliyor.
Ancak o gizli elin kimin olduğunu anlamak için müneccim olmaya da gerek yok.
Çünkü sömürgeciliğe ve stratejik üstünlüğe dayalı politikaları uğruna saldıran, işgal eden, kışkırtan bölgesel ve küresel çıkar kavgalarının aktörleri belli.
•
Kazakistan üzerinde birbirinden farklı beklentileri olan birden çok ülke vardır. Bu ülkeler, halen farklı şekillerde Kazakistan içinde de yapılanmalar ve aktif faaliyetler içindedirler.
Kazakistan’da en etkili ülkelerin başında Rusya gelmektedir. Çin ve ABD’yi es geçmemek lazım.
Kazakistan’daki iç karışıklıkta Rusya’nın parmağı var mı, yok mu tartışmaları devam ededursun, Kazakistan’ın Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünden askeri yardım istemesi üzerine Kazakistan’a askeri güç konuşlandırması, hiç şüphesiz Rusya’ya yarayacaktır.
Bazı gerçekler zaman içinde netleştiğinde Kazakistan olaylarında kim ve kimlerin parmağı olduğu görülecektir.
Kazak Türkü’nün vatanı olan Kazakistan’daki üzücü gelişmeler Ankara tarafından da dikkatle izleniyor.
‘Türk Devletleri Teşkilatı’ Dönem Başkanı sıfatıyla Başkan Sayın R. Tayyip Erdoğan, üye ülkelerin devlet başkanlarını harekete geçirecek girişimlerinin yanında Dışişleri Bakanı Sn. Çavuşoğlu’nın derin bir diplomasi ile Kazakistan’a sahip çıkmaya çalışıyor olmaları çok önemli ve anlamlıdır.
Ancak bu girişimler sonunda ‘Türk Devletleri Teşkilatı’na bağlı ‘Türk Barış Gücü’ mutlaka oluşturulmalı. Kazakistan’da yaşanan olaylar, böyle bir oluşuma ihtiyaç olduğunu göstermiştir.
Rusya öncülüğündeki Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (CSTO)’nün görev süresi uzayacak olur ise mutla Türk Cumhuriyetlerinin katkılarıyla kurulacak olan ‘Türk Barış Gücü’, ülkenin istikrar ve güvenliğine destek vermek üzere (CSTO)’nin yanında Kazakistan’da konuşlandırılmalıdır.
Çünkü Kazakistan, hem Türkiye hem de Türk Devletler Teşkilatı için çok önemli bir aktör.
Eğer bu başarılır ise daha emekleme devresindeki Türk Devletleri Teşkilatı, Türk Cumhuriyetlerinin güvenini kazanmış olacağı gibi milletler camiası içinde de önemli bir prestij kazanmış olacak.
|