MİLLİ BİRLİKTEN TAVİZ VERİLMEMELİDİR

Tokat Milletvekili Dr. Reşat DOĞRU TBMM’ nin açılışında ülkenin tek gündem maddesi olarak etnik sorunların ortaya atıldığını söyledi. Dr. Doğru konu ile ilgili şöyle devam etti.

TBMM 1 Ekim 2009 tarihinde çok fazla tartışılacak konuların gündeme geldiği bir oturumla yeni döneme başladı. Bu oturum bazı gerçekleri de kamuoyu yönünden gündeme getirdi. AKP kökenli devletimizin bütün üst yetkilileri hep bir ağızdan aynı konu olan “Kürt açılımı”, sonrası “Demokratik açılım” ile ilgili olarak aynı şeyleri söyleyerek gündem oluşturmaya devam ettiler.

Kamuoyu anlatılan bu konuyu çok iyi anlamak ve analiz etmek durumundadır. Devamlı olarak söylenen “Ülkemizde farklılıklar vardır” tabiri doğru değildir. Ülkemizde herkese eşit fırsatlar ve imkanlar sağlanmaktadır. Kimsenin kimseye üstün tarafı yoktur.

Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Atatürk, “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” diyerek geniş bir birlikteliği sağlamış, ülkedeki tüm insanları bir araya getirmiştir. Bu Türk milletinin en doğru ve reel bir tanımıdır.

Ancak ne olursa olsun, bu açılımda millet yoktur, milli değerler yoktur. Bundan dolayı da milli değildir. Dolayısıyla bu sürecin muhatabı Türk Milleti olmadığına göre, bu büyük ailenin onurlu insanları olan diğer kardeşlerimiz de değildir. Bu yıkım projesinin açık ve örtülü muhatapları etnik bölücüler, PKK’lılar, Talabani ve Barzanicilerdir.

Batı ve özellikle AB taraftarları, birçok dayatmalarla karşımıza geçmektedir. AB istiyor diye AKP’nin etnik merkezli politikaları,  ülkemizde yıpratıcı olmuş ve birçok kavram yeniden tartışılır konuma gelmiştir.  Süreç çok süratli ilerlemekte ve içinden çıkılmaz duruma gelmektedir. Ancak burada millet yoktur. Bölücüler ve PKK terör örgütü vardır.

Bu oyuna gelinmemelidir. PKK’nın emellerine hizmet edecek olan bu gaflet her şeyden önce, Kürt kökenli kardeşlerimize yapılan çok ağır bir hakarettir.

         Bin yıllık kardeşliğimize kimse müdahale etmemelidir. 72 milyon insanımız kardeştir ve herkes her türlü hakka sahiptir. AKP’nin iktidara geldiği, Kasım 2002 tarihini iyi tahlil etmek gerekir. Terör nerdeyse sıfır hale gelmiş ve eylemler tamamen durma noktasına ulaşmıştı. Ne olduysa terör tekrar hortlamış ve ülkemiz PKK söylem ve eylemlerine teslim olma durumu ile karşı karşıya bırakılmıştır.

Bugün gelinen nokta çok vahimdir. Olaylar bu iktidar zamanında 7 yıl içinde devamlı artarak karşımıza gelmiştir. Bunun sebebi ve sonucunu milletimizin takdirine bırakıyorum. Sonuçlar ortaya da çıkmaya başlamıştır. Son Bursaspor ile Diyarbakırspor arasındaki maçta, seyirciler tarafından çıkarılan olaylar çok dikkatli incelenmeli ve irdelenmelidir. Kardeşliğimiz bozuluyor, düşmanlık başlatılıyor. Sivil toplum kuruluşları, tüm siyasi partiler, ülke sever herkes bu olayları iyi tahlil etmeli, sözde bu açılımlara tepki göstermeli ve insanımızın özüne sahip çıkılmalıdır. Yoksa yazık olacak, çok geç kalacağız.

         Batılı devletler, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesiyle beraber almış oldukları sinsi kararları yıllar sonra bizleri bölüp parçalayarak uygulamaya koymuş olacaklardır. Bizi düşman yıkamaz kendi içimizdeki hainler yıkabilir. Bundan dolayı da uyanık olmalı ve gerçekler milletimize anlatılmalıdır.

                               MİLLETVEKİLLERİ MECLİSTE YAPTIKLARI YEMİNİN GEREĞİNİ YAPMALIDIR

                   Tokat Milletvekili Dr. Reşat DOĞRU Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 1 Ekim’de yeni yasama yılına başlaması nedeniyle şunları söyledi.   

                   Türkiye Büyük Millet Meclisi, açıldığı günden bu yana milletimizin üstün iradesinin gerçekleştiği yer olma özelliğini her zaman ve her şart altında daima korumuş, kuruluş inancı, heyecanı ve felsefesinde hiçbir azalma olmamıştır.

           Demokrasimizin, çağdaşlaşmanın, kalkınmanın en büyük itici gücü olan Yüce Meclis`imiz, geçen 89 yıl içinde tüm sıkıntılı günlerden ülkemizi çıkarmış, her zaman yüksek sorumluluk bilinci ile hareket etmiştir.

Aziz Atamız ve TBMM’nin ilk başkanı Atatürk’ün her zaman övündüğü ve övdüğü bu yüce kurum yeni dönemde de büyük hizmetler verecek, ülkemizin kalkınmasında ve demokrasimizin daha da gelişmesinde sarsılmaz bir güç kaynağı olmaya devam edecektir. Dedi.

Ne yazık ki demokrasimiz sürekli yaralanmış, ülkemiz sürekli geriletilmiş ve tüm bunlardan dolayı milletimiz acı çekmiştir.
        

Ancak bu asla kaçınılmaz bir kader değildir. Kimse demokrasimizin ve özgürlüğümüzün ilelebet kısıtlanabileceğini düşünmesin.

Demokrasi ve özgürlük kimsenin tekelinde değildir. Bu gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde halkımızın değerli oylarıyla görev yapmakta olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Milletvekilleri maalesef ettikleri yemine ve Cumhuriyetimizin taviz verilemez ilkelerine sadık kalmamaktadırlar.

Burada Meclisimize büyük görevler düşüyor. Teröre ve onun arkasındaki güçlere en güzel cevabı bu Meclis vermelidir. Bir arada, dayanışma içerisinde tek bir yumruk olarak terörün ve destekçilerinin üzerine gitmeliyiz. Bu aynı zamanda Meclisimizin birinci derecede görevi olduğunu belirtti.

Her şeye rağmen önümüze olmadık, akla ve mantığa aykırı şartlar süren Avrupalı bazı ülkeler şunu bilmelidir ki, bu ülke aciz ve Avrupa`ya mecbur bir ülke değildir.
         

Kendi geleceğimiz olan çocuklarımıza bölgesinde söz sahibi özgür ve güçlü bir ülke ile daha iyi bir gelecek, kuracak gücümüz vardır. Tarihimiz bunun binlerce örneği ile doludur.

 Halkımız Yüce Meclisi oluşturan Siyasi Partilerden ve onun temsilcilerinden birlik ve beraberliği, ülkemizin ve halkımızın yararına olan yasaların çıkarılmasını, içinde bulunduğumuz sosyal ve ekonomik krizi biran önce bertaraf edecek düzenlemelerin yapılmasını beklemektedir.

Ülkemiz, halkımız, geleceğimiz adına siyasi partilere ve biz üyelerine çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumluluk bilinciyle ülkemizin ve halkımızın menfaatleri doğrultusunda çalışmalarımıza devam etmeliyiz.