Ahmet ÖZDEMİR
-
(Ziyaretci)
|
14.04.2011 12:06:33 |
Ahmet ÖZDEMİR - (Ziyaretci) 14.04.2011 10:45:44
GÖRÜCÜYE-VİTRİNE
GÖRÜCÜYE-VİTRİNE ÇIKTILAR
Ahmet ÖZDEMİR Maliyeci-İktisatçı aozdemir2007@hotmail.com
24. Dönem Milletvekili Seçimleri için adaylar görücüye-vitrine çıktılar. Adaylar, bazı partiler itibariyle; ön seçim-meyil yoklaması ve nihayet merkez yoklamasıyla-tercihiyle belli oldu. Merkez yoklamalarında, ortaya konulan gerekçeler ve kılıflar ne olursa olsun, genel başkanlar nihai karar verici ve tercihte bulunucu olmuşlardır. 550 milletvekilliği için on binlerle ifade edilen kimseler aday adaylığına soyunmuşlardır. Öyle olunca da, bunlardan tercih edilenler ve sıra verilenler hakkında karar vermek hiç de kolay olmamıştır. Nihayet, bütün partiler ve genel başkanları benzeri yönde açıklamalarda bulunmuşlardır. Millet, vekil olacakları arayıp-bulup hizmete davet edecekleri yerde; vekil olmak isteyenler, ben sizin vekiliniz olacağım; diye, milletin huzuruna çıkmakta, parti genel merkezleri ve genel başkanları mekânları ile çevresinde fır döndü olmaktadırlar. 23. Dönem vekillerinden yarısından fazlasının aday olamadıkları anlaşılmaktadır. Kraldan çok kralcı olanlar, genel başkanım için atlarım-zıplarım ve gerekirse gözüm kapalı peşinden ölümüne giderim diyenler, Meclis genel kurulunda ona-buna yumruk-tekme savuranlar, hakaretvari konuşanlar, çamur at izi kalsın gayretinde bulunanlar, seçim bölgelerinde kışkırtıcı davranışta bulunanlar, şöyle-böyle yapanları yakarım&8230; rollerini oynayanlar, şimdi aday olamayınca; partileri-genel başkanları için ayni gayret-fedakârlık gösterisinde bulunabilecekler midir? Önümüzdeki günlerde, Millet gerçeği bir defa daha ve geçmişte de kısmen ve/veya tamamen olduğu gibi görecektir. Ve yine görülecektir ki, milletvekili olup da; şimdi listede yer almayanlar veya seçime girmekle beraber seçilemeyenlerden kaçı seçim bölgelerinde ikâmet eder olacaklardır. Merak edilse gerektir, herhalde. Seçime iştirak eden belli başlı partilerden; AKP`si; aktif milletvekillerinden 167 kişiyi re`sen liste dışında bırakmıştır. Bu, Partiden 20 kişinin de aday adaylığına soyunmadıkları ifade edilmiştir. Adaylığa, kendi rızasıyla soyunmayan kişileri, bu davranışlarından dolayı takdir etmek gerekir, deriz. Nihayet, bir dönem geçtikten sonra, tekrar temsilcilik görevinde bulunabilecekler, ihtimal dışı olmasa gerektir. Bunların örnekleri, şimdiki listelerde görülmektedir. Böylece, büyük bir kan değişimine gidilmiştir. Milletin huzuruna yeni yüzlerle çıkılmak istenmiştir. Merhum, Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ`in oğlu Ahmet Kutalmış`ın bu Parti saflarında yer alması, farklı ve ayrıcalı güç kaynaklarından birisini teşkil etmiş olacaktır, şüphesiz. Ahmet Kutalmış`ın siyasi faaliyetlerinin ve geleceğinin başarılı olması, samimi ve içten arzumuzdur, doğrusu. Aydın MENDERES-Ramiz ONGUN ve benzeri vasıftaki-mefkûredeki gibi birçok kişiler bu çatı altında olsaydı, daha da isabetli olurdu, herhalde. Yapılan açıklamada, parlamenter adaylarının tamamına yakınının lisans ve üstü eğitime sahip oldukları ileri sürülmüştür. Ancak, siyasette; illâ da diplomalıların başarılı olduklarına ilişkin herhangi bir denklem yoktur. İyi biline, deriz. MHP`de kendi takdir ölçüleri paralelinde bir liste hazırlamıştır. En isabetlisini yapmak istediklerine şüphe yoktur. Ancak, bir Ahmet Kutalmış`ı-annesini veya Zafer dayısını,Turgut Neşeli`yi, Ahmet Tekin`i, Mustafa Ata`yı,Kemal İnandı`yı,Muhterem Aras`ı, Recep Gedikoğlu`nu, Mustafa Demirkan`ı, Dursun Yalçın`ı, Erol Dinç`i, Mevlüt Uluğtekin Yılmaz`ı, Yusuf Okumuş`u, Ali Koç`u, Ali Kömürcü`yü, Kâmil Hanoğlu`nu, Hüseyin Raşit Yılmaz`ı, Emin Oruç`u, Mustafa Baş`ı, tespit edememiş-değerlendirememiş ve eski dönem milletvekillerinden Muharrem Şemsek ile Rıza Müftüoğlu`nu ve daha nicelerini değerlendirememiş, hizmete-göreve davet edememiştir. İsteriz ki, TBMM`de olsunlar. Öyle de olacağına inanıyoruz. Zira, Mecliste olmalarında; her şeye ve siyasi iktidarla uzlaşmaz tavırlarına rağmen fayda olacağı, açıktır. Bu yönde ve takdir toplayan temsili hareketlerden Cumhurbaşkanı`nın seçilmesi, kızlarımızın kılık-kıyafet engeline takılmadan yüksek tahsil yapmalarına, Türk dış politikasının desteklenmesine, ilişkin hukuki düzenlemelere destek vermesi&8230;bazıları olarak gösterilebilir. CHP`de, bir curcuna gider havası esiyor, neredeyse. Genel Başkanları kendi içinde devrim yaptığını söyleyerek, bir çok kimseyi siyasi hırsla liste dışı bırakmıştır. Yani, inkılâp yaptım denilemiyor. Devrim, devirmekten gelir. Öyle olmuş ve muhalifler devrilmiştir. Hayret ki, Deniz Baykal bey; ben de çekiliyorum, diyemiyor. Dese, Kemal bey ve çevresini bayram havasına sokar, şüphesiz. Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz misâli. Benim adım Kemal der de der. Sanki adına; Murteza-Ali Ekber-Mehmet Ali&8230; diyen varmış gibi. Sadece, şahsına Gandi benzetmesi yapıldı da, Kendileri de; belirtilen benzetmeden rahatsızım-memnunum gibi bir görüntü sergilemedi. Kendi çevresinde ve Partisinde; adı Kemal olmayan nice kişiler vardır. Yani, onlar; verdikleri sözleri tutamayacak durumda mıdırlar? Demezler mi, adama. Bundan sonrası, hikayeden öteye gitmez. Görücüye-vitrine çıkanlar ortada. Şimdi bunlara bakacaksınız: - Kimler, bilgisiyle-tecrübesiyle-sosyal davranışlarıyla,kişiliğiyle Devlete-Millete-seçmenlerine-Türk Milletine en güzel manada hizmet verebileceklerdendir; - Hangileri, atlar-zıplar, onunla bununla kavga eder-önüne gelene hakaret eder, hiç olmazsa izi kalır diye etrafa çamur atar, bir selamlaşmayı-tokalaşmayı dahi herkese aksettirmez; - Seçildikten sonra hangileri; elektronik haberleşme adreslerini-telefonlarını çevresine-vatandaşlara kapatır, açık olsa da bakmaz veya başkalarına baktırır ve tarafına direkt-endirekt intikal eden istekleri ka`ale almaz. İşte, siyasi tercihlerde, bunlar da; önemli olsa gerektir Sizler cevap istersiniz, onlar yanıt gönderirse, sizler bir meselenizin hallini ister ve onlar da sorununuzla ilgileneceğim derse, sizler şu konuda bir hukuki düzenlemeye gidin der de onlar da gereken yasal düzenlemeye gideceğiz&8230; derse, sizler kendileriyle nasıl haberleşme yapabilmiş olacaksınız. Boş vaatlere kapılmayalım, aklınıza uygun olmayan demeçleri-beyanatları körü körüne alkışlamayalım. Beğenmediğimiz, tavırlara-konuşmalara sırtımızı dönmesini bilelim. Bütün bunları yapar iken kırıcı olmayalım. Asgari saygı-sevgi sınırlarımızı muhafaza edelim, isteriz. Yüce Türk Milleti ve seçmenleri geçmişte olduğu gibi, Türk Devleti ve Türk Milleti için en iyi ve isabetli kararı önümüzdeki 12 Haziran 2011 seçimlerde de verecek ve neticesi 13 Haziran`da görülecektir. Buna da az bir süre kalmıştır. İnşallah hayırlara vesile olsun; temennilerimizle-dualarımızla ve beklentilerimizle, diyelim.
|
|