Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10765
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
HAMSE TÜRKLERİ (İran)

Hamse Türkleri

Mehmet Emin Resulzade, 1912 yılında Türk Yurdu dergisinde yayınlanan bir yazısında İran Türkleri için şunları söylüyor: "Bu gün İran`da yaşayan Türkler, ne Rusya`da olduğu gibi mahkum ne de Türkiye`de olduğu gibi hakim bir millettir. İran Türkleri asıl İranlı olan Farslarla hukukta müsavi vatandaş halinde bulunuyorlar. Aynı hakları, aynı imtiyazları haizdirler; ögeylik çekmezler. Beş yüz seneden beri İran`da hükümran olan padişahlar, hep Türk ırkından geldiler; bu gün İcrayı saltanat eden Kaçar sülalesi de Türkmen kabilelerinden bir kabileye mensuptur. Fakat İran hükümdarlarının Türk olması Türkler`e hususi bir imtiyaz bahş etmediği gibi, Fars Milleti`nin tazyikine de sebep olmamıştır. Hükümdarların Türklüğüne rağmen memleketin lisan-ı resmisi Farisi kalmış ve merasim ve teşrifatta hep Farisi an`anatı muhafaza olunmuştur. İran`da Farslar, Türkler`in kuvvetli bazularına, cengaverlik seciyelerine dayanmışlar, Türkler de Fars medeniyetinin maneviyatına istinat eylemişler ve bu suretle teşrik-i mesa`i ederek İran hükümet-i hazırasını vücuda getirmişlerdir." Bu devlet yönetiminde Türklerle Farslar arasındaki dengenin nasıl kurulduğu şu sözlerle naklediliyor: "Askerlerin çoğU Türk, valiler Türk, arazi sahipleri genellikle Türk, ancak sadrazamlar genellikle Fars`tır. Kaçarlar zamanında ancak iki tane Türk vezir gelmiştir." 

 

Mezheple ilgili telakkilerin bu kadar birbirine yaklaştırdığı Türkle Fars`ın fıtri farklılıkları konusunda Resulzade şunları söylemektedir: "İran Türkü başka Türk kardeşi gibi bir az daha muhafazakardır. Azerbaycanlı bir Türk Şirazlı bir Fars`tan daha mutaassıptır. Türk Fars kadar hür düşünceli değil, fakat onun kadar azimsiz ve laubali de değildir. Türk daha metin ve daha sebatkardır".

Resulzade milli kimliğin en önemli unsuru olan dil için de şöyle bir değerlendirme yapmaktadır: "İran Türkleri için Arapça nasıl bir din dili ise Farsça da o ölçüde bir yetki ve nüfuza sahip bir yazı dilidir. Türkçe konuşulur, Türkçe nutuk edilir, Türkçe vaazlar söylenir, fakat yazıya gelince hep Farsça kesilir. İran`ın eski dönemlerinde olduğu gibi yakın zamanda da Farsça yazan pek çok Türk asıllı şair, yazar, fikir ve siyaset adamı yetişmiştir". 

 Bugün İran nüfusunun yarıya yakınını teşkil etmesine rağmen Türkler İranlıların şövence tutumları yüzünden dil ve tarihlerini öğrenme ve kullanmada en geri kalmış Türk kitlesini teşkil etmektedir. Bin yıla yakın Türk idaresi altında yaşamanın verdiği eziklik yüzünden İranlılar belki de Türklere en kötü muameleyi yapan milletlerin başında gelmektedir.
 
İran`da yaşamakta olan pek çok küçük Türk boyları da bulunmaktadır.Bunlardan biri de,Güney Azerbaycan`da yaşayan Hamse Türkleridir.Zencan şehri, Tebris’in Güneydoğusunda Tebris şehrine bitişik Zencan eyaleti içerisindedir. Hamse isminden hareketle bölgeye de Hamse Türkleri bölgesi denilmiştir ve literatüre de bu isimle geçmiştir.
Aslen Innanlu, Baharlu
ve Nefer boylarıdır.
Hamse Türkleri`nin nüfüsu 320 binden fazladır.

 

Hamse Türklerine ait “Kelete Yazıtları" bulunmaktadır.

 

İran içinde tarihten bugüne dökülen Türk kanı, Turan coğrafyasının diğer bölgelerinden az değildir. 1905 yılında Settar Han, 1920`de Şeyh Muhammed Hıyabani, 1944 1945`de Mir Cafer Pişeveri başçılığındaki Azerbaycan millî hükümeti ve 1995`de Güney Azerbaycan millî uyanış hareketi olarak, kabaca dört başlıkta topladığım Güney Azerbaycan millî hareketi, her döneminde binlerle ifade edilen sayılarda şehit vermiştir. Türk millî davası, elbette kanla beslenir. Kan dökmeden can almadan Türk hakimiyeti kurulamaz. Şehitlerimiz, iftiharımızdır. Atalarımız, Anadolu`da dahil Türk`ün yaşadığı toprakları güle oynaya değil, ucundan, kınından kan damlayan kılıçlarla yurt yaptı..

 

"Biz istiyoruz ki, ülkede hüküm süren hakiki millet olsun. Biz de halen meşrutiyet rejimi vardır. Bu meşrutiyet rejimini hayata geçirmek ilk adımdır ki, bu adımı biz atmalıyız. Biz, sözü işe çevirmeliyiz . Meşrutiyeti dilimizde değil, bütün idarelerimizde yerleştirmeliyiz. Biz, Tebriz şehrinden başlayarak bütün İran`da arzularımızı yerine getireceğiz`... 1919 yılında büyük önder Şeyh Muhammed Hıyabani, İran Türklüğünün hedeflerini bu sözleriyle açıklamıştır. (Müge ÇETİNKAYA)

 

Siz Türk değilsiniz. İran`ı istilâ eden Moğolların idaresinde kalarak Türkçe öğrenmiş Farslarsınız` gibi üç yaşındaki çocuk dimağının bile kabul etmeyeceği saçmalıklarla Güney Azerbaycan Türklerini soylarından, dillerinden, benlik ve varlıklarından koparma gayretindeki Fars hâkimiyeti, 1979 İslam devrimiyle de Türk düşmanlığından zerre kaybetmeden ilerliyor.(Müge ÇETİNKAYA)

 

Filistin Arab`ı Lübnan Hizbullah`ı için gözyaşı dökenler, feryat figan sokaklarda bağırıp elli bin kişilik mitingler düzenleyenler ama Doğu Türkistan Türkleri için, Güney Azerbaycan Türkleri için, Kerkük Türkleri için kılını bile kıpırdatmayanlar !. Karınlarında altın var diye Yemen`de Türkleri katleden Araplara duyduğunuz sevgi ve muhabbetin, hiç olmazsa yarısını, eğer Türkseniz soydaşlarınız için duyun... Eğer Türkseniz ?!!!!!!!!(Müge ÇETİNKAYA)

 

Bize, Türk`ü seven, Türk`ten taraf olan yani Türkçü Türkler lâzım.




Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.