Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10788
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
SAATLERİN ÖYKÜSÜ

                     SAATLERİN ÖYKÜSÜ

                  

                  Günümüzde kullandığımız ve bize kolaylıklar sağlayan pek çok araç ve gereç, gelişmiş son durumuna birden gelmedi. Kimilerinin yüzlerce yıllık bir gelişim süreci var. İşte çoğunlukla varlığını bile unuttuğumuz saat de öyle... Kolumuzda taşıdığımız, evimizin masasında, duvarlarında bulundurduğumuz veya bir kentin meydanında gördüğümüz “saat”in de bir öyküsü var...

           

                        Zaman kavramı...

                        Saat ihtiyacının doğması, zaman kavramının öne çıkmasıyla oldu. Ve derler ki, insanlar toprağı ekip-biçmeye başladıklarında, ‘zaman’ kavramını da öğrendiler... Bu görüş ne derece doğru bilmiyoruz;ama bir gerçek var ki, M.Ö. 3500 yıllarında insanlar zamanı ‘gnomon’ denilen yöntemle ölçebiliyorlardı. Bu yöntem çok basitti.:Toprağa dikilen bir çubuğun gölgesinin uzunluğuna bakılarak, Güneşin batmasına ne kadar zaman kaldığı kabaca öğreniliyordu. Bu zaman öğrenme yöntemine ‘Gölge Saati’ denildi. Bu yöntem,M.Ö.3000 yıllarında Mısırlıların elinde daha da gelişti. Yine böylesi basit yöntemler arasında, bir kap içindeki suyun alttaki delikten düzenli olarak akması, bir mumun sürekli yanması da zaman hakkında eski insanlara bir fikir veriyordu.

 

                  İlk saatler...

                  Su ve bildiğimiz ‘kum Saati’ Avrupalılari Araplar, Türkler ve Çinliler arasında Eski çağlarda kullanılıyordu. Sözgelimi Çinli Su Sung’un 11.yüzyılda yaptığı ‘su saati’ ilginç bir gelişmişlik gösteriyordu. Fakat bildiğimiz mekanik saatlerin ilk atalarının ne zaman ortaya çıktığı kesin olarak belirlenemedi. Ama ilk ‘Kule Saati’ 1335’de İtalya’nın Milano kentinde yapıldu. Bu saatin benzeri 1386’da İngiltere’nin Salis Katedrali’ne yerleştirildi. 1389’da da Fransa’da benzerleri görüldü.

                  Saatler kulelerden sonra aynı yüzyılda evlere de girdi. Fakat bu ev saatleri olabildiğince kabaydı. Evinizde bir buzdolabı büyüklüğünde bir saati düşünebiliyor musunuz?

                  Evler için küçük mekanik saatlerin ilkini Almanların yaptığı biliniyor.

                  1500’LERDE ÇİLİNGİR Peter Henlein evler için ilk zemberekli küçük saatleri yapmaya başladı. Daha sonra bu tür saatlerin pek çok çeşidi çıktı. Ama, 1670 yılına kadar bu saatlerde dakikaları gösteren ve bizim ‘yelkovan’ dediğimiz kol kullanılmadı. Bu tarihe kadar sadece saatleri gösteren ‘akrep’ ekranda gözüküyordu.

                  Daha çok gelişti...

                  Geçen zaman, ‘zaman ölçer’ olarak da tanımlayabileceğimiz saatlerin gelişmesini de sağladı... 1580’lerde saat mekanizmalarının tümü demirden yapılıyordu. 1525’ten sonra saatlerin bazı parçalarında çelik ve pirinç kullanılmaya başlandı... Ve tarih  1650 yılına geldiğinde saatçilikte adeta devrim sayılabilecek bir buluş gerçekleştirildi. Hollandalı astronom ve fizikçi Christian Huygens, Galileo’nun 1582’de fark ettiği sarkacın ‘zaman’ özelliğinden yola çıkarak, ‘sarkaçlı saat’ı yaptı. Daha sonra İngiliz fizikçi Robert Hoke bu tür saatleri daha da geliştirdi ve 1650’lerde balans ayarlı ilk ‘Cep Saat’ini insanlığa sundu.

                  Pil, 19. yüzyıl sonlarında saatlerde ilkel görünümlü olarak kullanıldı;ama, gerçek anlamda ilk pilli duvar saati 1906 yılında yapıldı.

                  Günümüzün , mekanik, dijital saatlerden söz etmeye gerek var mı? O kadar geliştiler, o kadar çeşitlendiler ki, zamanı öğrenmek için su ve gölgeyi kullanan eski insanlar bu gelişmiş saatleri görselerdi, herhalde küçük dillerini yutarlardı...

(Mehmet Efe Sungurlu, YENİ DÜŞÜNCE DERGİSİ, 7-13 Eylül, 2001, sayfa:43)


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.