Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10783
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2272) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3428) |

Görüş bildirebileceğiniz Türk Dünyası konuları
Türk Dünyası (888)


Türk Dünyası - Türk Dünyası konusu hakkında görüşler
Prof. Dr. Ata ATUN - (Ziyaretci) 30.11.2014 20:57:25

Polis Örgütüne Siyaset Karıştırmak

Polis Örgütüne Siyaset Karıştırmak

Gene birileri polisin sivile bağlanması fikrini alttan alttan dürtüp, yapay da olsa gündem yaratmaya çalışıyor.
Neredeyse yüzde 33 eksik olan, yani üçte biri fiilen görevde bulunmayan bir kadroyla görev yapan, canla başla çalışan, nöbet ve devriye yükü iki misline çıkmış polisimizi şaibe altında bırakmak için bir takım kesimler elden geleni yapıyor, özel biçilmiş kaftan gibi provokasyonlar bile planlayıp sahneliyorlar, polisin kural dışı davranışlara nasıl tepki vereceğini bildikleri için.
Maksat koro halinde dört beş koldan saldırarak polisi gözden düşürmek.

15 Kasım Cumhuriyet Bayramında resmi geçit yapılırken, katılımcılar kendi gönülleri ile bu kutlamaya gelerek yılların özlemi bir coşkuyu kutlarken, tören alanında ``Yurt ödevimiz barış, vicdani ret hakkımız!´´ içerikli bir pankartı açmak tam bir provokasyon. Provokasyondan da öteye oraya kutlamalara katılmaya gelmiş coşkulu halka karşı yapılmış bir hakaret. Yaşanan olayın tersi düşünülürse, törene coşkuyla katılan bayrağa, askere ve vatana bağlı kişiler, hep birlikte bu pankart açan kişilere saldırıp linç etselerdi kim suçlu olurdu. Pankart açan kişiler mi, linç edenler mi, yoksa -müdahalede yetersiz kaldı bahanesiyle- Polisimiz mi?
Sorumluluk dönüp dolaşıp, bol bir demagoji ile gene bir takım art niyetli ve polisi yıpratmak isteyen kişiler tarafından polise yüklenirdi, aynen pankart olayında olduğu gibi.

Bir tane Allah`ın kulu da çıkmadı ve pankart açanlara demedi "Sizin ne hakkınız var törene gelenleri ve törene katılanları taciz etmeye ve keyiflerini kaçırmaya" diye. Tam tersi oldu. Tepki gösteren vatandaşlarla, Polisimiz suçlu iskemlesine oturtulmaya, provokasyon yapanlar da sütten çıkmış ak kaşık gibi haklı bulunmaya çalışıldı.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramında yapılan törende açılan pankart, oraya kendi gönülleri ile gelen kişilerin duyduğu coşkuya destek veren ``Mehmetçik ve Mücahit gururumuzdur´´, ``Vicdani redde hayır&8230;´´ sözlerini içeren, Kurtuluş Savaşı`nı nasıl ve kimlerin kazanarak Cumhuriyeti kurduğunu hatırlatan, 1974`de kimlerin savaşarak bu toprakları özgür vatan haline getirdiğini vurgulayan ve destekleyen pankartlardı. Pankartı açanlar da törene oldukları yerden katılan eski mücahitler ve bu topraklara alın terini, kanını akıtmış, özgürlük için her tür fedakarlığı karşılık beklemeden yapmış kişilerdi.

Bu iki benzer törende açılan pankartları aynı kefeye koymak, "polis 29 Ekim`de açılan pankarta göz yumdu da 15 Kasım`da açılan pankarta niye göz yummadı" demek ve bunu polemik haline getirmeye çalışmak elmalarla soğanları aynı kefeye koymaya benziyor.

Vatandaşımız Polise siyasetin karışmasını veya da karıştırılmasını hiç istemiyor.
Bu konuyu kime sorduysam önce yüzlerinden bir endişe dalgası geçiyor, sonra da "yıllar içinde oluşturulmuş polisteki disiplini ve düzeni kesin bozarlar" diye yanıtlıyorlar beni.
Belli ki siyasilerin polise karışmasını ve müdahale etmesini istemiyor insanımız. Zaten devletin, Polisimizin giderlerini karşılamadığı, maaşlarını ödemediği, araç gerecine devlet bütçesinden para vermediği, benzinini dahi koyamadığı bir pozisyonda olduğunu bile bile bazı kişilerin, -tüm bunları kendileri karşılıyormuş gibi- "Polis sivile bağlasın" gibi boylarından büyük laf etmeleri abesle iştigal.
``Devleti, işe gitmeden ay sonu bir çuval para alan müşavirlerle doldurdular, şimdi de aynısını Poliste yapacaklar, yoldan geçene rütbe verip makam verip üst düzeyde görevlendirecekler. Hem polisin düzeni, bilgisi, becerisi ve disiplini bozulacak, hem de her hükümet değiştiğinde bol miktarda polis müşaviri çıkacak ortaya&8230;´´ diyor insanımız.
Bu öngörülerinde de haklılar. Siyasiler polisimizden de, askerimizden de uzak durmalılar.
Ki, ``Askerliği kısaltacağız´´, ``bedelli askerliğin önünü açacağız´´ dediler, yıllardır 100 civarında firari ve bakaya sayısı 2014 yılında 266 oldu aniden. Nedeni de işte bu "Ucuz halkçı´´, yani popülist siyasiler...

Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com
http://www.ataatun.org
Facebook: Ata Atun
http://www.twitter.com/ataatun
1 Aralık 2014



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.