Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10788
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Haberler ve Yorumlar
GENELKURMAY`DAN AÇIKLAMA

Genelkurmay`dan açıklama

hurriyet.com.tr 29 Nisan 2009
Genelkurmay`dan açıklama
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Karargahı`nda “İletişim Toplantısı” yapıyor. İşte Başbuğ`un açıklamaları...

İŞTE POYRAZKÖY`DE ELE GEÇİRİLEN CEPHANELİK

GİZLİ CEPHANELİK AÇIKLAMASI

- Poyrazköy’deki arazi ile ilgili biraz bilgi vermek istiyorum. Beykoz’daki arazi milli savunma Bakanlığı’na ait bir arazi değildir. Vakfa ait bit arazi. Arazi ikinci derecede askeri yasak bölgedir. Bu bölgelerin özellikleri nedir? Bu ikinci derece askeri yasak bölgelere sadece yabancılar giremez. TC vatandaşları eğer imar izni alır askeri yasak bölgeden de bir şeyi yoksa burada bina da yapar faaliyet de yapar. Oraya herkes girebilir. Poyrazköy’le ilgili olarak Bakanlar Kurulu’nun herhangi bir kısıtlama kararı yok.

- Mühimmat konusu üzerinde sadece bir kafile numarası var. Bir taarruz el bombası üretilmiş. 6380 tane üretilmiş. Hepsinde aynı numara var. Bu çeşitli birliklere dağıtılmış. Yine mesela bir lav dağırılmış 4500 tane üretilmiş. Önemli olan diğer bir husus bu üretilen MKE tarafından üretilen mühimmat hepsi TSK’nın envanterine girmiyor. Bazıları emniyetin ihtiyaçlarını karşılamak üzere onarla da gidiyor. Mesela lav, hakem bombası, bubi tuzakları, işaret fişekleri… Bunlar sadece TSK’nın envanterine giren mühimmat. Ben bulunan malzeme şurdandır, bundandır iması yapmıyorum. Sadece bilgi olarak söylüyorum. Konunun  karmaşıklığını çizmek için söylüyorum.

- Konunun karmaşık olduğunu net olarak anlatmak için söylüyorum. İşin zorluğunu herhalde ifade etmeye çalıştım. Kamuoyunda biraz yanlış bilinen biz bu konuyu açıklamadık net olarak belki hata bizde. Şimdi deniyor ki bulunan mühimmatın bir kısmı TSK’nın özel kuvvetlere ait gömülü mühimmat olabilir.1986’ya kadar TSK’nın özel kuvvetlere ait gömülü mühimmatı vardı. 86’dan sonra o gömülü mühimmatın tümünün toplatılarak depolara konulması talkimatı verildi. 1998’de tamamlandı bu işlem. TSK’nın Türkiye sathında hiçbir yerde gömülü silah ve mühimmatı yoktur. Bizlere düşen görev bu ihimmatı ilişkin sistemimizi bütün sonuçlarıyla gözden geçirerek daha sağlıklı sisteme sokmak. Bundan en çokm zarar gören bizi. Bir şey olunca hemen ilişki kurulmaya çalışıyor. Biz geçen yıldan bu yana bu konuda mesafe aldık.

1 – El bombaları ve lav önemli mühimmat. Her el bombası ve lava özel stok numarası vermemiz lazım. Bu numaranın silinmemesi lazım. Silindiğinde de o numarayı görmemiz lazım.

Bulsalar dahi silme olanağı olmayacak. Buna başladık. Envanterde olanlara kısa zamanda bunu yapmak kolay mı? Bütün sistemimizi zorluyroz. El bombaları gibi dolau olan mühimmatta içini açıp yazma imkanımız yok. Bu zaman alacak. Bahsettiğimiz mühimmat 10 binler, yüzbinlerle ifade edilen rakamlar.

 2 – Örneğin herhangi bir yerde mühimmat veya silah bulunduğu zaman Ankara’da kuvvet komutanlıklarından o kafile mühimmat hangi birliktense nokta denetleyicisi gönderiyoruz. Her olaydan sonra birliklerden resmi rapor alıyoruz, mühimmat tamam mı eksik mi? .bu sistemi yaklaşık bir yıldır çalıştırıyoruz.

Biraz sabırlı olalım. Yargının bu konu ile ilgili kararlarını bekleyelim. Bazen de yargımız maalesef zaman olarak da biraz işliyor. Bu mühimmatın kimler tarafından ne amaçla yapıldığını yargıya bıraktık. Şimdi sabırla beklemek zorundayız. Genelkurmay bulsun diyorlar kim yaptı diye. Bu bizim işimiz değil.

Silah ve mühimmatla ilgili olarak sizlerle paylaşacağım bilgiler bunlardır. Bu konu bizi de rahatsız etmektedir. Üzerimize düşen görevleri zamanında ben yapılması gerekenlerin yapıldığını sizlerle paylaştım. Mühimmatın kontrolü için bazı düzenlemelerin alınma ihtiyacı var. 1 yıldır bu konunun üzerinde ciddi şekilde duruyoruz. Bazılarında mesafe aldık.

"KAYIP MÜHİMMAT YOK"

Birliklerden aldığımız resmi raporlarda da kayıtlarımıza göre mühimmat eksiğimiz gözükmüyor. Bu mühimmatın nerden geldiği sorusu kaynaklardan biri Irak. Irak her açıdan bize problem. 4-5 sene önceki Irak’a gittiğiniz zaman sokakta parayı verin silahı çantayı koyun getirin, öyle bir durum vardı. Şimdi durum nasıl bilmiyorum ama. Diğer kaynak iç güvenlik ahrekatında bazı güçlükelrimiz var. Operasyona çıkan bir birliğin operasyondan sonra üzerindeki mühimmatı tam kontrol etmeniz zor. Diyoruz ki atıştan sonra el kovanalrını topla. Operasyondaki birliğe bunu diyebilir misiniz? Hem çatış, hem boş kovanları topla. Mühimmat sarf malzemesi. Sarf belgelerinin daha üst rütbeler tarafaından onaylanma zorunluluğunu getirdik kontrolü daha iyi olsun diye. Bu güvensizlik değil. Eskiden Komando Tugayı’nda görev yapan komando çavuşu bunu simge olarak görüyordu. Operasyonda boş el bombasını saklıyordu. Köyüne gittiğinde bu el bombası diye gösteriyordu. Son nokta ise her bulunan silah ve mühimmat konusu olduğu anda silahlı kuvvetler olduğu anda konuda ismi geçenlerle ilgili olarak askeri yargı sistemini çalıştırıyoruz. Askeri savcılar hemen o olayla ilgili soruşturmasını açıyor. Askeri soruşturma açılmayan hiçbir konu yoktur. Yarbaya ait silahlar tabi iddiadır. Bunu yargı değerlendirecek. Soruşturma sonuçlanmak üzere. Poyrazköy’De bulunan malzemelerle ilgili iddialarla ilgili Kuzey deniz Saha Komuıtanlığı’nda soruşturma aynı gün açılmıştır. 

9 EVLADIMIZ ŞEHİT OLDU

- Bu ikinci iletişim toplantımız. Toplantıya maalesef üzücü bir olayla başlıyoruz. Her zaman ifade ediyorum Türkiye aslında terörle yaşayan bir ülke. Bu sabah Diyarbakır’da yaşananlar, iki gün önce İstanbul’da yaşananlar. 

- Bu sabah Diyarbakır Bölgesi’nde Lice Genç yolu üzerinde yol emniyeti için daha sonra konvoy intikali vardı, bir tank ve bir zırhlı personel taşıyıcı geçiyordu. Olayın olduğu yerde tank aynı yerden geçiyor, arkasından M-113 zurhlı personel taşıyıcı aynı eyrden geçerken patlama olayı oluyor.

ARACIN ALTINDA 4,5 SANTİM ZIRH VARDI

- Ve bu patlama olayı sırasında elbette yüreğimizi yakan 9 tane vatan evladı şehit oldu. 9 personelimizin 2 tanesi uzman, diğerleri normal er. Zırhlı personel taşıyıcının ismi zırhlı personel taşıyıcı. Aracın altında 4-4,5 santimetre kalınlığında zırh var.

- Bu araca bu kadar etki yaptığına göre detaylı yorum yapmak doğru değil ama önce olay incelenecek. Daha sonra aydınlatıcı bilgileri sunacağız. Ordu Komutanı da olay mahalline gidiyor. Böyle bir sonuç olduğuna göre bu olaya neden olan patlayıcı çok güçlü.

- Bunlar tahmindir ama ilk değerlendirmemiz çok güçlü bir el yapımı patlayıcı olduğu şeklinde. İçinde belki diğer patlayıcılar da olabilir.

- Patlama düzeneğini de söylememiz doğru değil. Tank geçtikten sonra olduğuna göre büyük ihtimal uzaktan komutalı veya kablolu bir sistem olma ihtimali daha fazla öne çıkıyor. Kaybettiğimiz 9 şehidimize ben rahmet diliyorum. Tabii büyük bir acıdır.

- Türk milletine de başsağlığı diliyorum. Şunu unutmayalım ki terörle mücadelede karamsarlığa yer yok..

- Dolayısıyla bu tip olaylar bizlerin güvenlik kuvvetlerinin bölücü terör örgütüne karşı yürüttüğümüz mücadelede azim ve kararlılığımızı azaltmaz, kesinlikle. Dünden daha fazla azimli olarak mücadeleye devam edeceğiz.

- Nisan ayında iki faaliyetim olacağını söyledim. Biri 14 Nisan’da yaptığım yıllık değerlendirme toplantısıydı. Diğeri de İletişim toplantısıdır. Bu toplantıyı ağırlıklı olarak sizlerin sorularını alarak bu sorulara cevap vermek şeklinde yürütmeyi düşünüyorum.

BULANAN SİLAHLAR TSK ENVANTERİNDEN DEĞİL

-İstanbul Cumhriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan mühimmatla ilgili konu. Bulunan mühimmat ve silahlarla ilgili kamuoyu ve medyanın haklı olarak bilgiye ihtiyacı var. Bazı soruların cevaplandırılmaya ihtiyacı var.

- Bu haklı bir istektir. Sağlıklı değerlendirmeler yapabilmemiz için bir farkı ortaya koymamız lazım. Silahı tanımlamaya gerek yok. Silah, tabanca, tüfek, top givi şeyler. Burada silahın önemli olan noktası şu: Her silahın üzerinde mutlaka o silaha ait stok numarası var. Aynı numaraya haiz iki silah olmaz. İkinci önemli olan nokta silah askeri malzeme olarak yani silah envantere girince çıkıncaya kadar uzun süre kullanılan bir malzemedir. Silahı tanımladıktan sonra bu Başsavcılığın bugüne kadar yürüttüğü soruşturma kapsamında bulunan silahlar nelerdir? Bunun içine tabanca, tüfek, av tüfeği giriyor. 45 ader bulunan silah var. Birinci önemli olan nokta şudur: Soruşturma kapsamında bugüne kadar bulunan veya yakalanan 45 adet silah TSK’daki envantere dahil değildir.

- Kamuoyu bunları bilmediği için silahlar bulundu diyor ama bulunan silahların hiçbirisi TSK’ya ait envanterinde bulunan silah değildir. Kime aittir? Ha bunu bazıları subayımızın üzerinde bulunan silahlar kendi şahsi silahalrı. Yartgıya intikal ettiği için kaynağı nerden gelmiştir, nerden satın alınmıştır yargı sonunda çıkacak, bizim konumuz değil. Bizi ilgilendiren TSK’ya ait olup olmadığı. Silah ordunun namusudur. Bulunan silahlarla TSK artasında bağlantı kurulmaya çalışılıyor. Doğru değildir.

"BOŞ LAV`LAR NEDEN GÖMÜLMÜŞ?"

- İkinci konu mühimmat. Bulunan mühimmatlarda önem arzeden lav mühimmattır. El bombası mühimattır. Mühimmat ne demek önce onu anlayalım. Mühimmatı bir kere kullanırsınız biter. Bunlarda sadece kafile numarası var. Her mühimmatın silahlarda olduğu gibi numarası yok. Kafile numarası var. 6000 lav üretilir. Ve bu 6 bin lava aynı numarayı veriyor. Bu önemli. Bulunan mühimmatın nerden çıktığını bulabilmemiz önemli.Lav silahını gösterelim. Bu lav mühimmat olarak kabul ediyoruz. Mühimmat denince bir kez kullanırsınız. İkinci kez kullanamazsınız. Elimdeki lav içindeki toket ateşlenmiş alüminyum lav. Buna bir roket koyarak ikinci kez kullanamazsınız. 200 metre mesafede kullanırsanız 30 cm zırhı deler. Boş lav genelde yakılır. Beykoz Poyrazköy’de 5 tane boş lav paketlenmiş olarak kazıda bulundu. Gömülmüş. Bunu kullanamazsınız. Acaba bunu yapanlar kim bilemiyorum bu 5 tane boş lavı niye gömdüler? Ben bunu açıklamakta zorluk çekiyorum. Çıkan raporda da 5 tane lavın boş lav olduğu belli. Benim de bunu sormaya hakkım var.. Ben sadece merak için soruyorum. Ki hiçbir işe yaramaz, niçin paketlenerek istiyoruz ki kimin yaptığını yargı çıakrsın. Peki nasıl oldu bu iş.

SORU - CEVAPLAR

Uğur Dündar: Savunma el bombalarından söz ettiniz. Poyrazköy2deki kazıalrda bulunan el bombalarının kafile numaralarını taşıyan benzeri mühimmat Emniyet’e verilmiş olabilir mi?
Başbuğ: Daha ilk raporlar gelmedi. Size bir şey söylemeyeceğim. Bu konuyu inceleyip söyleyelim. Dolu bulunan lav var orda. O lavların bir tanesinde bir stok numarası olan SAT komandolarının envanterinde yok. MKE tarafıondan üreitlen lav silahları sadece Türkiye içinde üretilmiyor. Yabancı ülkelere de satılıyor. Her lavın üzerine stok numarasını vurduğumuz zaman bus roun ortadan kalkacak.

SORU: Eski Genelkurmay Başkanı Özkök tanıklık yaptı geçen hafta. Genel olarak yaklaşımınız nedir bu davaya? Sizin kanaatiniz nedir?
Başbuğ: İsim zikrediyorsunuz. Bu yanlış. Dava ile ilgili özel isim olmadığı yönünde mahkemenin kararı var. Bu davanıjn özel isimle anılmayacağı yönünde mahkeme kararı var. Hukuk devletiyiz, saygı göstereceğiz. İşimize gelince vet, işimize gelmeyince hayır. TSK olarak demokratik rejime bağlıyız ve saygılıyız. Bunda da kimsenin en ufak tereddütte olmaması lazım. Gerçekten bugün her ülke için anaysal düzen ve hukuk düzeni çok önemli. Biz yargıya ve hukuk sürecine dikkatle hareket etmeye azami ölçüde dikkat ediyoruz. Biz her zaman hukuka her zaman güvenilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ben bu konuda devam etmekte olan yargı süreçleriyle ilgili bunları söyleyince benim bu konuda yorum yapmamı beklemezsiniz. Burada sizlerle paylaşacağım düşünceler TSK’yı kurum olarak ilgilendiren konular. Biz mahkeme kesin karar verinceye kadar herkes suçsuzdur. Bu uluslararası bir hukuk kuralıdır. Bu yürütülen soruşturma kapsamında masumiyet ilkesine uyuluyor mu? Ben soruyorum cevap da vermeyeceğim.

SADECE GİZLİ TANIKLAR VE İTİRAFÇILARIN İFADESİ VAR

Medya bu konuda sağlıklı hareket etse bu konuda sorun olmaz. Medya olarak lütfen siz de kendinizi sorgulayın. Soruşturmanın gizliliği ilkesi Türkiye’de gerçekten var mı yok mu? En önemli olan noktadan bir tanesi bu soruşturmaların veya yargılamaların yapılırken kurumların saygınlığına da zarar verilmemesi lazım. Mecbur kaldım örnek vereceğim. Poyrazköy’de bulunan mühimmat ve silahlar bir TV’de kaç dakika gösterildi? 50 dakika. Sürekli gösterildi. Gösterilen bant herhalde 6-7 dakika. Haberi 10 sefer geçiyorsunuz. Orada bulunduğu için bir SAT ilişkisi kuruluyor, iki bir kişiyla bağlandırılıyro. Bu haberdir. Kamuoyuna verilmelidir. 50 dakika verilmesinin amacı nedir? 50 dakika bu kazıların gösterilmesi defalarca gerçekten bri habercilik midir? Yoksa acaba kamuoyuna korku ve karamsarlık vermek midir? Medyanın da haber verme ile verilen haberle karamsarlık yaratıyor muyuz? Bu sorgulanmalı. Bir itirafçı çıkıyor. Bir gazete bu itirafçının konuşmalarını 5 gün yayınlıyor. Bu bir haberdir. Bir yerde kurumsal bağ ilişkisi kurulmaya çalışıyor. Bu elbette bizi rahatsız ediyor. Haber elbette verilecektir. Ama elbette bu haberin süresi ve kamuoyu üzerinde yaratacağı etki de düşünülmeli. Türkiye her sabah kalktığınızda acaba kimin ses bandıyla karşılaşacağınız bir ortama geldi. Bunlar legal yollarla mı oluyor? Hayır. Peki o sesler kayıtları doğru mu? Değil. İddianamelere bakıyrouz. İddianamede yer alan öyle konular var ki. İkinci iddianamede 1993’de Bingöl’de meydana gelen olayla ilgili bir gizli tanığın ifadesi var. Gizli tanık kimdir, ne kadar güvenilir?. Buna ne kadar güvenilir? Olay var ama suçlanan kişilerle organik bağı yok. O zaman neden koydunuz? Ortada delil de yok. Madem bir şey koydunuz iddianameye ismi geçen kişi veolaylarla bir ilişkisi olsun ki bir anlam ifade etsin. Tabi bir de iddianamalere bakınca bazı olayların gizli tanık ve itirafçıalra dayandığını görüyorsunuz. Tüm yan dosyaları incelemedik ama sadece itirafçı ve gizli tanıklara dayanması olayların insanı bir noktada düşünmeye zorluyor. Yargı süreci devam ediyor. Yargı sürecine saygılıyız

SORU: Kıbrıs’a kadar yayılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Başbuğ: Onu da Kıbrıslı yetkililer değerlendirsin

SORU: Emekli generallerde TSK mensubu olduğu için Özkök’ün ifadesinin alınacağı bilgisi var mıydı?

Başbuğ: İkinci iddianameyi incelediyseniz ikinci iddianamede bu söz konusu konunun tefrik edildiğini görüyoruz. Savcı bunu ayırdım, ikinci iddianame içine almadım diyor. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı emekli Org. Özkök2ün tanık oalrak ifadesine başvurmaya ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Başsavcılığın bu konu ile ilgili soruşturmaya devam etmeye niyetinin olduğunu gösteriyor. Özkök benim de komutanım. Kendisim bizden hukuki olarak Adli müşavirliğimizden bilgi talep ettiler. Hukuk bazında danışmanlık görevimizi yerine getirdik.

SORU: Af kavramı da tartışıldı. Türkiye halkı kavramı içinde Kürt halkı kavramını nereye oturtuyorsunuz?

Mehmet Ali Birand: Genelkurmay Özden Örnek konusunda hiçbir şey yapmadı, bir inceleme yapıldı mı? Emekli komutanların yaptıkları iddialar var, konuşmalar var. Suçlu bulundukları takdirde bu faaliyetler TSK’yı ne kadar rahatsız ediyor? Her yerden silah fışkırıyor.

Başbuğ: Siz medyanın en duayen ismisiniz. Fışkırma demek doğru mu?

Birand: Peki sözümü geri aldım.

Başbuğ: Bahçelievler’de 3 tane G-3 mermisi bulunuyor. Hemen son dakika diye TV’lerde geçiyor. Ya yapmayın.

Birand: Başka ülkelerde bulunmuyor.

Başbuğ: Ne biliyorsun…

Altaylı: Birilerinin TSK’yı darbe yapmaya yönlendirdiği. Ben biri darbe yapacaksa ordunun içinde olması gerektiğini düşünüyorum. Gen. Askeri Savcılığı’nda darbe yapma girişimi olduğuna dair bir soruştuema yaptırdınız mı? Bu konuda ordu içinde ayrı bir soruşturma var mı?

İsmail Küçükkaya: Bir taraftan TSK’nın olayla iddia bağlamında kurulan iddialar için kendi içinzide soruşturma yürüttüğünüzü söylediniz. Endişelerinizi oralarda taşıdınız mı? Mesela Gül’le görüşüyor musunuz?

Başbuğ: Beni 13. Ceza Mahkemesi yerine de koymayın. Dava devam ediyor

Erdoğan Aktaş: Terör örgütünün Ergenekon terör örgütünü kurdurduğuna dair bir iddia var.

Başbuğ: Yine Ergenekon dediniz

Aktaş: Orada Ergenekon Terör Örgütü olarak değerlendirmeyin deniyor.

Başbuğ: Davalara özel isim verilmez.

Aktaş: Başsavcılığın yürüttüğü suçlarla cezaevine konan yapının PKK tarafından kurdurulduğuna dair iddialar var.

SORU: Biz haberleri yaparken insan olarak da etkileniyoruz. Kendi kişisel görüşlerimiz de oluşuyor. Ciddi bir endişe de ortaya çıkıyor. Bu silahlarla da darbe mi yapılır canım diyenler var. Bu silahlarla Türkiye’de ciddi bir kaos yaratılır diyenler de var. Bu silahalr Türkiye’yi kaos ortamına sürükleyecek kadar ciddi mi?

Başbuğ: Burada bu kelimelerin tartışılması bile bizi rahatsız ediyor. TSK olarak demokrasiye bağlıyız. TSK’nın bünyesinde mevcut rejime aykırı faaliyette bulunan kimse bulunamaz ve barınamaz. Biz hukuk devletine bağlı ve saygılıyız. TSK bünyesinde farklı düşüncede olan kimse barınamaz. Buna müsaade etmeyiz. Böyle bir durum söz konusu değil. Bu konulara ilişkin olarak TSK bünyesinde böyle bir araştırma ihtiyacı da yoktur.



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.