Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, Türkiye’nin kültürel farklılıklara ve kültürel zenginliklere saygılı olduğunu ancak bununla birlikte, “Kimsenin Türkiye’den belirli bir etnik gruba bireysel alanı aşacak ve ulus devlet ile üniter devlet yapısını tehlikeye sokacak haklar tanımasını bekleyemeyeceğini” söyledi. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri (KTBK) karargâhında açıklamalarda bulunan Başbuğ, kültürel alandaki düzenlemelerin herhangi bir şekilde siyasal alana doğru götürülmemesi ve ikincil kimliklerin birinci kimliğe dönüştürülmemesi gerektiğini söyledi. Başbuğ, “Bu konular ülke gündemine kasıtlı olarak devamlı sokulursa korkarız ki ülke kutuplaşmaya ve ayrışmaya sürüklenebilir. Bu Türk toplumuna karşı yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bunu PKK 1984’den beri başaramadı. Türk toplumunun mayasını bozmak isteyenlerin tuzaklarına düşmemeli, sağduyulu olmalıyız” ifadesini kullandı. Başbuğ’un sözlerinin AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun, Güneydoğu sorunun çözümü için Kürtlerin kültürel ve siyasi haklarının temin edilmesi gerektiğine işaret eden TBMM’deki konuşmasından bir gün sonra gelmesi dikkat çekti. Terörle mücadelenin zor, acılı ve kararlılık isteyen bir süreç olduğunu belirten Başbuğ, “Bu mücadelede hiçbir zaman karamsarlığa yer yoktur. Karamsar düşüncelerin ifadesi, örgüte yardımıyla eş anlamlıdır” dedi.
Desteğe devam ediyorlar Bir ülkedeki terör örgütünün, dışarıdan destek almadan varlığını devam ettirmesinin olanaksız olduğunu vurgulayan Başbuğ, terör örgütüne destek verdikleri için uyardıkları birçok ülkenin dolaylı veya dolaysız terör örgütüne destek vermeye devam ettiğini bildirdi. Orgeneral Başbuğ, Kıbrıs’ın güneyinde bulunan bazı terör örgütü destekçileri tarafından, örgütün dağ kadrosuna eleman temin edildiği ve bölücü örgüte maddi destek sağlandığının bilindiğini kaydetti. “Güvenlik kuvvetlerin örgütün silahlı kadrosunu etkisiz hale getirirken, örgüte katılım hâlâ devam ediyorsa terörle mücadele beklenenden de uzun sürer” diyen Başbuğ, “Bu görev devlete düşmektedir. O halde yapılması gereken, örgüte çeşitli nedenlerle katılanların örgüte neden katıldıklarının tespiti ile buna karşı gerekli tedbirlerin alınmasıdır” ifadesini kullandı.
Psikolojik mücadele “Terörle mücadelenin aslında psikolojik mücadele olduğunu, bu çerçevede, kamuoyuna ve medyaya görevler düştüğünü” ifade eden Başbuğ, “Kamuoyu terörle mücadelenin süreci ve özelliklerine ilişkin doğru ve açık şekilde bilgilendirilmeli ve yetkililerce bilinçsiz yapılan açıklamalarla gerçek dışı beklentilerin içine de sokulmamalıdır” ifadesini kullandı. Şubatta Irak’ın kuzeyine yapılan sınır ötesi harekatla ilgili bilgi de veren Başbuğ, birliklerin aldıkları eğitim sayesinde bu zor operasyonu hiçbir idari zayiat vermeden tamamlayabilmesini “mucize” olarak tanımladı. Başbuğ “operasyonun esas itibariyle üç komando tugayı tarafından, büyük ölçüde gece ve tamamen yaya olarak, özel taktikler uygulanarak icra edildiğini” kaydetti. |