Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
MEZARLIKLARIMIZ VE BAKIMLARI

MEZARLIKLARIMIZ VE BAKIMLARI

 

                                       Ahmet ÖZDEMİR

                                     Maliyeci-İktisatçı

                                                       aozdemir2007@hotmail.com

 
             (((ÖZGEÇMİŞ
             Ali ve Safiye evliliğinden mütevellit olarak 16 Mart 1945 Tirebolu (GİRESUN) doğumlu olup, babasından ötürü Aşağı Ortacami Köyü nüfusuna kayıtlıdır.

            1957 yılında Tirebolu Sakarya İlkokulu’ndan, 1960 yılında Tirebolu Ortaokulu’ndan, 1963 yılında Ankara Maliye Meslek Okulu’ndan mezun oldu.

 

            30 Temmuz 1963 tarihinde ve Çarşamba günü itibariyle Giresun Defterdarlığında Stajiyer olarak kamu görevine başladı. Daha sonra Ordu Defterdarlığında Stajiyer-aday memur,memur olarak çalışmakta (05.09.1664 – 24.04.1967) iken Manisa 1. Piyade Er Eğitim Tugayına intisapla piyade er, piyade onbaşı ve S – 3 yazıcısı olarak 24.04.1967–26.04.1969 yılları ve zaman diliminde askerlik hizmetini yaptı.

 

            Askerlik dönüşü Giresun Defterdarlığı Vergi Dairesinde (28.04.1969–04.09.1969) vergi memuru olarak göreve başladı. Aynı yıl ve ilk defa uygulanmaya başlanan imtihana girerek üç aylık temel teknik mesleki eğitim semineri görerek ve bunun bir ayını Hesap Uzmanları Kurulu Ankara Grup Başkanlığında defter ve belge incelemesi yaparak Defterdarlık Vergi Kontrol Memuru oldu ve sırasıyla Trabzon’a (01.11.1970-20.04.1972), Ordu’ya (24.04.1972–03.01.1975) ve Ankara’ya (10.01.1975 –03.04.1979), tayin edildi.

 

            Ankara’daki memuriyeti sırasında A.İ.T.İ.A. Mali Bilimler ve Muhasebe Yüksek Okulu (İşletme ve Muhasebe) gece bölümünden, 1974 – 1978 itibariyle lisans eğitimini  tamamladı ve mezun oldu.

 

            Daha sonra Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Merkez Teşkilatında geçici görevli, genel müdürlük müşaviri (Üçlü Karar: 28.02.1979/22087, RG.14.03.1979/16578; 03.04.1979 – 01.08.1979) kadrosunda şube müdürü olarak çalışmakta iken Trabzon Bölge Vergiler Muvazzaf İtiraz Komisyonu Başkanı (Üçlü Karar: 28.06.1979/22448, RG. 08.07.1679/16690; 13.08.1979 – 22.04.1980) olarak tayin edildi. Buradan Bağ-Kur Genel Müdürlüğüne naklen geçerek genel müdürlük müşaviri (24.04.1980 – 30.06.1980), Mali İşler ve Muhasebe Dairesi Başkanı (30.06.1980 – 01.04.1981) olarak hizmet verdi. Bunu müteakip tekrar Gelirler Genel Müdürlüğüne döndü. Şube Müdürü (02.04.1981 – 27.02.1982), Grup Başkanı (27.02.1982 – 08.02.1985) ve daha sonra bu kadronun kaldırılmasıyla yeniden şube müdürü  (08.02.1993 – 23.12.1993) kadrosunda görev yaptı. 1977 ve 1990 yıllarında iki defa kısa süreli Almanya’ya (Bon – Nürünberg) Türk vatandaşlarımızın emlâk vergisi beyannamelerinin doldurulmasına yardımcı olmaya görevlendirildi. Hizmet içi eğitimlerin bazılarında konuşmacı yapıldı. Gazi Üniversitesine devredilmeden 1982 yılı ikinci döneminde Maliye Bakanlığı Maliye Önlisans Yüksek Okulunda eğitim görevlisi oldu.

 

            Ayrıca, Futbol Hakemliği (Bölge lisans no: 2682, Milli lisans no: 791) yaptı ve memuriyetinin elvermemesi ve özel sebepleriyle 1979 yılında bu faaliyetini bıraktı.

 

            Maliye Bakanlığı Tetkik Kurulu’nun 1983/258 sayısında yer alan <<GÖTÜRÜ GELİR VERGİSİ MÜKELLEFİYETİ>> ile makalelerinden derlediği <<SPORUMUZA BAKIŞ>>, <<BÜROKRASİ VE BÜROKRAT>> ve <<GEÇMİŞTE BİR ZAMANLAR>>  başlıklı eserleri/kitapları yayınlanmıştır.

 

            MALİYE VE SİGORTA YORUMLARI DERGİSİ (15.10.1998 – 01.11.2008) ile MALİYE POSTASI’nda (1986 – 1992 ve 1994), İLLER VE BELEDİYELER DERGİSİ’nde (1996 – 2001), MALÎ HUKUK DERGİSİ’nde (1997 – 2002), MALİYE DERGİSİ’nde, SAYIŞTAY DERGİSİ’nde, ASMMM Bülteni’nde (Temmuz/Ağustos 2000 – Ocak/Şubat 2002)  ve diğer birçok dergilerde - gazetelerde ortalama 500 – 600 civarında yayınlanmış mesleki makaleleri ve derlemeleri mevcuttur. Halen, YENİ TİREBOLU (İnternet) Gazetesinde makale yazmakta, TÜRK MECLİSİ (İnternet) ile TÜRK HUKUK DERGİSİ’nde de aynı yazılarından bazıları yer almaktadır.

 

            Evli olup, birinci ailesinden 13.11.1967 doğumlu Erkan ve 08.04.1973 doğumlu Özlem adında iki çocuğu vardır.

 

            Üçlü kararnameyle (Üçlü Karar: 15.12.1993/42526, RG. 18.12.1993/21792) tayin edilip 23 Aralık 1993 tarihinde başladığı SAYIŞTAY Savcı Yardımcılığı görevinden yaş haddini beklemeden ve kendi isteğiyle 16 Mart 2007 tarihinin tesadüf ettiği Cuma gününde emekliye ayrılmıştır.

 

Halen, YENİ TİREBOLU (İnternet), TÜRK MECLİSİ (İnternet) ve HUKUK DERGİSİ’nde yazıları yayınlanmaktadır.

 

            ASMMM Odası, AN-MES BİR, İLESAM; Türkiye Futbol Hakemleri-Ankara Şubesi, Başkent İktisatçılar, dernekleri ile 12 Eylül 1980 öncesi ÜMİD – BİR üyesidir. )))

 
 
              MEZARLIKLARIMIZ VE BAKIMLARI

 

Her canlı doğar, yaşar ve ölür. Cansızlar ne olur, diyelim. Bize göre, cansız  varlıklar da aynı görüntüyü sergilerler. Kısa hayatımız içinde, cansız varlıkların meydana gelme, varlık durumu ve sonlamalarını, maddi gözümüzle göremeyiz-aklımızla anlayamayız. Ortaya koyduklarımız veya ifade etmeye çalıştıklarımız, ilmin bizlere aktardığı insanın-Dünya’nın ve kâinatın var oluşu, kıtaların şekil değiştirişi değildir. Öyleyse, nedir ileri sürülmek istenenler. Bunları da kısmen dahi olsa ifade edebilmek imkânından mahrumuz. Teknolojinin, ilim-bilim gelişmesinin ışığında, belirtilenlere ad-isim bulanlar ve izah edenler olabiliyor ve belirtilen ölçüler dahilinde öğrenilmek-kabul edilebilmek halleri zuhur edebiliyor. Dini inançlar ve semavi kitaplar ve bunlara paralel Allah’ın elçilerinin hadis-i kutsileri, hayat tarzları da nesilden nesile aktarılan yazılı-yazısız temel dayanaklar olmaktadır.

İnanılır ve kabul edilir ki; Allah, Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’ya: Ya Muhammed, Sen olmasaydın (Doğum öncesi-hayatı ve sonrası itibariyle, olsa gerektir.) kâinatı yaratmazdım, hükmünde bulunmuştur. Belirtilen ilâhi emrin, Peygamberimiz nezdinde bütün insanlığa (Eşref-i Mahlûkat-Yaratılmışların en şereflisi) raci olduğu da ifade edilebilmektedir. Yine, kıyametin zuhur edeceği, Dünya’nın sona ereceği, Baki Alemin var edileceği ve hesap verme günün geleceği, Cehennem-Cennet hayatının kurulacağı, imanı ve inancıyla; öyleyse, bizce cansız varlıklarında yok olacağı (öleceği) neticesine varabiliriz, herhalde. Bunlar, daha ziyade ilim-bilim adamlarının, inanç alimlerinin işidir, diyelim.

İnsan oğlu geçmişiyle gurur duymak ve onlara değer vermek durumundadır. Hele de, Müslüman Türk Milleti’nin bu yöndeki iman-amel-örf ve ananeleri daha da önemlidir. Zira, belirtilen Soy; Allah’ın; yeryüzünde kılıcını sallayan beyaz atlı üzerindeki süvarileridir. Dikkat edilirse, bu gün ve zamanımız itibariyle de belirtilen mucize daimi olarak kendini göstermektedir. Meselâ: Başka kıtalardan-memleketlerden İslâmiyet’in yaşanmadığı diğer kıtalara-memleketlere işçilik-görev-ilim-bilim-ticaret için veya göç sebebiyle ve sair şekilde gidenler, çevrelerine; dinlerinin geniş manada götürememişler, buna karşılık Müslüman Türkler; Avrupa, Amerika, Avusturalya ve memleketlerine İslâmiyet’i götürmüşler ve birçok kişinin-toplulukların hidayetine vesile-vasıta olmuşlardır. Bunlar, ilâhi mucizeden başka bir husus olabilir mi?

Tarihten bu güne, insanlar; öldükten sonra mensup oldukları toplulukların inancına-örfüne-adetine nazaran defin edilirler veya ortadan bertaraf olurlar. Bunları; mumyalamak, toprağa gömmek, yakıp küllerini bir yerlere bırakmak, doğrudan tabiatta açık bir sahaya terk ederek hayvanlar alemine yem yapmak, şeklinde sıralamak mümkündür.

Son zamanlarda, Dünya ve memleketleri nüfuslarının artması, mezarlıkların ölenlerin definlerinin kabulünde yetersiz kalacağı endişesi, bunlar üzerinde çalışmayı-kafa yormayı zorlamaktadır. Meselâ: Mezarların yer altına … yedi … kattan ibaret olacak şekilde yapılması, yakılması, eriyik haline getirilmesi … gibi çalışmaların-araştırmaların yapıldığı da bilinenlerdendir.

Aslında, bilinmelidir ki; tarihine-geçmişine ve bu meyanda ölülerine gereken değeri vermeyen kişiler/aileler-topluluklar-milletler dirilerine ve geleceklerine de sahip çıkamazlar.

Müslüman Türk Milleti, ölenlerine-vefat edenlerine gereken itinayı göstermekte, İslâmi usül ve esaslara nazaran yıkanmasını, cenaze namazının kılınmasını ve toprağa verilmesini-defin edilmesini sağlamaktadır. İnsanların, normal ecelleriyle ve yataklarında-yorganlarında-hastanelerde/sağlık merkezlerinde  hayatlarını teslim ederek arza yatması ne yazık ki herkese kısmet olamayabilmektedir. Yananlar, denizde boğulup cesedi bulunamayanlar, depremlerde-volkanik hallerde-heyelanlarda tamamen kaybolanlar, bunlardan bazılarıdır.

Memleketimizde; bir kısım resmi binaların-okulların-açılan yolların ve caddelerin-sokakların uzun süre defin yapılmayan bir kısım il-ilçe-belde merkezlerinde bulunan mezarlıklar üzerine inşa edildiği-yapıldığı da bilinenlerdendir. Halbuki, Todor Jivkof döneminde Bulgaristan’daki Türk mezarlıklarına yapılan yıkım işlerine adeta ağlar olduğumuz geçmiş zamanları da, şimdi çoğumuz hatırlarız. Eski mezarlarımızın (eski yazılarla yazılan baş ayakları-taşları ile kabir inşalarının korunması bakımından) her il-ilçe-belde-köyler itibariyle kısmen veya tamamen korunması, geçmişimize olan saygıdan öteye din kültürü-din turizmi bakımından da çok isabetli olurdu, diyebiliriz. Bu manadaki şuur ve idrak, henüz arzu edilen kıvama gelmiş diyebiliriz. Ancak, maalesef bu yönde geç kalındığı da aşikârdır. Yani, << Bade Harab Ül Basra-İş İşten Geçtikten Sonra >> ne işe yarar ki. Bu bapta, Hz. Mevlana’nın << Gül Bahçesi Harap Olduktan Sonra Gülün Kokusunu Nereden Duyabiliriz. >> şeklindeki sözünü de ortaya koymakta isabet olsa gerektir.

Hukuki gelişmeleri Resmi Gazete’den ve sair yollardan takip edenler hatırlayacaklardır; söz konusu Gazetenin 19.01.2010/27467 sayısında << Mezarlık Yerlerinin İnşası ile Cenaze Nakil ve Defin İşlemleri Hakkında Yönetmelik >> yayınlanarak yürürlüğe konulmuştur. Belirtilen Yönetmelik’te yer alan düzenlemelerden bazılarını aşağıdaki gibi okuyucunun ilgisine sunmakta fayda görülmektedir.

Yönetmelik, sıhhi açıdan mezarlık yer seçimi kriterlerinin tespiti ve ölümden define kadar bütün iş ve işlemlerin usul ve esaslarını  belirlemekte olup,  24.04.1930/1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 211 ilâ 234. maddeleri, 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ile 9. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi,   22.02.2005/5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 03.05.1985/3194 sayılı İmar Kanunu, 03.07.2005/5393 sayılı Belediye Kanunu, 10.07.2004/5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 09.06.1994/3998 sayılı Mezarlıkların Korunması Hakkında Kanun, 26.01.1939/3584 sayılı Cenaze Nakline Mahsus Beynelmilel İtilafnameye İltihakımız Hakkında Kanun, 17.04.1975/1887 sayılı Cenazelerin Nakli Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ve 04.07.1931/11410 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Mezarlıklar Hakkındaki Nizamnameye dayanılarak hazırlanmıştır.

Umumî mezarlıkların mülkiyeti belediye bulunan yerlerde belediyelere, köylerde ise köy tüzel kişiliklerine aittir. Bu yerler satılamaz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile iktisap edilemez.    Mezarlıklar ve şehitlikler ile mezarlar bozulamaz, tahrip edilemez ve kirletilemez. Bu yerler imar mevzuatı ile veya başka herhangi bir şekilde park, bahçe, meydan, otopark, çocuk parkı, yeşil alan gibi sahalar olarak ayrılamaz ve asli gayesi dışında hiçbir amaç için kullanılamaz. Yol geçme zorunluluğu bulunduğu İçişleri Bakanlığınca kabul edilen mezarlıklar veya bölümleri bu hükmün dışındadır. Mezarlık vasfı taşımayan mevcut mezarlıklar da mezarlık dışında başka hiç bir amaç için kullanılamaz. Belediye tarafından mezar sahiplerine; bedel karşılığı alınan mezarların kullanım hakkının satın alan kişiye ait olduğunu, kullanım tahsisini varislerine devredilebileceğini ve bu mezar yerine yapılacak mükerrer defnin ancak varislerinin uygun göreceği kişilere ait olabileceğini belirtir, burada konu edilen Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-4’teki belge verilir. Mezar sahipleri sahip oldukları arazi sınırları haricinde merdiven, basamak veya bunlara benzer şeyler yapamazlar.Talep edilmesi durumunda mezarlığın uygun bir yerinde diğer din mensupları için, mezar adası tahsis edilebilir.  

Mezarlık alanlarının, tesis edilmesi, işletilmesi, işlettirilmesi, düzenlenmesi, iyi bir halde muhafazası, etrafının hayvanların girmesine mani olacak şekilde uygun duvarla ve çitle çevrilmesi, duvarların bakımlı halde bulundurulması, güneşin girmesine ve hava cereyanına mani olmayacak tarzda ağaçlandırılması ve çiçeklendirilmesi, gerekli her türlü bakım, onarım ve temizliğinin yapılması büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerince, diğer yerlerde belediyeler ve köy muhtarlıklarınca sağlanır. İhtiyaca göre birden fazla mezarlık tesis edilebilir. Birbirine sınır olan köyler için ortak bir mezarlık yapılabilir.

Mezarlıkların su kaynaklarına mesafesinde dikkate alınacak hususlar: Mezarlıklar, insanların içme ve kullanma suyunun temini amacıyla yapılmış kuyu, göl, gölet, baraj gibi su kaynaklarından arazinin meyil durumu, mezarlığın kapasitesi ve toprağın yapısına göre, killi topraklarda en az 150 metre, kumlu topraklarda ise en az 250 metre mesafede kurulabilir. İçme ve kullanma suyu temin edilen havzaların 31.12.2004/25687 sayılı Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinin 17 ve 18. maddelerinde  belirtilen mutlak ve kısa mesafeli koruma alanlarında mezarlık yapılamaz.  Mezarlıklar içinde kullanılacak içme ve kullanma suları mezarlık sınırından en az 250 metre mesafeden borularla getirilir. Hidrojeolojik ve hidrolojik şartların gerektirdiği hallerde il veya ilçe hıfzıssıhha kurulunun da uygun görüşü alınmak suretiyle bu mesafe 100 metreye kadar kısaltılabilir. Daha yakın mesafedeki sulardan içme ve kullanma suyu olarak faydalanılamaz. Mezarlıklar içinde içme-kullanma suyu temini amacıyla kuyu açılamaz.

Mezarlıklar için yapılacak plânda yer alacak hususlar: Mezarlığın büyüklüğüne göre, kapıdan itibaren geniş bir yol bulunur;  Kapıdan itibaren mezarlık duvarının iç tarafını dolaşacak bir yol bırakılır; Mezarlık, lüzumu kadar yol ve küçük yollarla muntazam adalara ayrılır; Uygun yerlerde, lüzumu kadar genişlikte, bir veya müteaddit meydanlar açılır;  Mezarlıklarda kar ve yağmur sularının birikmesini engelleyecek suyolları yapılır. Bu sular varsa umumi kanallara, yoksa üstü kapalı derin bir çukura akıtılır; Özel görevli istihdam edilen mezarlıklarda, görevlilerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek uygun bir bina yapılır.    h) Cenaze namazı kılınabilecek uygun bir yer ve musalla taşı bulunur; Mezarlar, mezarlıklardaki adacıklar içinde ve muntazam hatlar üzerinde sıralanır ve mezarlara birbirini takip eden bir sıra numarası verilir; Mezarlık içerisinde açılacak en geniş yol cenaze araba ve kamyonlarının serbestçe girip manevra yapmasına müsait olacak genişlikte yapılır.              ı) Mezarlığı şehre bağlayan yol daima iyi bir halde muhafaza edilecektir; Mezarlık dahilinde en geniş yolun ve ikinci derecede yolların iki tarafı ağaçlandırılır; Belediyeler tarafından, cenazelerin bekleme, yıkama ve kefenleme yerinin ihtiva edecekleri dezenfeksiyon tertipleri, memur ve müstahdemlere ait yerlerle cenazelerin hazırlama yerlerine ve mezarlıklara nasıl nakledileceği hakkında Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 22.  maddesine göre bir yönetmelik hazırlanır; şeklinde sıralanabilecektir.

Cenaze yıkama, kefenleme ve tabutlama yerleri: Belediyeler ve köy muhtarlıklarının, cenazelerin yıkanması, kefenlenmesi, tabutlanması ve belirli bir süre muhafazası için nüfus yoğunluğuna göre gerekli olan adette cenaze hazırlama yerleri yapmaları  veya cenaze hazırlama aracı hazırlamaları  zorunludur.

Cenaze hazırlama yerleri asgarî asgari vasıfları şöyledir: Cenaze yıkama ve hazırlama yerleri tabandan itibaren en az 2 metre yüksekliğe kadar kolay yıkanıp kir barındırmayacak bir maddeyle kaplanır; Yıkama için kullanılacak suyun ısıtılacağı uygun ısıtma tertibatı bulunur; Cenaze yıkama yerlerinden ortaya çıkacak atık suların sıhhi bir şekilde kanalizasyon tertibatına veya fosseptik çukuruna atılması sağlanır.

Cenaze hazırlama araçları da asgari şu vasıflarda olmak mecburiyetindedir. Buna göre: Araçların içi kolay temizlenebilir bir madde ile kaplanır; Yıkama için kullanılacak yeterli miktarda suyun konulabileceği su deposu bulunur;  Yıkama için kullanılacak suyun ısıtılacağı uygun ısıtma tertibatı bulunur; Yıkamayla oluşacak suyun araç içinde toplanarak uygun şekilde bertarafını sağlayacak atık su deposu bulunur; Defne hazır cenazenin beklemesi gerektiği durumlarda bozulmaması için soğutma tertibatı bulunur.

Belediyeler ve köyler ile camiler, külliyeler ve diğer yapıların bünyesindeki cenaze hazırlama yerlerinin birinci fıkraya uygunluğu ile sağlık sakıncaları bulunup bulunmadığının tetkiki, sağlık sakıncaları görülenlerin ilgililerince ıslahının sağlanması ve ıslah edilemeyenlerin kullanılmasının önlenmesi belediyeler ve köy ihtiyar heyetlerince temin edilir.

Mezarların ebatları:              Mezarların büyüklüğü 01.07.1931/11410 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Mezarlıklar Hakkındaki Nizamnameye uygun olarak yapılır.

 Mezarların ebatları ile ilgili olarak: Bir mezarın uzunluğunun 2 metre, eninin 80 santimetre, derinliğinin  en az 1.5 metre olması; Hazır beton mezarların cenaze defninden sonra koku çıkışını önlemek için üzerleri en az 60 santimetre toprakla örtülebilecek şekilde inşa edilmesi; İki mezarın yan yana aralığı, baş ve ayak taraflarından birbirine mesafesi, küçük ve muntazam bir yol teşkil etmek üzere 50 santimetre olması; Yedi yaşına kadar olan çocuklara mahsus mezarların aynı ada içerisinde 1 metre uzunluğunda, 50 santimetre eninde ve  en az 1.5 metre derinliğinde olması; gerekir.

Mezarlık defteri: Her mezarlıkta oraya gömülen cenazelerin; adı soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, baba adı, doğum tarihi, ölüm tarihi, adresi, ölüm sebebi, cenaze gömme izin belgesi numarası ve hangi numaralı mezara gömüldüklerini gösterir, burada ele alınan Yönetmeliğin ekinde yer alan  Ek-5’deki  mezarlık defteri tutulacaktır.

Cenazenin defni: Mezarlık olarak seçilmiş yerlerden başka yerlere cenaze defni, 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 211. maddesinde belirtilen istisna haricinde  yasaktır. Gömme izin belgesi alınmadıkça hiçbir cenaze gömülemez; Mezarlıklara, sabah saat sekizden akşam gün batıncaya kadar cenaze gömülebilir. Bu saatler dışında, zorunlu sebepler haricinde cenaze gömülemez. Zorunlu sebebin tayini belediye başkanı veya köy muhtarına aittir; Adli tıptan ve diğer resmi dairelerden gelen kimliği belirsiz cenazeler dahil olmak üzere yetkili ve görevli makamlardan gömme izin belgesi alınmayan cenazeler mezarlığa kabul ve defin edilemez; Bir mezar yerine mükerrer defnin ne kadar zaman sonra yapılabileceği, mezarlık yer seçimi komisyonu tarafından, toprağın cenazeyi tam olarak tahrip edebilme kabiliyetine bakılarak mezarlık yerinin tespiti esnasında 5 seneden az olmamak üzere belirlenir.

Şüpheli ölümler: Ölüyü muayene edenler veya gömme izin belgesi vermeye yetkili olanlar vefat sebebinin doğal-tabii olmayan yollardan olduğuna dair şüphe veya kanaat taşıdıkları takdirde adli makamları, bulaşıcı hastalıktan olduğuna dair şüphe taşıdıklarında ise, cenazenin bulunduğu mahaldeki sağlık ocağı veya toplum sağlığı merkezini haberdar etmeden gömme izin belgesi veremezler. Tabip olmayan yerlerde bulaşıcı hastalık şüphesiyle vefat edenler için, gömme izin belgesi görevlilerince, haberdar edilen sağlık biriminin talimatlarına göre ölü muayenesi yapılır, gömme izin belgesi verilir ve defnin talimatlara uygun olarak yerine getirilmesi sağlanır.

Ölüm olaylarının nüfus müdürlüğüne bildirilmesi: Ölümler, ölüm olayının meydana geldiği tarihten itibaren 10 gün içinde gömme izin belgesini düzenleyenler tarafından nüfus müdürlüğüne bildirilir.                

Cenazelerin yıkanması esnasında dikkat edilmesi gereken hususlar:              Cenazelerin yıkanması esnasında; Eldiven ve önlük giyilir; Ölünün kan ve kanla kirlenmiş vücut sıvılarına, ağız, göz ve bütünlüğü bozulmuş derisine temastan kaçınılır;  Solunum yoluyla bulaşan hastalıklardan ölenlerin yıkanması sırasında koruyucu maske takılır; Bulaşıcı hastalık nedeniyle ölenler için gömme izin belgesi veren hekimin veya gömme izin belgesi görevlisinin bildirim yaptığı sağlık kuruluşunun talimatlarına göre ek önlemler alınır; Gereken önlemler alınmasına rağmen gözle görülebilir şekilde ceset kaynaklı kan veya vücut sıvısıyla kirlenmiş cenaze yıkama yeri, tabut ve cenaze nakil aracı % 10’luk çamaşır suyu çözeltisiyle yıkanır veya bu mümkün olmadığı takdirde silinir.

Fakir ve kimsesizlerin cenaze işlemleri:               Fakir veya kimsesiz cenazeler; belediyece veya köy muhtarlıklarınca herhangi bir ücret alınmadan kaldırılır, yıkattırılır, kefenlenir ve gömülür.

Cenazelerin yıkanması:  Ölüm resmi hastanede gerçekleşmiş ise, gömme izin belgesi alındıktan sonra cenaze, yakınlarının talebi halinde hastanenin görevli gassalları-yıkayıcıları veya hastanece dışarıdan temin edilecek gassallar tarafından hastanenin gasilhanesinde yıkanır, kefenlenir ve tabutlanır;  Ölüm hastane dışında gerçekleşmiş ise cenaze yakınlarının talebi halinde, cenaze nakil aracı ile belediyenin gasilhanesine getirilerek görevli gassallar tarafından yıkanır, kefenlenir, tabutlanır; Köylerde cenaze yıkanması, kefenlenmesi ve tabutlanması için köy ihtiyar heyetince uygun bir yer tesis edilir. Cenaze köy ihtiyar heyetinin temin edeceği bir gassal tarafından yıkanır, kefenlenir ve tabuta konulur;  Kadın cenazeler için görevli kadın gassal yoksa belediye veya köy muhtarlığı tarafından kadın gassal temin edilir.

Bu Yönetmeliğin uygulamaya konulmasıyla, belediyeler ve köyler mezarlıklarının daha temiz, bakımlı, güvenli olacağı anlaşılmaktadır.

Defin muamelesi çok olan büyük belediyelerde mezarlıkların ada-parsel haline getirilerek etrafı beton ve üstü beton kapaklı olarak önceden bir sıra hazırlandığı ve sırayla defin yapıldığı, özel parsel satışı yapılan mahallerin de olduğu bilinmektedir. Bu kabil mezarlıklarda, gasilhaneler, morglar, yönetim binası ve bilgisayar merkezi, cami-abdest alma yerleri, mezarların sulanması-çiçeklendirilmesi için çeşmeler-musluklar ve insanların her şeye/acılarına  rağmen ihtiyaçlarını karşılayan meşrubat içme mahalleri, dışarı çıkma ihtiyaç yerleri, özel güvenlik personeli, kameralı gözetleme sistemleri, Kuran okuma yayını … mevcuttur. Belirtilenlerin, şartları-imkânları müsait olan diğer bir çok belde mezarlıklarında da mevcut olduğu, bilinenlerdendir.

Bu yöndeki düzenlemeler paralelinde ve bize göre; Türkiye’mizin tamamına hitap edecek şekilde ve/veya bölge baz’ında, mahalli idareler birlikleri veya belediyeler şirketleri  tarafından sade ve tek tip prefabrik mezarlık kenarları-baş ayakları imâl edilmeli, belediyeler-köyler (belirtilen hizmeti kendi imkânlarıyla yapan büyükşehir belediyeleri, diğer il belediyeleri hariç) bunları satın alarak ve kendi işçileriyle monteleme yoluyla kabir inşası yapılmalıdır. Böyle bir faaliyet, aynı zamanda; yeni bir iş sahası ve istihdam kapısı olacaktır. Aynı zamanda, malî yönden orta ve alt grup aileler; vefat eden yakınlarının mezarlarını, hayatları boyunca maddi manada görmüş olurlar, fakirlerin-kimsesizlerin mezarları da yapılmış olur. Belirtilen manadaki faaliyetlerin geniş bir kitle için mutluluk vesilesi olacağı da aşikârdır.   

 

 

 

 

 

 

 

 

            

            

            

            

            

            

              

              

            

              

            

            

 



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.