Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10765
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
EKMEK

Evrensel kutsal değer

Ekmek

Türkler için olmazsa olmaz bir besindir ekmek. Türklerin ekmekle olan ilişkisi, dünya tarihinde yer aldıkları her sahnede, farklı boyutlarda günümüze kadar sürmüştür. Bu ilişki, kuşkusuz gelecekte de Türklerin hem maddi hem manevi kültüründe devam edecektir.

Zaman içinde tahılları beslenme kaynaklarına katan atalarımız aynı zamanda yıl boyunca gıdalarını saklama fırsatını yakalamışlardır. Bu süreç, insanlığı dünya tarihinde en önemli besin kaynağını oluşturacak olan ekmeğin icadına doğru götürecektir.
Özellikle buğday ununun mayalanarak sanki bir sihir marifetiymiş gibi iki katı hacme ulaşması, eski çağ insanlarınca bir mucize olarak görülmüştür. Zira o zamana kadar hem besleyecek hem doyuracak hem de kendi kendine çoğalacak bir besin kaynağını keşfetmişlerdir. Gerek çok gerekse tek tanrılı dinler döneminde insanlar tarafından kutsal bir değer olarak kabul edilen ekmek, İslamiyet, Hıristiyanlık ve Yahudilik dinlerinde kutsallığını korumaya devam etmiştir.

Türkler’de hububat kullanımı
Zorlu bir coğrafyada her an göçe hazır bir durumda yaşamanın getirdiği şartlar içinde hububatın muhafazası ve taşınabilmesi, ister istemez bu ürünün Asya bozkırlarındaki ticaretle çok geniş bir pazara ulaşmasını sağlamıştır. Hububatın yanında kurutulmuş sebze ve meyvelerin de uzun süre muhafazası ve taşınabilirliği bu yiyeceklerin ticaretinin erken devirlerde başlamasını sağlamıştır.
Önceleri uzun süre bozkırlarda hububata pek sık rastlanılmadığı ve Türklerin normal yaşamlarında bu ürünün önemli bir rol oynamadığı düşünülmektedir. Ancak İsa’dan sonraki ilk yüzyıllarda Çin’le olan ilişkileri geliştikçe, özellikle Göktürkler döneminde ve Türklerin İpek Yolu’nu egemenlikleri altına aldığı altıncı yüzyılda, hububat kullanımı Türkler arasında da yaygınlaşmıştır.
Kaşgarlı Mahmut, yağda kızartılmış hububat olan ‘kavut’un, loğusalıkta kadınlara verildiğini yazmaktadır. Bu sözcükler arasında Türkiye’den Çin’in Türkçe konuşulan bölgelerine kadar kullanılan “ekmek” veya “etmek” sözcüğünün yanı sıra, gözleme, külde pişirilen bir çeşit ekmek olan kömeç, yuvarlak ekmek olan tokaç, ve iki çeşit ince ekmek de bulunmaktadır: yufka ve poskal.

Özel yufka açma tekniği
Türkler, diğer göçebeler gibi çabuk kurulma ve toplanma ilkelerinden ötürü ince hamur işleri üzerine yoğunlaşmışlardır. Akıtma, bazlama, gözleme, yufka gibi çabuk hazırlanan, önceden maya hazırlığı gerektirmeyen ekmek türlerine yoğunlaşmışlardır. Bu ürünler bir saç tabaka üzerinde çok kısa sürede pişirilip kurutulur ve gerektiği zaman ıslatılarak yenir. Bu nedenle ince hamur açma tekniği, ancak göçer yaşam şartının ortaya koyduğu zorlamadan ortaya çıkmıştır.
Balkanlara kadar taşıdıkları ince yufka açma tekniği, günümüzde dahi en zor fırıncılık veya aşçılık tekniklerinden biridir. Mayasız ekmek üreten Orta Asya Türkleri bu ekmeği mayalı ekmek dolgunluğuna getirmek için, yufkaları 5 – 10’ar kat üst üste koyarak ortalarına badem, ceviz, kaymak, peynir, ot, sebze, meyve kuruları gibi gıdaları koyup tekrar üstlerine 5 – 10 yufka daha koyup içi katıklı büyük bir somun ekmek yaparak tüketme yoluna gitmişlerdir. Bu aslında 15. – 16 y.y. Osmanlı İmparatorluğunda baklavanın ve su böreği gibi çeşitlerin ilk atası olarak da kabul edilmektedir.

Pita’dan Pideye
Türkler, özellikle Hindistan’dan, İran toprakları üzerinden Anadolu’ya gelen Hint mutfak kültüründen etkilenen “pita” ile pide tekniğini geliştirerek dolgulu ekmek sanatında yeni bir boyut kazandırmışlardır. Hamurunda düşük oranda maya kullanılan pide, Türklerle birlikte batıya ilerlerken, yolda uğradığı bölgelerde birçok değişiklik geçirmiştir.
Orta Asya’dan batıya doğru Türkler tarafında getirilen birçok hamur işinden bahsetmek mümkündür. Aynı zamanda Doğu Roma imparatorluğundan sonra Anadolu’ya yerleşmiş olan Selçuklular ve sonrasında Osmanlılar, buradaki yerleşik kültürün oluşturduğu gelenekselleşmiş fırıncılık tekniklerine kendi deneyimlerini de katarak belki de dünyanın en geniş ekmekçilik bilgisine ulaştılar.
Eski Türk ekmeklerinin yassı olmasının nedeni, göçebelerin somun ekmek pişirmede kullanılan fırınları olmaması ve ekmeklerini sac üzerinde veya ocak kenarında yapmalarıdır. Bu ekmekleri pişirmeden önce üzerine geometrik şekiller çizerek süslemek eski bir Türk adetidir. Bugün bu süslemeler, profesyonel fırıncılar için ‘imza’ yerine geçiyor.
Ekmek konusunda Artun Ünsal’ın “Nimet Geldi Ekine” ve Güngör Karauğut’un “Hititler döneminde Anadolu’da Ekmek” kitapları son derece geniş ve özenle araştırılmış bilgileri sunmaktadırlar.
Charles Perry’nin makalesi “Türkçe Konuşanlar” kitabından alınmıştır.


Tarifler 

Vişneli ekmek tatlısı
Malzemesi:
1/2 kg vişne veya 1 paket dondurulmuş vişne (ıslatılmış kuru vişne)
3 su bardağı şeker
3 bardak su
1 adet fırınlanmış bayat ekmek dilimi
1/2 paket krem şanti
1/2 su bardağı süt
1 adet muz
Süslemek için: Antep Fıstığı

Hazırlanışı:
Vişnelerin çekirdekleri çıkarılıp tencereye alınır. Şeker ve su ilavesiyle kaynatılır. Ekmek dilimlerinin ilk katı tepsiye dizilir. Üzerine vişne taneleriyle birlikte sıcak vişne şerbeti dökülür. Diğer ekmek dilimleri üzerine dizilir. Tekrar vişne şerbeti dökülür. Şerbeti emene dek bekletilir. Krem şanti ile süt karıştırılıp koyulaştırıldıktan sonra, krem şantiyle süslenir. İnce kesilmiş muz dilimleri, her bir ekmek diliminin üzerine dizilir. Üzerine (arzuya göre) dövülmüş Antep fıstığı serperek servis edilir.

Islama köfte ( Adapazarı )

Malzemesi:
500 gr koyun döş
1 adet kuru soğan
3 dilim bayat ekmek
1 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı kimyon
2 adet domates
12 adet sivri biber
1/4 demet maydanoz
2 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber
1 çorba kaşığı sıvıyağ
1 su bardağı kemik suyu
Yeterince tuz

Hazırlanışı:
Köftelik et. malzemeleriyle birlikte iki kez makinadan çekilir. Temiz kap içinde elle yoğrulur. 20 gr / adet olarak basılır. Mangal kömürlü ızgarada pişirilir. Diğer tarafta kaynamakta olan kemik suyundan başka bir tencereye alınır. tuz, sıvıyağ ve kırmızı toz biber ilavesiyle sos hazırlanır. Bir gün önceden alınmış karafırın ekmeği dilimlenir, sosa batırılarak ızgarada kızartılır. Yanında yarım kesilmiş domates ve bütün sivribiberler de ızgarada pişirilir. Servis, tabakta altta ekmek, üstte köfte, tekrar ekmek, domates, biber olacak şekilde sunulur.

Ekmek aşı

Malzemesi:
1 adet bayat karafırın ekmeği (ufak parçalara bölünecek)
1 adet ince doğranmış kuru soğan
4 diş sarımsak
100 gr tereyağ
1 tatlı kaşığı tuz
2 adet yumurta
1 çay kaşığı toz kırmızı biber
2 su bardağı et suyu
4 yemek kaşığı zeytinyağı

Hazırlanışı:
Tencerede terayağ ve zeytinyağı eritilir. İnce doğranmış soğanlar ve sarımsak pembeleşinceye kadar kavrulur. Tuz, kırmızı toz biber ilave edilip, et suyu dökülerek kaynamaya bırakılır. 3 – 4 dakika kaynadıktan sonra bir kasede 2 adet yumurta çırpılır. Kaynayan et suyuna dökülür, beraber karıştırılarak bir taşım kaynatılır.Servis kabına ekmek parçaları konulur. Üzerine kaynayan et suyu gezdirilir. Sıcak olarak servis edilir.

Peynirli hamur lokması

Malzemesi:
500 gr un
300 gr su
1 tatlı kaşığı tuz
Kızartmak için yeterince zeytinyağı
200 gr beyaz peynir
1/2 demet ince kıyılmış maydanoz
25 gr yaş maya
1 yemek kaşığı toz şeker
1 adet yumurta

Hazırlanışı:
Un, karıştırma kabına dökülür. Ortası havuz şeklinde açılıp, ılık suyla eritilmiş maya ileve edilir. Tuz, şeker ve su eklenerek mayanın köpürmesi beklenir. Daha sonra yoğrularak hamur haline getirilir. 30 dakika, üzeri bezle örtülüp bekletilir. Küçük parçalara bölünür. Tuzsuz beyaz peynir rendelenip ince kıyılmış maydanoz ve 1 adet yumurta ilavesiyle, iç malzeme hazır duruma getirilir. Hamur, içine peynirli iç malzemeden yeterince konulup kapatılır. Kızgın yağda iyice kızartılır. Sıcak olarak servis edilir.(Skylife Dergisinin, Temmuz 2009 sayısından alınmıştır.)


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.