KKTC`de İlahiyat Kolejine neden karşı çıkılıyor
KKTC`de İlahiyat Kolejine neden karşı çıkılıyor
Batı dünyası bir türlü bileğini bükemediği, silah ve askerle yenemediği Türkleri yenebilmek için farklı yollar düşünmeye başlar ve ilk adımı 1303 yılında atar. Dönemin Papa`sı VIII. Bonifacius, Roma`da ``Studium Urbis´´i yani Roma`nın ilk üniversitesini kurar. Bu üniversitenin çalışma alanlarından bir tanesi de Türklerin zayıf ve kuvvetli taraflarının tespit edilmesidir. (Roma Üniversitesi- http://en.uniroma1.it/sapienza/about-us/our-history)
Bu bölüm işe Türklerin dillerini, dinlerini, adetlerini, geleneklerini ve göreneklerini incelemekle başlar. Amaç, Türklerin zayıf ve kuvvetli yönlerini öğrenmek, zaaflarını tespit ederek, üstlerine bu açık kapıdan giderek yenmektir. Tespit edecekleri ``Türkleri yıkma stratejisi´´nden yola çıkarak yeni bir politika ve taktik geliştirmek ve Türk coğrafyasında rahat bir çalışma ortamı sağlayarak uzun vadede Türkleri içten kemirerek yıkmaktır. (Y. Koçak, Tiran, 2015:s.35-7)
Günümüzden tam 7 asır önce, 14. yüzyılda Papa VIII. Bonifacius`nun tohumlarını attığı bu strateji ve uygulamanın yolundan Fener Patrikhanesinin Patriği V. Gregorius da gider. 1821 yılında Yunanistan`da yaşanan isyanın elebaşı olduğu ortaya çıkan Patrik V. Gregorius`un evinde; isyanla ilgili belgeler ve Osmanlının amansız düşmanı olan Rus Çarı Alexandra`ya yazılmış çeşitli istihbarat mektupları ele geçirilir.
21 Nisan 1821 tarihinde Patrikhanenin kapısında asılan Patrik Gregorius`un Rus Çarı Alexandra`ya yazdığı mektuplarında da Türklerle baş edebilmek için yapılması gerekenleri aşağıdaki şekilde sıralar;
``Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak; mümkün değildir. Çünkü: Türkler; çok sabırlı ve dayanıklı insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i nefis (onur) sahibidirler. Bu özellikleri; dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, geleneklerinin kuvvetinden, padişahlarına, kumandanlarına büyüklerine itaat duygularından gelir.
Türkler: zekidirler. Kendilerini; doğru yola sevk edecek liderleri olduğunda da daha da çalışkandırlar. Gayet; kanaatkardırlar. Onların bütün meziyetleri: hatta kahramanlık ve bağlılık duyguları; geleneklerine olan bağlılıklarından ve ahlaklarının kuvvetinden gelir.
Türkleri yıkmak için önce bağlılık duygularını kırmak ve manevî bağlarını parçalamak gerekir. Bunun da, en kısa yolu: milli ve manevî değerlerine uymayan, yabancı fikir ve davranışlara, onları alıştırmaktır.
Türkler; dış yardım kabul etmezler. Haysiyet duyguları, buna engeldir. Eğer; geçici bir süre görünürde kuvvet ve kudretleri varsa da; Türkler mutlaka dış yardıma alıştırılmalıdırlar.
Maneviyatları sarsıldığı gün; Türkleri kendilerinden şeklen çok kuvvetli, kalabalık ve güçlü kuvvetler önünde zafere götüren; asıl kudretleri sarsılacak ve o zaman Türkleri yıkmak, mümkün olabilecektir.
Bu nedenle; Osmanlı Devletini yıkmak için, yalnızca savaş Meydanlarındaki zaferler yeterli değildir. Ve hatta; bir tek bu yolda yürümek, Türklerin gerçekleri anlamalarına neden olabilir. Yapılacak iş; Türklere bir şey hissettirmeden, bünyelerindeki tahribatı tamamlamaktır.´´
1303`de başlatılan ``Türkleri topsuz tüfeksiz yenmek ve yıkmak strateji´´sinin aradan 5 asır geçtikten sonra İstanbul`da uygulanmak istendiğini, şimdi de KKTC`de bin bir zorlukla açılması başarılmış ve öğrenci sayısı çığ gibi büyüyen, yarışmalarda ve sınavlarda her zaman devlet okullarının önüne geçen İlahiyat Koleji`nin kapatılması şeklinde uygulamaya konduğunu görmekteyiz. Hedef belli; Kıbrıslı Türklerin manevi duygularını öldürmek, birlik ve beraberliği sağlayan tutkalı söküp atmak ve uzun vadede Rumların ve dolayısı ile de AB`nin yönetimi altına sokmak.
Maneviyat eğitimimizin önemini çok iyi anlamamız gerekmektedir. Bugün KKTC`nin yıkılması için çalışanların ``Bayramlarda dahi camiye gitmeyen, dinimizden ve Kuran-ı Kerimden öcü gibi korkan, hiçbir süreyi bilmeyen ve hiçbir dini vecibeyi yerine getirmeyen kişiler´´ olması da bir tesadüf değil maalesef.
Ata ATUN e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com http://www.ataatun.org Facebook: Ata Atun http://www.twitter.com/ataatun 7 Kasım 2016
|