Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10765
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Haberler ve Yorumlar
DERSİM`DE NE OLMUŞTU ?
Cesuryorum

Dersim’de ne olmuştu?

Atatürk ve Sabiha Gökçen Türklerin yaptığı sözde soykırım iddialarına bir yenisi daha eklendi.

Geçtiğimiz günlerde Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen “Dersim Soykırımı” adlı konferans için hazırlanan bilgi notunda şu ifadeler yer alıyordu:

“Dersim katliamı-soykırımı sırasında, Türk yönetimi binlerce insanı katletti, kurtulanlar ise sürgüne gönderildi, Dersim insansızlaştırıldı. Bu acımasız eylemlerin nedeni Kürt, Alevi ve Kızılbaş olmalarıydı. Üzerinden 70 yıl geçmiş olmasına karşın, Türkiye bu soykırımı, diğer pek çok Kürt soykırımında olduğu gibi, tanımak niyetinde değildir.”

Konferans, PKK’ya yakınlığı ile bilinen AP Birleşik Sol grubu üyesi Feleknas Uca adlı bir Kürt tarafından organize edilmişti ve amaç Türkiye’nin yaptığı katliam(!) için özür dilemesi ve tazminat ödemesi gibi bir tartışmayı başlatmaktı.

Tahmin edileceği üzere, konuşmacı olarak da bilindik DTP’liler ve bir takım batılı “akademisyenler” katıldı.

Tunceli Belediye Başkanı DTP’li Songül Erol Abdil, DTP’li Aysel Tuğluk ve DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis konuşmalarında her zaman olduğu gibi PKK’lı teröristlerden gerilla, Türk devletinden de katliamcı olarak bahsettiler.

Konferansta Tunceli Belediye Başkanı kendi makam aracının bile asker tarafından şehrin giriş ve çıkışlarında arandığından yakınırken, Aysel Tuğluk, “üzerimizden ordular geçti, geçmişte yapılan hatalar hala devam ediyor” diyerek “faşizan” zihniyeti eleştirmiş.

Şerafettin Halis de Dersim’de 70-90 bin insanın öldüğünü, “38 kıyımı”nın kolu kanadı kırılmış bir Dersim yarattığını, isyan sırasında Türk askerlerinin hamile Kürt kadınlarını süngülediğini iddia etmiş.

DTP’lilerin henüz söylemediklerini ancak ima ettiklerini de Ronald Mönch adlı akademisyen vatandaş dile getirmiş:

Dersim’de yaşananların ‘insanlık suçu olduğunu’ söyledikten sonra, “Yaşasaydı, Atatürk ve dönemin bakanları, askeri yetkilileri, yargılanırlardı!” demiş.

Toplantıyı düzenleyen Kürt kökenli Feleknas Uca adlı AP milletvekili (aynı zamanda toplantıya katılan tek AP milletvekili) de “Munzur Nehri’nden 1937 yılında kan akıyordu, sadece Dersim değil, Ermeni katliamı da kabullenilmelidir” diyerek konferansın boyutunu genişletmiş!

Ha bir de Taşnaklara yakınlığı ile bilinen Avrupa Ermeni Federasyonu Başkanı Hilda Çobayan’ı bulmuşlar.

O da, “Dersim kızılbaşlığı, paganlık, Hıristiyanlık ve Alevilik karışımıdır. Osmanlı döneminde çok sayıda Ermeni Dersim’e gelerek dinlerini değiştirmişlerdir” diyerek konferansa farklı bir renk katmış.

Roj TV de canlı yayından vererek bu bilimsel ve çarpıcı iddiaları ölümsüzleştirmiş!

Evet iddialar bunlar.

Ancak doğruluk payı olan tek iddia belki de bilgi notunda yer alıyor:

“Türkiye elbette bunu tanımak niyetinde değildir!”

Üç tane çapulcu DTP’liyle, bir iki tane batılının ortaya attığı soykırım iddiaları, üzerinde durulacak, tartışılacak türden bile değil ancak Türkiye’nin 70 yılda geldiği içler acısı durumu ortaya koyması bakımından-maalesef-incelenmeli.

Türkiye, 1920’lerde başlayan ve 90 yıl sonra hortlayan yeni bir Taşnak-Hoybun saldırısı altında.

Bu bir Taşnak-Hoybun saldırısı; çünkü İngiliz, Fransız kışkırtıcılığı ile Ermeni-Kürt taşeronluğunun sonucu olarak başlayan bu tarihi ittifak, yine emperyalizmin güdümünde, yine Kürtlerle, yine Ermenilerle yeni bir cephe açmaya çalışıyor.

Ermeni soykırımı iddialarını destekleyenler, körükleyenler, Türkiye’ye dayatanlar, şimdi de bir Kürt soykırımı iddiasıyla Türk devletini yargılatmaya çalışıyor.

Oysa Dersim’de yaşananlar o kadar açık ve netti ki!

Sözde soykırım toplantısına katılan DTP Milletvekili Şerafettin Halis, Feleknas Uca ve Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil (soldan sağa), AB çatısı altında bölücülük yaptılar.

Sözde soykırım toplantısına katılan DTP Milletvekili Şerafettin Halis, Feleknas Uca ve Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil (soldan sağa), AB çatısı altında bölücülük yaptılar.

Dersim’de gerçekleşen;
soykırım değil, ayaklanmadır!
Doğusu Bingöl, kuzeyi Erzincan, batısı Malatya ve güneyi Elazığ’la çevrili bölgenin adı olan Dersim, Kürt istilasının saldırısı altında daha 1930’larda pilot bir bölge olarak, bir örgütlenme ve ayaklanma yeri olarak seçildi.

Bugün Dersim İsyanı olarak bildiğimiz isyan da 1938 yılında yeni Türk Devletinin her türlü önleme çabalarına, her türlü caydırıcı girişimlerine ve her türlü karşı hazırlığına rağmen Kürtler tarafından başlatılmış ve büyük bir bölgeye yayılması planlanmıştır.

Ta ki Atatürk’ün hazırladığı harekat planı tüm hesapları alt üst edene dek!

Ağrı Ayaklanmasının şiddetle bastırılmasına ve alınan her türlü önleme rağmen 1930ların ortalarında Kürtleşme artmış ve Kürtçülük devam etmiştir.

Dağlarda eşkıyalık, sınırlarda kaçakçılık da sürmektedir.

Özellikle Dersim bölgesindeki halk, komşu ülkelerdeki ajanlarla ve çete mensuplarıyla irtibata geçerek kaçakçılık yoluyla silahlanmıştır.

Atatürk, isyan kokusu almaktadır ve bu nedenle İnönü, Fevzi Çakmak gibi yakınındaki isimleri bu isyanı önlemek için görevlendirir.

İnönü, 1935 yılında çıktığı Şark Seyahati’nin ardından, Dersim’in ciddi karışıklıkların yaşandığı bir bölge haline geldiğini tespit eder ve bölgenin ıslahı için bir program önerir.

Program hazırlık, silahsızlanma ve gerekirse iskân olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır.
Dersim ili için özel bir yönetim biçimi getirilecek, memurlardan hiçbiri yerli halktan olmayacaktır.
Valilik bir kolordu karargahı gibi çalışacak, asayiş, maliye, ekonomi, adliye, kültür, sağlık şubeleri olacaktır.
Adliye yöntemi basit, hususi ve kesin olacaktır.
Ve bu plan gizli olacaktır.




Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.