CUMHURİYETİ YAŞATIN… Nihat Genç’in ardından
CUMHURİYETİ YAŞATIN… Nihat Genç’in ardından Hasan Yakup CANGÜVEN 05.07.2025 Türk basın, düşünce ve edebiyat dünyasının kendine has, mizahi, zaman zaman abartılı, zaman zaman ironik üslubuyla tanınan isimlerinden Nihat Genç, uzun süredir mücadele ettiği sağlık sorunları nedeniyle tedavi gördüğü hastanede 69 yaşında hayatını kaybetti. Nihat Genç`in vefatı, sevenlerini, okuyucularını ve Türk düşünce hayatını derin bir yasa boğdu. Cesur kalem, tavizsiz mücadele adamı Nihat Genç, vefatından hemen önce söylediği “Cumhuriyeti yaşatın” sözüyle, geride hem düşünsel hem de toplumsal bir emanet bırakarak bu dünyadan ayrıldı. Trabzon doğumlu olan ve eğitimini sağlık alanında tamamlayan Nihat Genç, Sağlık Bakanlığı’na bağlı Ankara Rehabilitasyon Merkezi’nde ve ardından Kültür Bakanlığı’nda toplam dokuz yıl memur olarak çalıştı. Bu sürenin ardından istifa ederek meslek olarak yazarlığı seçti. Yazın hayatına 1990’larda çeşitli dergi ve gazetelerde teknik personel ve yazar olarak başladı. Sivri dili, doğrudan üslubu ve alışılmış kalıpların dışında duran yaklaşımıyla geniş bir okuyucu kitlesine ulaştı. Kimi zaman alkışlandı, kimi zaman yalnız bırakıldı, kimi zaman dışlandı. Hiçbir zaman susmadı. Zamanla düşünsel ve ilkesel farklılıklar nedeniyle, ifade özgürlüğü konusunda sergilediği tavizsiz tutumuyla çalıştığı birçok yayın organıyla yollarını ayırmayı göze aldı. Her ayrılığı, kendi duruşunu koruma iradesinin bir yansıması olarak gördü. Yalnız olduğunu ama doğru yerde durduğunu savundu. Fikir hayatında zamanla değişen yönelimlerine rağmen daima memleket meselelerine duyarlı bir çizgide durdu. Onu farklı kılan, güncel olaylara karşı açık ve net tavır almasıydı. Kalemini hiçbir zaman eğip bükmediğini, hiçbir zaman iktidarların veya çıkar gruplarının emrine girmediğini sık sık dile getirdi. İnandığı değerlerden asla taviz vermeyen bir aydın duruşu sergileyerek bağımsız düşüncenin sembol isimlerinden biri oldu. Türkiye’nin yakın tarihine, siyasetine, kültürüne ve toplumsal yapısına dair derinlemesine yaptığı yorum ve analizler zaman zaman sert eleştiriler alsa da, birçok kesimde karşılık buldu. Yazılarında ve programlarında sivri dilli bir üslup kullansa da, meseleleri derinlikli kavrama çabası, eleştirel zekâsı ve samimi yurtseverliği onu yalnızca bir gazeteci değil, aynı zamanda bir aydın sorumluluğu taşıyan bir fikir insanı haline getirdi. Kendine özgü ironisiyle okuyucularını ve izleyicilerini düşündürürken, sorgulatmayı da başardı. Laiklik, cumhuriyet değerlerine bağlılığı, emperyalizme karşı duruşu ve bağımsızlık gibi kavramlara olan bağlılığı, yazılarının temel eksenini oluşturdu; sohbetlerinde ve konuşmalarında bu kavramlara sıkça vurgu yaptı. Toplumdaki yozlaşmaya, çifte standarda, riyakârlığa, adaletsizliğe ve kurumsal çöküşe karşı açık bir dille itiraz etti. Bu yönüyle, belli bir siyasi çizgiye yakın olmaktan çok, bağımsız bir aydın refleksiyle hareket etmeyi tercih etti. Nihat Genç`in misyonu, doğruları söylemekten çekinmemek, haksızlığa karşı durmak ve toplumu uyandırmak üzerine kuruluydu. Yazılarıyla toplumsal vicdanın sesi olmaya çalıştı, ezberleri bozdu, statükoya meydan okudu. Düşünceleri, sadece Türkiye`de değil, geniş bir coğrafyada karşılık buldu ve birçok kişiye ilham kaynağı oldu. O, sadece yazan değil, aynı zamanda düşünen, tartışan ve harekete geçiren bir entelektüeldi. Onun en büyük birikimi, kalemiyle verdiği mücadele ve gelecek nesillere bıraktığı uyanık zihinler oldu. Geleneksel medya dışında, Sansürsüz alternatif bir mecra oluşturma iddiasıyla 2019 yılında YouTube platformunda” Veryansın TV’yi” kurdu. Burada düşüncelerini özgürce ifade etmeyi sürdürdü, güncel gelişmelere dair yaptığı yorumlar ve yayımladığı videolarla daha geniş kitlelere doğrudan seslenme imkânı buldu. Özellikle gençlerle kurduğu bağ, onu son yıllarda yeniden görünür kılan önemli etkenlerden biri oldu. Geride çok sayıda kitap, makale ve video bıraktı. Ama daha önemlisi, cesaretin, direnmenin ve inandığı değerlerden taviz vermemenin ne anlama geldiğini gösteren bir örnek oldu. Hayatının son cümlesi olarak kayda geçen, hayat felsefesini, fikir mücadelesini ve yazarlık serüvenini “Cumhuriyeti yaşatın” ifadesiyle özetleyen Nihat Genç; öfkeli ama vefalı bir kalbin, sert ama derin bir vicdanın, kırılgan ama idealist bir ruhun sahibi olduğunu, düşünsel duruşunu ve yazılarının serüvenini en yalın biçimiyle ifade ediyordu. Son nefesinde bile kişisel değil, toplumsal bir kaygıyı dile getiren Genç bu isteğiyle; memleketini, Cumhuriyeti ve onun temel değerlerini önceleyen derin bir sorumluluk duygusuna sahip olduğunu ortaya koydu. Cumhuriyet ideallerine sarsılmaz bir bağlılık duyan Genç, hayatı boyunca verdiği mücadeleyi bir medeniyet ve millet meselesi olarak gördü, umutsuzluğa karşı direnişi, gelecek kuşaklara bırakılması gereken bir miras olarak benimsedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine sahip çıkılması gerektiğini haykıran “Cumhuriyeti yaşatın” çağrısı yalnızca bir veda değil; geride kalanlara bıraktığı bir vasiyet oldu. Mekânın cennet, sözün baki olsun Nihat Genç. Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” sözünde ifadesini bulan inançla biliyoruz ve iman ediyoruz ki, Allah’ın izni, yardım ve lütfuyla Cumhuriyet yaşatılacak ve ilelebet payidar kalacaktır... Nihat Genç’e Allah’tan rahmet; ailesine, yakınlarına, sevenlerine ve yazın ve yayın dünyasına başsağlığı diliyorum. Ruhun Şad… Mekânın Cennet… Makamın Yüksek Olsun… Tanrı Türk’e yar olsun…
|