4 Şubat 2009 tarihinde yayımlanan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammerberg tarafından kaleme alınan Yunanistan`da sığınma hakkı arayan kişilerin insan hakları konulu raporda ülkeye sığınmak isteyen kişilerin durumunun "endişe verici" olduğu ifade edildi. 8-10 Aralık 2008 tarihlerinde İnsan Hakları Komiseri Hammerberg ve heyetinin Yunanistan`a gerçekleştirdiği çalışma ziyareti sırasında Komiser, mültecilerin korunması dahil belirli insan hakları konularında kamu kurumları ile ulusal, uluslararası ve sivil toplum örgütleri ile görüşmeler gerçekleştirdi. Feres sınır bekleme istasyonu, kaçak (düzensiz) göçmenler için Kyprinos (Fylakio) kampı ve Evros (Meriç) bölgesinde mayınlı bir araziyi ziyaret eden Hammerberg tarafından kaleme alınan raporda Yunan sığınma sistemi ana hatları ile genel olarak açıklanırken sığınma arayan kişilerin insan haklarının korunması konusunda Yunanistan,  uluslararası insan hakları standartlarına saygı göstermeye davet edildi.

Raporda, ilk olarak Evros Meriç) bölgesinde sığınma arayan kişilerin ülkeye girişleri ve sığınma prosedürü ile ilgili olarak Komiser Hammerberg, sığınma arama ve kullanma temel hakkını risk eden Yunan sığınma uygulamasında vahim durumun sürdüğünü ifade ederken sistemik eksikliklerin olduğunu belirtiyor. Mültecilerin korunması alanında Hammerberg, yabancı uyrukluların tutuklanması ve zorunlu dönüşleri konularında Yunanistan`ı uluslararası ve Avrupa Konseyi sığınma uygulaması ile uyumlu olarak hareket etmeye davet ediyor.

İkinci olarak raporda, küçükler dahil mülteci başvurularında kabul kapasitesi konusunda sığınma arayan kişiler için mevcut yetersiz kabul edilme kapasitesinin endişe verici olduğu ifade ediliyor. Refakatsiz  ya da refakatli özellikle çocukların yaşamlarını daha da zorlaştıran kabul edilme kapasitesinin yetersizliğinin yanı sıra raporda, refakatsiz göçmen(sığınma arayan) çocuklar olaylarında özel olarak vesayet uygulaması konusunda ciddi eksikliklerin devam ettiğini tespit ediyor.

Üçüncü olarak raporda, sığınma başvuruları sürecinde sığınma prosedürü ve insan kaynaklarının merkezileştirilmesi konusunda tüm başvuruların Atina tarafından alınıp işleme konulmasının sığınma başvurularının kabul edilmesini geciktirdiğini ifade edilirken Yunanistan`dan sığınma sistemini adem-i merkezileştirmesi ve ivedilikle yeterli sayıda nitelikli personel ile birlikte sığınma başvurularını kabul eden ve işlemleri yürüten merkezler kurması talep ediliyor.

Dördüncü olarak raporda, sığınma arayan kişiler tercüme ve yasal yardım konusunda kronik problemler yaşandığı ifade ediliyor. Sığınma prosedürünün ilk aşamalarında yasal yardım yapılmaması eleştirilirken raporda, sığınma prosedüründe ikinci derecede görev yapan Temyiz Komitesi`nin oluşumu ve işleyişi ile ilgili olarak bağımsızlık konusunda ciddi endişeler yaşandığı beşinci temel sorun olarak nitelendiriliyor.

Altıncı olarak, raporda ilk ve ikinci merci sığınma kararlarında gerekçelendirme konusunda yaşayan problemlere dikkat çekilerek tam ve doğru gerekçelendirmenin eksik olduğuna dair kanıtların endişe ile karşılandığı belirtiliyor.

Yedinci ve son olarak raporda Evros mayınlı arazilerde göçmenlerin fiziksel güvenliğinin korunması konusunda yaşanan problemlere dikkat çekiliyor. Evros bölgesinde bulunan mayınlı arazilerde sığınma arayan kişiler dahil önemli sayıda yabancı uyruklu kimsenin yaşamlarını ya da uzuvlarını yitirdikleri belirtilen raporda, Yunanistan`dan Ottawa Konvansiyonu`ndan kaynaklanan yükümlülüğü kapsamında mayınlı arazileri tamamı ile temizlemesi talep ediliyor.

Habipoğlu: Yunanistan, insan hakları sicili bakımından model ülke olmaktan çok çok uzaktır

Raporda, Yunanistan`daki eksiklikler ile yanlış uygulamalara ve bunlara ilişkin tavsiyelere geniş yer veriliyor. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Hammerberg tarafından yayımlanan rapor ile ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, "Avrupa Konseyi tarafından 2009 yılında yayımlanan ilk rapor olma özelliği taşıyan Yunanistan`da sığınma arayan kişilerin insan haklarını konu edinen rapor, Yunanistan`da yaşayan insan hakları ihlallerinin bir yönünü detaylı şekilde incelemektedir. Demokrasinin doğduğu yer olmak ile övünen ülkemiz Yunanistan, insan hakları sicili bakımından model ülke olmaktan çok çok uzaktadır. Yunanistan`da insan hakları alanında problemli diğer bir alan da azınlık haklarıdır. Yunanistan, ülkesi sınırları içerisinde yaşayan farklı etnik, dilsel, dini kimliğe sahip toplulukların hakları konusunda da Avrupa Konseyi tarafından eleştirilmektedir. Batı Trakya`da yaşayan Müslüman Azınlık, Yunanistan`ın resmi olarak tanıdığı tek azınlık grubu iken Azınlığımızın Türk etnik kimliği halen kabul edilmemektedir. Buna bağlı olarak yaşanan toplanma ve dernek kurma özgürlükleri konularında yaşanan ihlallerin yanısıra ikili anlaşmalar ve yasalarca garanti altına alınmış konularda dahi insan hakları ihlalleri görülmektedir. Yunanistan, uluslararası toplumun ve çeşitli orglanlar tarafından dikkat ile gözlemlenen ülkeler içerisinde ilk sıralarda yer almaktadır.Avrupa Konseyi tarafından Yunanistan ile ilgili olarak yayımlanan ilk raporu yıl içerisinde üç rapor daha takip edecektir. Batı Trakya Türk Azınlığı`nın dini özgürlükleri dahil diğer insan hakları da Avrupa Konseyi tarafından ayrı bir rapor olarak yayımlanacaktır. Ülkemiz Yunanistan`ın özellikle azınlık hakları alanında Avrupa Konseyi ve uluslararası insan hakları standartları ile uyumlu şekilde hareket etmesi amacımız ve dileğimizdir" açıklamasında bulundu.