Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
OSMANLI`DA HAVACILIK

Osmanlı’da havacılık

Osmanlı Devleti, dünyada ilk kez, uçağın kendisine karşı bir savaş aracı olarak kullanıldığı ülkeydi.

Osmanlı’da havacılık

Osmanlı’da havacılık

Osmanlı’da havacılık

Osmanlı’da havacılık

Osmanlı’da havacılık

Osmanlı’da havacılık

1911`de İtalya ile Trablusgarp`ta girişilen ve kaybedilen savaşın hemen ardından, Balkan Savaşları dönemi başlamıştı. Art arda gelen yenilgilerin önemli bir nedeni de, diğer kuvvetlerin hava saldırılarındaki gücüydü. Bu nedenle, havacılık alanında atılan ilk adım, Osmanlı Devleti`nde de askeri amaçlı oldu. Gerçek anlamda havacılığın kurulmasına önayak olan Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa`nın emriyle, 1911 yılında Kıtaat-ı Fenniye ve Mevki-i Müstahkem (Teknik Hizmetler ve Müstahkem Mevkii) Müfettişliği`ne bir havacılık komisyonu eklendi. Aynı yıl Süvari Üsteğmeni Fesa Bey ile İstihkâm Teğmeni Yusuf Kenan Bey, Paris`e havacılık okuluna gönderildiler.

İLK HAVACILIK OKULU
Mahmut Şevket Paşa, bu girişimle yetinmeyerek 1912 yılında, Ayastefanos (Yeşilköy) ile Safraköy (Sefaköy) arasında kalan bölgeye ilk havaalanını yaptırdı. 700 metre genişliğinde, 1500 metre uzunluğundaki bu alanda iki tane de hangar bulunuyordu. Hemen ardından, Fransız R.E.P. firmasından satın alınan iki uçak hangarlara kondu ve ilk uçuş denemeleri yapılmaya başlandı. 3 Temmuz 1912`de, Yeşilköy`de Hava Okulu açılıyor ve Türk ordusu, ilk havacı subaylarını yetiştiriyordu.

Hava Okulu`nun kurulmasıyla, kısa zamanda bu alandaki bilgi ve personel sayısı arttı. Balkan Savaşı başladığında, Türk ordusunda tayyare bölükleri aktif göreve hazır durumdaydı. Savaşta Osmanlı Devleti`nin elinde 17 adet uçak vardı; ama bunların bir kısmı ele geçirildi, bir kısmı da cephe gerisine kaçırılamadığı için pilotları tarafından imha edildi.

1914 yılında hava kuvvetlerinin, Teşkilat-ı Havaiye Müfettişliği adıyla yeniden yapılanmasına girişildi, ancak Birinci Dünya Savaşı`nın başlamasıyla geliştirme çalışmaları durduruldu. 1915`te, savaş tüm şiddetiyle sürerken, Osmanlı Devleti, bir grup havacıyı Almanya`ya uçuş eğitimi için gönderdi ve Havaiye Müfettişliği`nden ayrı olarak Umur-u Havaiye şubesi kuruldu. Bu dönemdeki Hava Kuvvetleri; Hava Okulu, Hava İstasyonları, Hava Bölükleri, Sabit Balon Bölükleri, Uçaksavar Topçu Birlikleri ve Meteoroloji İstasyonları şeklinde teşkilatlanmıştı. Hava Kuvvetleri bu yapısıyla Galiçya`dan Yemen`e ve Kafkasya`ya kadar pek çok cephede görev aldı. Ancak Osmanlı Devleti`nin savaş sonunda yenilgiyi kabul etmesi ve bu yenilginin belgesi olan Mondros Mütarekesi`nin 30 Ekim 1918`de imzalanmasıyla, ülkede her alanda olduğu gibi havacılıkta da bir dönem bitiyor, yepyeni bir dönem açılıyordu.

İLK TAYYARE BÖLÜĞÜ
Mütarekenin imzalanmasıyla birlikte orduda terhis işlemleri yapılmaya başlanmış, Hava Kuvvetleri`nde eğitmenlik yapan Alman havacılar ülkeden ayrılmış ve `Hava Kuvvetleri` adı yalnızca kâğıt üzerinde kalmıştı. Ancak yurtsever havacıların büyük gayretleriyle, savaştan kalma uçaklarla İstanbul, İzmir ve Konya`da bir hava istasyonu ve Elazığ ile Diyarbakır`da birer tayyare bölüğü oluşturuldu, eldeki malzeme adı geçen yerlerde toplandı. Bu sırada Anadolu`da, ülkenin işgal altından kurtulması ve bağımsızlığının elde edilmesi için, Mustafa Kemal önderliğinde başlayan Kurtuluş Savaşı`nda yerlerini alan havacılar, Konya Hava İstasyonu`nda birleştiler.

Osmanlı Hükümeti Hava Kuvvetleri Müfettişliği`ni lağvederken, 23 Nisan 1920`de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi ilk iş olarak düzenli orduların kurulmasını ve paralelinde Harbiye Dairesi`ne bağlı olarak Kuva-yı Havaiye (Hava Kuvvetleri) Şubesi`nin kurulmasını kabul etti. Bu karar doğrultusunda, öncelikle eldeki kırık dökük uçaklar onarıldı, bin bir zorlukla malzeme sağlandı ve Türk havacıları inançlarını yitirmeden Kurtuluş Savaşı cephelerinde görev aldılar. Beş yıl süren savaşın ardından, tarihler 29 Ekim 1923`ü gösterirken, genç Türkiye Cumhuriyeti, inanç ve azimle kafa tuttuğu dünyaya, `müstakil ve hür` bir cumhuriyet olduğunu ilan ediyordu.(Skylife degisi, Mayıs.2008 tarihli sayısından alınmıştır)



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.