Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10765
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
ASKERİ MÜZELER
Müzeler, toplumların kültür ve sanat birikimiyle tarihi zenginliklerinin tanıtılmasında önemli bir kilometre taşı. Yüzyıllar önce silah ve harp araçlarından oluşan aile müzeleri, Türk toplumundaki müzecilik geleneğinin bir başlangıcı olarak kabul edilebilir. İstanbul`un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed, Aya İrini Kilisesi`ni bir silah deposuna çevirdi ve "Cebehane" adını verdi. Bu depoda eski Türk silahlarıyla, savaşlar sırasında yabancı milletlerden ganimet olarak alınan silahlar toplanıyordu. Bu depo bir süre sonra zengin silah koleksiyonlarıyla doldu ve 1726 yılında III. Ahmed`in emriyle onarılarak "Darü`l Esliha" adını aldı. Ancak III. Selim ve II.

Mahmud dönemlerindeki yeniçeri ayaklanmaları sırasında burası yağma edildi. 1826 yılında Yeniçeri Ocağı kaldırılırken buradaki malzemelerin onlara ait olduğu sanıldı. Bu yüzden değerli birçok malzeme de yok edildi.

Abdülmecid devrinde Tophane Müşiri Ahmed Fethi Paşa, bir askeri müze kurulması görüşünü ortaya attı. Bu görüşünü de 1846 yılında gerçekleştirdi. Darü`l Esliha`daki eserleri ayırtarak ilk askeri müzeyi bu binada kurdu. Müze, "Mecma-i Esliha-i Atika" ve "Mecma-i Asâr-ı Atika" olmak üzere iki bölümden oluşuyordu. Birinci bölümde harp silah ve gereçleri, ikinci bölümde ise arkeolojik eserler yer alıyordu. "Mecma-i Asâr-ı Atika" bölümü daha sonra Osman Hamdi Bey tarafından Çinili Köşk`e taşındı ve bugünkü Arkeoloji Müzesi`nin temelini oluşturdu. Eski silahlar bölümü, yani Askeri Müze ise yerinde kaldı. 1876 yılından itibaren Maçka`daki eski Harbiye İdadisi ikinci bir silahhane olarak kullanılmaya başlandı. Mahmut Şevket Paşa, Harbiye Nazırı olunca 1909 yılında Ferik Ahmed Muhtar Paşa`yı "Esliha-ı Atika Müzesi" müdürlüğüne getirdi. Bunun sonucu olarak da Askeri Müze`yi kurdu.
Müze kurulduktan sonra çalışmalarını sürdüren Ahmed Muhtar Paşa, bazı değişiklikler ve yenilikler yaptı.

Müzenin ismini "Müze-i Asker-i Hümayun" olarak değiştirdi. Bir kütüphane kurdu. Atış poligonu yaptırdı. Ayrıca, müzede bir sinema da hizmete açtı. Ahmed Muhtar Paşa daha sonra askeri bandoların temeli olan Yeniçeri Mehterhanesi`ni "Mehterhane-i Hâkani" ismi ile faaliyete geçirdi. 1923 yılına kadar görevde kalan Ahmed Muhtar Paşa, Askeri Müze`yi İstanbul`un görülmeye değer bir köşesi haline getirdi. Müzeyi her gün çok sayıda İstanbullu geziyordu.
Cumhuriyet`in ilanından sonra Askeri Müze binası baştan sona onarıldı. İkinci Dünya Savaşı`nın başlamasıyla birlikte Askeri Müze`de bulunan çok kıymetli silah ve harp aracı Niğde`ye taşındı. 1949 yılında ise tekrar İstanbul`a getirilerek Maçka Silahhanesi`nde sergilendi. 1949-1955 yılları arasında malzemenin sayım ve devir teslim işlemleri, envanter kayıtlarının yenilenmesi çalışmaları yapıldı. 1955 yılında Maçka Kışlası`nın Teknik Üniversite`ye devredilmesi üzerine malzeme buradan alınarak eski Harbiye Jimnastikhanesi`ne taşındı. Buranın bir müzeye dönüştürülmesi uzun sürdü.
 
 
Zamanla bu binanın Askeri Müze sergileri için yetersiz kalması ve çağdaş anlamda gelişmeye ve atılımlara imkân vermemesi üzerine, 1967`de mimar Nezih Eldem`in projesiyle eski Harbiye Binası`nın tamamının çağdaş müzecilik atılımlarına uygun şekilde restore edilmesine başlandı. Askeri Müze 1993 yılında yeni sergileme sistemi ile ziyarete açıldıktan sonra, yeni sergileme mekânları ve sergileme elemanları ile yalnızca çağdaş bir müze görünümüne kavuşmakla kalmayıp, çağdaş müzeciliğin gereği olan Uluslararası Müzeler Konseyi`nin (İCOM) belirlediği standart müzecilik uygulamalarına ve teknolojinin Türkiye müzelerine girişine de öncülük etti.

Ziyaretçilerin gereksinim duyduğu bilgilere ulaşabilecekleri bilgisayar destekli dokunmatik monitör sistemleri 1994 yılından itibaren TÜBİTAK ile ortaklaşa olarak on bir ayrı salon için planlandı.
 
 
Bugün Tanıtım Salonu, Kurtuluş ve Çanakkale Salonları ile Birinci Dünya Savaşı Savunma Silahları ve Çadırlar Galerisi salonlarında faaliyete sokulan bu sistem ile bilgisayar ortamında fotoğraf, çizim, metin, animasyon, ses ve video gibi farklı iletişim kanallarının bir arada kullanılması suretiyle kullanıcıya yoğun bir bilgi aktarımı sağlanabiliyor.
Müzede ayrıca, yerli ve yabancı, sivil, asker her türlü kültür ve sanat etkinliğinin yapılabildiği Kültür Sitesi Kompleksi de yer alıyor. Kültür Sitesi`nde simultane tercüme desteğinde konferans, seminer, sempozyum, kolokyum gibi toplantılar ile sergilerin, kabul salonlarında ise kültürel ve sanatsal etkinliğin yapılmasına imkân tanınıyor.
Müze büyük bir silah koleksiyonuna sahip. Bunlar arasında ok, yay, balta, kesici aletler gibi saldırı silahları, zırh, miğfer ve kalkandan oluşan savunma silahlarının yanı sıra 300`den fazla İslami ve Avrupa topundan oluşan büyük bir top koleksiyonu da bulunuyor.
 
 

Silah koleksiyonlarının dışında kalan üniformalar, madalya ve nişanlar, sancak alemleri, bayrak-sancak ve çadırlar, müzede korunan diğer askeri malzemenin başlıcaları. 350 parça civarındaki çadır koleksiyonunun tamamı Osmanlı çadırlarından meydana geliyor. Askeri Müze`de düzenlenen etkinliklerin belki de en ilginci dünyanın en eski bandosu olarak bilinen Mehteran Bölüğü`nün müzenin açık olduğu günlerde verdiği konserler. Günümüzde de tarihin sesini duyuran bu konserler, yerli ve yabancı tüm ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor.


 

* Dr. İlhan Akbulut, yazar..

 


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.