Kırım denince ilk akla o gelir, o anılınca ilk akla Kırım gelir
2019-11-30
Kırım denince ilk akla o gelir, o anılınca ilk akla Kırım gelir
Hayatının büyük bir bölümünü halkının özgürlüğü, vatanı Kırım`ın bağımsızlığı, insan hakları ve özgürlükleri uğruna mücadele ederek geçiren Kırım Tatarlarının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu`nun 76 yaşına girişi nedeniyle Üsküdar Belediye Başkanlığının desteğiyle Emel Kırım Vakfı tarafından ``Kırımoğlu`na Saygı Gecesi´´ düzenlendi.
Bu anlamlı etkinliğe onur konuğu olarak davete icabet emek üzere İstanbul`a gelen Türk Dünyasının yaşayan efsane isimlerinden Kırım Tatarlarının Yolbaşçısı, benim de kadim dostum Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile uzun bir aradan sonra tekrar bir araya gelmek nasip oldu.
Kendisinin ilk olarak Sovyetler Birliği döneminde zindanda &8216;ölüm orucu` eylemiyle dünya gündemine konu olduğunda &8216;Rus emperyalizmine karşı direniş ruhunun sembol ismi Cemiloğlu` olarak duymuştum.
Onun mücadelesine destek için Trabzon Ülkü Ocakları tarafından düzenlenen etkinliklere katılmış ve kişiliği ile mücadelesini yapılan konuşmalarda aktarılan bilgilerden öğrenmiş oldum.
Uzaklardan duyduğum ve mücadelesini takdir ettiğim &8216;Cemiloğlu` Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu`nu 1988 yılında davetli olduğu kısa adı ATİB olan Avrupa Türk İslam Birliği tarafından düzenlenen &8216;Kırım Tatar Türkleri` konulu konferansa katılmak üzere geldiği Frankfurt`ta kucaklaşma ve şahsen tanışma fırsatı buldum.
O tarihten sonra Avrupa`da katıldığı birçok etkinlikte beraber olduk.
Zaman zaman röportajlar yaparak görüşlerine başvurdum ve zaman zaman da Kırım üzerine hasbihâl ederdik.
O BARIŞ SEVER BİR SAVAŞCI
O, 13 Kasım 1943 tarihinde Kırım`ın kuzeyinde Bozköy`de dünyaya geldi. Daha kundakta bebekken ailesiyle birlikte diğer Kırım Tatar Türkleri gibi sürgüne gönderildi.
Ama o kendini bilir bilmez aile içindeki sohbetlerden vatanını büyümekte olduğu Özbekistan`ın Andican bölgesi değil Kırım olduğunu öğrenmişti.
O da ailesi ve diğer Kırım Tatar Türkleri gibi vatan özlemini kılcal damarlarına kadar hisseder ve vatana dönüş mücadelesine başlar.
Halkının sürgün edilişi ve uygulanan dayanılmaz baskılara karşı girdiği mücadele nedeniyle yıllarca hapishanelerde ve toplama kamplarında yaşama mahkûm edilir.
303 gün süren açlık grevi ile milletine reva görülen o insanlık faciasını dünyaya duyurmayı başarır.
15 yılı &8216;Çalışma kampı ve hapiste` olmak üzere ömrünün 52 yılı sürgünde geçti ve sonunda vatanı Kırım`a kavuşur.
Ancak o, 67 yıllık ömrünün sadece 24 yılını vatanı Kırım`da yaşar.
Çünkü, Sovyetler Birliği çöker ama Rus emperyalizminin işgal ruhu ölmez ve Ruslar işgallere devam eder.
16 Mart 2014 tarihindeki o referandum oyunuyla, Kırım resmen ilhak adı altında tekrar Rusya tarafından işgal edilir.
Böylece 2014 işgali ile Kırım Tatarları için, ikinci sürgün başlar.
Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Kırım Tatarlarının evlerine, camilere, okullarına baskınlar düzenler.
Kırım Tatar Türkleri`nin lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve diğer bazı Kırım Tatar Milli Meclisi yetkililerine Kırım`a giriş yasağı getirilir.
Kırım Tatarları`nın iradesini temsil eden Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) aşırıcı örgüt kapsamına alınarak faaliyetleri yasaklanır.
&8230;Ve o barış sever savaşçı, yine sürgündedir.
O, ilerleyen yaşına rağmen ilk günkü gibi direniş ruhlu ve mücadelede azimli bir savaşçı olarak kaldığı yerden mücadelesine tekrar başlar.
Onun mücadelesinde hiçbir zaman şiddet olmadı.
Kan dökülmesine ve gözyaşlarına sebep olacak hiçbir şiddet eylemine müsaade etmedi.
Nitekim, şiddet karşıtı mücadelesi ile dünyaya örnek olan insan hakları savunucusu olarak takdir gören Kırımoğlu, dünya barışına, demokrasisine ve insan haklarına yaptığı katkılar nedeniyle 1998`de BM tarafından verilen Nansen madalyasına, 2014`de Polonya devleti tarafından Solidarity ödülüne, 2014`de Türkiye Cumhurbaşkanlığı Ödülüne, 2019`da ömrü boyunca Sovyet rejimine ve Kırım`ın Rusya tarafından işgaline cesaretle karşı çıktığı için Avrupa Muhafazakarları ve Reformistleri Partisi tarafından Özgürlük ödülüne layık görüldü.
Ancak, Kırımoğlu, mücadelesinin hiçbir safhasında şahsi çıkar pazarlığı yapmadığı gibi teslimiyet veya mücadeleden çekilmeyi de asla düşünmedi.
Evrensel insan hak ve özgürlükleri bağlamında, demokratik yol ve yöntemler onun temel esas aldığı ilkelerdir.
O şanlı mücadelesinde insanlığı hedef alan haksızlıklar, saldırı ve işgallere karşı sivil itaatsizlik vardır.
Onun savaşı, barış ve özgürlük içindir.
Onun adı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu`dur ancak o onurlu mücadelesi nedeniyle her zaman &8216;Barış Sever Savaşçı` olarak bilinir ve anılır.
Kadim dostum, Kırım Tatarlar Türkleri`nin Yolbaşçısı, büyük mücadele adamı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu`nun davasını ve mücadelesini saygıyla selamlıyor ve destekliyorum.
|
