Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10766
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
HASTA HAKLARI
HASTA HAKLARI
 
Mustafa OĞUZ
 
Hasta Haklarını kısaca temel insan haklarının sağlık alanına yansıması olarak tanımlamak mümkündür. Hasta hakları dediğimizde karşımıza ilk çıkan kavram “hak” tır. Hak nedir?

Hak kavramını; insanın doğuştan getirdiği ve daha sonra hukuk düzeninin verdiği maddi-manevi yetkiler olarak tanımlamak mümkündür.Hak kavramını açıkladıktan sonra karşımıza insan hakları çıkmaktadır.

§  İnsan hakları ilk kez 1215 yılında İngiltere’de gündeme gelmiştir.

§  Resmi olarak 18. yüzyıl sonlarında Amerikan Haklar Bildirgesi yayımlandı.

§  1789 Fransız İnsan ve Vatandaş Hakları Evrensel Bildirgesi yayınlanmıştır.

§  Savaş felaketlerinden arta kalan kuşakları korumak ve temel insan haklarını, adaleti, toplumsal ilerlemeyi ve özgürlüğü düzenlemek ve teşvik etmek amacıyla 1945’de Birleşmiş Milletler kuruldu.

§  10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi yayımlandı. Buna göre; herkesin özgür, onurlu, hakları bakımından eşit oldukları belirtilmektedir. Çeşitli insan hakları bulunmaktadır. Bu haklar kazanımlara göre kuşaklara ayrılmıştır. Bu kuşaklarda bulunan haklar Tabloda ayrıntısıyla gösterilmiştir.

Hak ve insan hakları kavramlarını açıkladıktan sonra asıl konumuz olan hasta hakları konusuna gelecek olursak, nedir hasta hakları?

Hasta Hakları: Kısaca temel insan haklarının sağlık alanına yansıması olarak tanımlamak mümkündür. Sağlık Bakanlığının, 01.08.1998 tarih ve 23420 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hasta Hakları Yönetmeliğinde ise Hasta Hakları şöyle ifade edilmiştir:

Hasta Hakları: Sağlık hizmetlerinden faydalanma ihtiyacı bulunan fertlerin, sırf insan olmaları hasabiyle sahip bulundukları ve T.C. Anayasası, milletlerarası antlaşmalar, kanunlar ve diğer mevzuat ile teminat altına alınmış bulunan haklarını ifade eder.

Hasta Hakları İlkeleri

Hasta Hakları kavramının ne olduğunu ortaya koyduktan sonra bu hakların hangi ilkeler çerçevesinde olması gerektiğini belirtmek gereği ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda, hasta hakları ilkelerini şöyle sıralayabiliriz:

1. Kadın ve erkek herkesin insan olması dolayısıyla saygı görmeye hakkı vardır.

2. Herkes kendi yaşamını belirleme hakkına sahiptir.

3. Herkes fiziksel ve zihinsel bütünlüğe sahip olmaya ve kişi olarak güvenli bir yaşam sürdürme hakkına sahiptir.

4. Kadın veya erkek herkesin özel yaşamına saygı gösterilmelidir.

5. Herkes kendi ahlaki ve kültürel değerlerine, dinsel ve felsefi inançlarına sahip olma ve bunlara saygı gösterilme hakkına sahiptir.

6. Herkes hastalıkların önlenmesi ve sağlık bakımı için yeterli ölçüde çabalar ile sağlığının korunması ve kendisi için edinilebilir en yüksek sağlık seviyesine kavuşma hakkına sahiptir.

 
Hasta Haklarının Amaçları

Hasta hakları ilkelerini belirledikten sonra amaçların ne olduğunun ayrıntılı bir şekilde ortaya konması gereği ortaya çıkmaktadır. Aşağıda maddeler halinde hasta haklarının amaçlarını belirtilmiştir:

1. Hastanın bir kişi olarak gelişmesini ve kişinin bütünlük ve itibarını korunması, sağlık hizmetlerinde temel insan haklarını yeniden onaylaması.

2. Hastalara sağlık hizmetlerinden tam olarak yararlanma konusunda yardım etmek ve sistemle ilgili sorunların etkisini hafifletmek.

3. Hastalarla sağlık personeli arasındaki ilişkiyi desteklemek ve geliştirmek, özellikle de hastaların sağlık hizmeti sürecine aktif katılımını cesaretlendirmek.

4. Hasta kuruluşları, sağlık personeli ve sağlık yönetimleri arasındaki diyologlar için yeni fırsatlar yaratmak ve varolanları güçlendirmek.

5. Sağlık personelinin mesleki uygulamalardan doğan hatalarını azaltmak.

6.  Hastaların sağlık hizmetleriyle ilgili ulusal ve yerel programlara katılmasını sağlayarak sağlık hizmeti kalitesini artırmak.

7.  Çocuklar, psikiyatrik hastalar, yaşlılar ve mahkumlar gibi özel gruplar için ayrıntılı düzenlemeler getirmek.

8. Hasta-hekim ilişkisinde edilgen modeli değiştirerek sağlık hizmetlerinin insancıllaştırılmasını sağlamak.

9. Hasta eğitimini genel bir uygulama haline getirerek sağlık hizmeti etkinliğini arttırmak.

10. Hasta haklarıyla ilgili düzenli başvuru mekanizmaları oluşturarak sağlık hizmeti ortamında oto kontrol sağlamak.

11. Sağlık hizmetlerindeki piyasa dinamiklerine bağımlılıktan kaynaklanan ve hastaları “para kazanma” aracı olarak gören uygulamaları önleyecek sağlık kültürü geliştirmek.

 

 DÜNYADA HASTA HAKLARI

Hasta hakları konusu ülkemizde olduğu gibi dünyada da fazla bir geçmişe sahip değildir. Buna paralel son yıllarda bu konuda hızlı bir gelişme kaydedilmiştir.

§  Nuremberg Kanunları

Hasta Haklarıyla ilgili ilk resmi deklerasyon; Nuremberg Kanunları adı altında yayınlanmıştır. Bu kanun Nazi doktorlarının izin almadan mahkumlar üzerinde yaptıkları işlemler üzerine ortaya çıkmıştır. Buna göre, doktorlar yapacakları işlemler hakkında mutlaka mahkumları bilgilendirerek onaylarını almaları esasına dayanmaktadır.

§  Helsinki Deklerasyonu

Daha sonra 1963 yılında Helsinki Deklerasyonu yayınlanmıştır.

§  Lizbon Bildirgesi 

1981 yılında Dünya Tabipler Birliği’nin yayınlamış olduğu Lizbon Bildirgesi bulunmaktadır.

§  Amsterdam Bildirgesi

Avrupa’da hasta haklarının geliştirilmesi bildirgesi olarak 28-30 Mart 1994 tarihinde Amsterdam Bildirgesi yayınlanmıştır.

§  Bali Bildirgesi

 Dünya Tabipler Birliği tarafından Eylül 1995 tarihinde Endonezya’nın Bali kentinde yapılan toplantıda Lizbon Hasta Hakları Bildirgesi gözden geçirilerek Bali Bildirgesi yayınlanmıştır.

§  Çocuk Hastaların Hakları Bildirgesi

Dünya Tabipler Birliği’nin 22-26 Ekim 1996 tarihinde Güney Afrika’da yayınladığı bildirgede çocuk hastaların hakları ayrıntılı bir şekilde belirtilmektedir. Bildiri de, çocukların özel bir öneme sahip olmaları nedeniyle bu konuya daha fazla önem verilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bu bildirgede, genel hasta haklarından ayrı olarak bazı haklar sayılmaktadır. Örneğin, çocuğun eğitiminin sürdürülebilmesi için uygun bir ortamın olması gerektiği, kendi yaşıtlarıyla aynı odaları paylaşması gerektiği gibi.

§  Varşova Toplantısı

Avrupa ülkelerinin sağlık bakanları 7-8 Kasım 1996 tarihlerinde Varşova’da bir araya gelerek hasta hakları konusunu enine boyuna tartışarak, ne yapılması gerektiğini ve Avrupa’da sağlık hizmetlerinin daha iyi sunulabilmesi için bazı kararlar almışlardır.

§  İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi

Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan ve üye ülkeler tarafından imzalan bu sözleşme ile, hızla gelişen Biyoloji ve tıp alanında insana saygı duyulmasını ve onurunun güvence altına alınmasını, bu alanın kötüye kullanılmasının önlenmesini, uygulamada ortaya çıkacak sorunların çözümü için kamuoyu oluşturulmasını, toplum üyelerine haklarını ve sorumluluklarının hatırlatılmasını amaçlamaktadır. Bu sözleşmeyi ülkemizde imzalamıştır.

 
ÜLKEMİZDE HASTA HAKLARI

§  Selçuklular ve Osmanlılarda

Anadolu’daki darüşşifalar   bilgi ve beceriye sahibi hekim ve sağlık kadrosuna sahiptirler. Halk, hastalık durumlarında bu hekimlere güvenerek rahatça başvurabiliyorlardı. Darüşşifalarda  din, dil, ırk farkı gözetilmeden her hastanın tıbbi bakım ve tedavisi yapılmıştır. Hastaların ilaçları da buralarda yapılır ve parasız hastalara dağıtılırdı.

Ülkemizde hasta hakları, “Anayasa”, “Tıbbi Deontoloji Tüzüğü” ve Bakanlığımızca hazırlanan “Hasta Hakları Yönetmeliği”, “Hasta Hakları Uygulama Yönergesi” ile düzenlenmiştir.,

§  Anayasamızın 56. Maddesinde şöyle denilmektedir:

Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurabilir.

§  Tıbbi Deontoloji Tüzüğü,

19.02.1960 tarih ve 10436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Deontoloji Tüzüğü’nde Hasta Haklarıyla ilgili olarak şu maddeler göze çarpmaktadır.

Madde 4: Tabip ve diş tabibi, meslek ve sanatının icrası vesilesiyle muttali olduğu sırları, kanuni mecburiyet olmadıkça, ifşa edemez. Tıbbi toplantılarda takdim edilen veya yayınlarda bahis konusu olan vakalarda, hastanın hüviyeti açıklanamaz.

Madde 5: Sağlık müesseselerinde tatbik olunan usul ve kaideler mahfuz olmak üzere, hasta; tabibini ve diş tabibini serbestçe seçer.

Madde 6: Tabip ve diş tabibi, sanat ve mesleğini icra ederken, hiçbir tesir ve nüfuza kapılmaksızın, vicdani ve mesleki kanaatine göre hareket eder.

Madde 14: Tabip ve diş tabibi, hastanın vaziyetinin icap ettirdiği sıhhi ihtimamı gösterir. Hastanın hayatını kurtarmak ve sıhhatini korumak mümkün olmadığı takdirde dahi, ıstırabını azaltmaya veya dindirmeye çalışmakla mükelleftir. Tabip ve diş tabibi hastasına ümit vererek teselli eder. Hastanın maneviyatı üzerinde fena tesir yapmak suretiyle hastalığın artması ihtimali bulunmadığı takdirde, teşhise göre alınması gereken tedbirlerin hastaya açıkça söylenmesi lazımdır. Ancak hastalığın, vahim görülen akıbet ve seyrinin saklanması uygundur. Meş’um bir prognostik (hastalığın seyri) hastanın kendisine çok büyük bir ihtiyatla ihsas edilebilir. Hasta tarafından, böyle bir prognostiğin ailesine açıklanmaması istenilmemiş veya açıklanacağı şahıs tayin olunmamış ise, durum ailesine bildirilir

§  Hasta Hakları Yönetmeliği,

Ülkemizde hasta haklarıyla ilgili olarak 01.08.1998 tarih ve 23420 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hasta Hakları Yönetmeliği bulunmaktadır.

§  Hasta Hakları Uygulama Yönergesi

 26.04.2005 tarihli Makam Oluru ve 03.05.2005 tarihli Genelge ile yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

 
 EN TEMEL HASTA HAKLARI

Herhangi bir sağlık kuruluşuna sağlık hizmeti almak için başvuran herkesin sahip olduğu haklar yönetmelikte şu başlıklar altında sunulmuştur:

·  Hizmetten Genel Olarak Faydalanma Hakkı

Herkesin; adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde sağlık hizmetlerinden faydalanmaya, ırk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınmadan hizmet almaya hakkı vardır.

·  Bilgilendirilme ve Bilgi İsteme Hakkı

Herkesin; her türlü sağlık hizmetinin ve imkanın neler olduğunu öğrenmeye ve sağlık durumu ile ilgili her türlü bilgiyi sözlü veya yazılı olarak almaya hakkı vardır.

·  Sağlık Kuruluşunu, Personeli Tanıma, Seçme ve Değiştirme Hakkı

Tüm hastalar; sağlık kuruluşunu seçmeye, değiştirmeye ve seçtiği sağlık kuruluşunda verilen sağlık hizmetlerinden faydalanmaya, sağlık hizmeti verecek ve vermekte olan hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının kimliklerini, görev ve ünvanlarını öğrenmeye, seçme ve değiştirmeye hakkı vardır. Bu anlamda bildiğiniz gibi Bakanlık Eylül 2004’de “Hekim Seçme Uygulamasını” başlattı. Şu an 383 hastanede hekim seçme uygulaması başlatılmıştır. Uygulama ile poliklinik sayıları yüzde yüz oranında artırılmıştır. Örneğin bir hastanemizde uygulamadan önce poliklinik sayısı 3 iken uzman sayısı 30’du. Uygulama başlatıldıktan sonra poliklinik sayısı 17’ye çıkarılmıştır. Hastalarımıza sorduğumuzda bu uygulamadan çok memnun olduklarını, çünkü istedikleri hekimi seçebildiklerini, fazla sıra beklemediklerini ve kendilerine yeteri kadar zaman ayrıldığını belirtmişlerdir.

·  Mahremiyet

Herkesin gizliliğe uygun olan bir ortamda her türlü sağlık hizmetini almaya hakkı vardır.

·  Bilgilendirilmiş Rıza

Her türlü tıbbi müdahale öncesinde hastaya;

Kendisi ile ilgili tıbbi gerçekler,

Önerilen tıbbi girişimler,

Her bir girişimin olası risk ve yararları,

Önerilen girişimlerin farklı seçenekleri,

Tedavisiz kalmanın etkisi,

Tanı, sonuç ve tedavinin gidişatı anlatılmalıdır.

Tüm bunlar anlatıldıktan sonra hastanın kendi el yazısı ile tüm bunları kabul ettiğine dair rızası alınmalıdır.

·  Güvenlik

Herkesin sağlık hizmetini güvenli bir ortamda almaya hakkı vardır.

·  Dini Vecibeleri Yerine Getirebilme

Sağlık kuruluşunun imkanları ölçüsünde ve idarece alınan tedbirler çerçevesinde, dini vecibelerini yerine getirmeye hakkı vardır.

·  Saygınlık Görme ve Rahatlık

Herkes; saygı ve ihtimam gösterilerek, güler yüzlü, nazik, şefkatli bir ortamda, her türlü hijyenik şartlar sağlanmış, gürültülü ve rahatsız edici bütün etkenler giderilmiş bir sağlık hizmeti almaya hakkı vardır.

·  Ziyaret ve Refakatçi Bulundurma

Sağlık kurum ve kuruluşlarca belirlenen usul ve esaslara uygun olarak ziyaretçi kabul etmeye, mevzuatın, sağlık kurum ve kuruluşlarının imkanları ölçüsünde ve tabibin uygun görmesi durumunda refakatçi bulundurmayı istemeye hakkı vardır.

·  Başvuru ve Dava

Herkes haklarının ihlal edildiğini düşünüyorsa, mevzuat çerçevesinde her türlü başvuru, şikayet ve dava hakkına sahiptir.

·  Bilgilerin gizli tutulması hakkı

Tüm hastalar; tedavisi ile ilgili bilgilerin gizli tutulmasını isteme hakkı vardır.

·  Tedaviyi reddetme ve durdurma hakkı

Herkes istediği zaman tedaviyi reddetme ve durdurma hakkına sahiptir.

 
HASTA SORUMLULUĞU NEDİR?

Bir yerde hak varsa hemen yanı başında sorumluluk da vardır. Son dönemde hasta haklarının yanında bir de “Hasta Sorumluluğu” kavramı ortaya çıkmıştır. Genel olarak, hastanın bir sağlık kuruluşuna başvurmadan ve başvurduktan sonraki süreçte yerine getirmesi gereken ödev ve yükümlülükler diye tarif etmemiz mümkündür. Hasta sorumluluklarını şöyle sıralamamız mümkündür.

1. Genel Sorumluluklar

·  Kişiler kendi sağlığına dikkat etmek için elinden geleni yapmalı ve sağlıklı bir yaşam için verilen tavsiyelere uymalıdır.

·   Kişi uygunsa kan verebilir ya da organ bağışında bulunabilir.

·  Basit durumlarda kişiler kendi bakımlarını yapmalıdır.

2. Sosyal Güvenlik Durumu

§  Hasta; sağlık, sosyal güvenlik ve kişisel bilgilerindeki değişiklikleri zamanında bildirmek durumundadır.

§  Hasta; sağlık karnesinin (Bağ-Kur, Yeşil Kart gibi) vizesini zamanında yaptırmak zorundadır.

3. Sağlık Çalışanlarını Bilgilendirme

§  Hasta; yakınmalarını, daha önce geçirdiği hastalıkları, yatarak herhangi bir tedavi görüp görmediğini, eğer varsa halen kullandığı ilaçları ve tüm sağlığıyla ilgili bilgileri tam, eksiksiz vermelidir.

4. Hastane Kurallarına Uyma

§  Hasta; başvurduğu sağlık kuruluşunun kural ve uygulamalarına uymalıdır.

§  Hasta sağlık Bakanlığı ve diğer sosyal güvenlik kurumlarınca belirlenen sevk zincirine uymalıdır .

§  Hastanın; tedavi, bakım ve rehabilitasyon sürecince sağlık çalışanları ile işbirliği içinde olması beklenir.

§  Hasta; randevulu hizmet veren bir sağlık tesisinden yararlanıyorsa randevunun tarih ve saatine uyması ve değişiklikleri ilgili yere bildirmesi gerekir.

§  Hasta; hastane personelinin, diğer hastaların ve ziyaretçilerin haklarına saygı göstermelidir.

§  Hasta; hastane malzemelerine verdiği zararları karşılamak zorundadır.

5. Tedavisi İle İlgili Önerilere Uyma

§  Hasta; tedavisi ve ilaçlarla ilgili tavsiyeleri dikkatle dinlemeli ve anlayamadığı yerleri sormalıdır.

§  Hastanın; tedavisiyle ilgili önerilere uyum sağlayamama durumu söz konusu ise bunu sağlık çalışanına bildirmesi gerekir.

§  Hasta sağlık bakım ve taburculuk sonrası bakım planını beklendiği gibi doğru anlayıp anlamadığını belirtmesi gerekir.

§  Hasta; uygulanacak tedaviyi reddetmesi veya önerilere uymamasından dolayı doğacak sonuçlardan kendisi sorumludur.

Hasta Hakları Başvuru Yolları ve Bilgileri 

Talep edilen hakkın gerçekten bir hak olup olmadığını kontrol edilmelidir.

Yaşanılan durumda bu hakkın gerçekten ihlal edilip edilmediği değerlendirilmelidir.

Hak ihlali kesin olarak ortaya konulmuşsa hakkını arama yoluna gidilmelidir.

Sağlık hizmetleri konusunda daha önce saydığımız haklardan herhangi birisinin ihlâl edilmesi halinde neler yapılacağı konusunda birbirinden farklı mekanizmalar söz konusudur.

Bunların ayrıntısına girmeden önce şu temel noktaların bilinmesinde yarar vardır:

Öncelikle;

•Talep edilen hakkın gerçekten bir hak olup olmadığını kontrol edilmelidir.

•Yaşanılan durumda bu hakkın gerçekten ihlal edilip edilmediği değerlendirilmelidir.

•Hak ihlali kesin olarak ortaya konulmuşsa hakkını arama yoluna gidilmelidir.

•Tüm hak arama süreçlerinde iddiların kanıtlanabilmesi için yaşananlara ilişkin kanıtlara ve tanıklara gereksinim vardır. Tıbbi olaylarda en önemli kanıtlar ise hastalarla ilgili yapılan işlemleri ortaya koyan kayıtlar, hasta dosyaları ve yapılan işlemlerin, incelemelerin sonuçlarını gösterir raporlardır. Sağlıklı bir başvuru süreci için bunların eksiksiz olması önemlidir. Bu bakımdan herhangi bri başvuru yoluna gidilmeden önce bu belgelerin elde bulunmasınının büyük önemi ve yararı vardır.

Hasta Hakları Yönetmeliği`nin 16. Maddesi" hükmüne göre hastalar kendileri ya da yakınları aracılığıyla bu dosyaların içeriğinin ve yazılan raporların bir örneğini talep edebilirler. Eğer bu örneğin çıkarılmasının bir masrafı olacaksa bunu hastanın karşılaması gerekir. Bunun dışında dosya örneklerini vermek için dosyayı elinde bulunduran kişi ya da kurum başka bir koşul ileri sürmeksizin bu talebe yanıtlamak, yani örnekleri vermek zorundadır. Bundan kaçınılan durumlarda başka bir kusurlu davranış doğmuş olur ve bu da bir sorumluluk ortaya çıkarır, ayrıca şikayet konusu edilebilir.

Dosya örnekleri çıkarıldıktan sonra başvuruya karar verilmişse başvurulacak yerlerin sayısından en az bir fazla sayıda dosyanın kopyası alınarak muhafaza edilmeli ve başvuru sırasında başvuru dilekçelerine eklenmelidir.

Ancak bunun da bir süresi olduğu unutulmamalı, konusuna göre değişen süreler aşılmadan önce gerekli girişimler yapılmalıdır.

Hakların ihlâli halinde bunları izleyen ve kovuşturan kurumlar hangileridir?

Bunların ayrıntılarına girecek olursak şunları şöylemek mümkündür:

Şu anda bu hakların ihlali durumunda; ihlali izleyen, sorgulayan ve ihlal edenlerle ilgili yaptırımları gündeme getiren 3 ayrı kurum ve sistem vardır.

1.İdari soruşturma ve yaptırımlar: Kamu yönetim kademeleri ve kusurlu ya da sorumlu olan kişinin amirlerine yapılan başvurularla başlar. İdare Hukuku`yle ilgili mevzuat temel alınır. Bu soruşturmalar da fiil ya da eylem bir kişi tarafından yapılmış olsa bile "idare yargılanır"

İdare Hukuku açısından memurun "Cezai sorumluluğu" için özel düzenlemeler söz konusudur. Ayrıca onu çalıştıran idarenin yaptıkları ya da yapmadıklarından kaynaklanan kusura dayanan, bir de çalıştıran sıfatıyla "Kusursuz sorumluluğu" söz konusu olur.

İdarenin hukuki sorumluluğunu ortaya koymak için de idareye yönelik olarak "tazminat davası" (Tam yargı davası) açılabilir. Bu davanın sonucunda tazminata hükmedilirse, bunu devlet öder, ancak ödediği tazminatın tümünü ya da belirli bir bölümünü ffiili işleyenden tahsil edebilir.

İdari sorşturmanın bir de "disiplin" bölümü vardır. Burada memur idarenin kendi disiplin yönetmeliği çerçevesinde soruşturulur.

Hasta Hakları Yönetmeliği`ne dayanarak çıkarılan "Hasta hakları Yönergesi" hükümlerine göre kamu çalışanları, kurumdaki hasta hakları birimlerine yapılan şikayetler üzerine, bu yönerge hükümlerine göre oluşturulan bir "Hasta Hakları Kurulu"nun değerlendirmesinden sonra idari disiplin işlemine maruz kalırlar. Burada kurul bir anlamda memurun bir üstündeki amire bir tür danışmanlık hizmeti vermiş olmaktadır. Burada bir sorumluluk doğrasa diğer mekanizmaların devreye girmesi gerekmektedir. Ancak mevcut örneklerde bu yola gidildiğine ilişkin örnekler yoktur.

2.Mesleki soruşturma ve yaptırımlar: Hekimler, Dişhekimler, Eczacılar, (yani bir Meslek odası olan sağlık çalışanları) üye olsunlar olmasınlar "mesleki faaliyetleri bakımından" meslek örgütlerinin denetim ve kontrolu altındadırlar. Dolayısıyla bu kişilerle ilgili mesleki yönden söz konusu olan yanlış, eksik, kusurlu ya da hatalı davranışları bu örgütlerin kendi iç kuralları çerçevesinde "mesleki yönden değerlendirilerek" eğer sorumlu bulunurlarsa uyarma, kınama, kısa süreli meslekten men gibi çeşitli yaptırımlara maruz kalabilriler. Bunun için meslek örgütlerine (odalara) bildirim veya şikayette bulunulması gereklidir. Meslek odalarının bu görevleri örgütün vatandaşa, mesleğe ve meslektaşlarına karşı sorumluluğunun bir gereği olarak yürütülür.

3.Hukuki, cezai soruşturma ve yaptırımlar: Başvurunun yapılacağı hukuki kurumlar, adliye, savcılıklardır. Başvurular "bildirim, duyum ya da şikayet" yoluyla yapılır.

Burada öncelikle yapılması gereken "kasıt/kusur" ayrımının yapılmasıdır. Yeni Türk Ceza Yasası`nda bu noktada yeni açılımlar söz konusudur.

Hukuki sorumluluk iki başlıkta inceleme konusu olur. Bunlardan ilki "Ceza Hukuku" bakımından yapılan sorumluluk değerlendirmesidir. Herhangi bir bedensel zararın ortaya çıktığı ya da ölüme yol açan "haksız fiil ya da kusurlu, eksik, yanlış davranış" söz konusu olduğunda TCK çerçevesinde bir değerlendirme yapılır ve bir yaptırım uygulanır. Eğer hekim kamu çalışanı yani "devlet memuru" ise onun cezai bakımdan yargılanabilmesi için önce idareden izin alınması gerekmektedir. Bu başvurunun sonucunda başvuruyu yapana yönelik bir "doğrudan yarar" söz konusu değildir. Başvuruyu yapan kişi açılan davaya "müdahil" olarak katılabilir.

Hukuki başvurunun ikinci grubunu "Özel Hukuk" açısından yapılan başvurular oluşturur. Burada amaç "fiilden doğan mağduriyetin tazmin edilmesi"dir. Dolayısıyla açılan dava da "tazminat sorumluluğu" çerçevesinde yürüyecektir. Asliye Hukuk Mahkemeleri`ne usulüne göre hazırlanmış bir başvuru gerekir. Medeni Kanun, Borçlar Kanunu ve Sözleşme Sorumluluğu temel alınır. Talep edilen tazminat "maddi veya manevi" kayıpları içerebilir. Ancak dava açılması sırasında talep edilen tazminata göre belirli bir oranda "harç" yatırılması gerekir.

Bu süreçleri harekete geçirme amacıyla yapılan başvurular belirtilen kurumlara yapılmalıdır.

Başvuruların yapılmasıyla ilgili olarak belirli süreler söz konsudur. Bu sürelerin başlangıcı bazı durumda sorumluluk doğuran "fiilin yapıldığı" tarih, bazı durumlarda da "zararın ortaya çıktığı ya da fark edildiği" tarihtir. Zaman aşımları her uygulama için farklı olabilmektedir.

Bu başvuruların her biri birer hak arama işlevini yerine getiren işlem doğurur. Dolayısıyla kendi içinde "bağımsız" işleyen mekanizmalardır. Birinin başlaması diğerine ya da sonuçlanması diğerinin sonuçlanmasına bağlı değildir.

Bu başvuruların her biri tek başına yapılabildiği gibi, birkaçı ya da hepsi birden de yapılabilir.

Yine bu başvurulardan yalnızca "tazminat başvuruları" başvuruyu yapana doğrudan bir yarar sağlar. Diğerleri "adaletin yerine gelmesi" ve bireyin vatandaş olarak görev ve sorumlulukları çerçevesinde yapılması gereken işlemlerdir ve istenen sonuç "kamu yararı ve yapılan işlemin yinelenmesini engellemektir" Yani bu mekanizmalar sonucu gerçekleşen yaptırımlar toplumu dolayısıyla da o kişiyi de yeniden benzer bir hak ihlaliyle karşılaşmaktan korur.

Kaynak: http://www.hastaninhakları.com 



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.