Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1835
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 11144
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 757
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2061 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (177) | Dış Politika (2492) | Ekonomi (247) | Eğitim (96) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (71) | Adalet (81) | Milli Kültür (580) | Gençlik (28) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (900) | Tarım (158) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (7) | Meslek Kuruluşları (16) | Basın ve Televizyon (21) | Din (644) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (15) | Milli Güvenlik (665) | Türk Dünyası (936) | Şiir (118) | Sağlık (201) | Diğer (3624) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3624)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Hasan Yakup CANGÜVEN - (Ziyaretci) 5.07.2025 14:47:08

CUMHURİYETİ YAŞATIN… Nihat Genç’in ardından

CUMHURİYETİ
YAŞATIN…
Nihat Genç’in ardından
Hasan Yakup CANGÜVEN
05.07.2025
Türk basın, düşünce ve edebiyat dünyasının kendine has, mizahi,
zaman zaman abartılı, zaman zaman ironik üslubuyla tanınan
isimlerinden Nihat Genç, uzun süredir mücadele ettiği sağlık sorunları
nedeniyle tedavi gördüğü hastanede 69 yaşında hayatını kaybetti.
Nihat Genç`in vefatı, sevenlerini, okuyucularını ve Türk düşünce
hayatını derin bir yasa boğdu.
Cesur kalem, tavizsiz mücadele adamı Nihat Genç, vefatından hemen
önce söylediği “Cumhuriyeti yaşatın” sözüyle, geride hem düşünsel
hem de toplumsal bir emanet bırakarak bu dünyadan ayrıldı.
Trabzon doğumlu olan ve eğitimini sağlık alanında tamamlayan Nihat
Genç, Sağlık Bakanlığı’na bağlı Ankara Rehabilitasyon Merkezi’nde ve
ardından Kültür Bakanlığı’nda toplam dokuz yıl memur olarak çalıştı.
Bu sürenin ardından istifa ederek meslek olarak yazarlığı seçti. Yazın
hayatına 1990’larda çeşitli dergi ve gazetelerde teknik personel ve
yazar olarak başladı. Sivri dili, doğrudan üslubu ve alışılmış kalıpların
dışında duran yaklaşımıyla geniş bir okuyucu kitlesine ulaştı. Kimi
zaman alkışlandı, kimi zaman yalnız bırakıldı, kimi zaman dışlandı.
Hiçbir zaman susmadı. Zamanla düşünsel ve ilkesel farklılıklar
nedeniyle, ifade özgürlüğü konusunda sergilediği tavizsiz tutumuyla
çalıştığı birçok yayın organıyla yollarını ayırmayı göze aldı. Her ayrılığı,
kendi duruşunu koruma iradesinin bir yansıması olarak gördü. Yalnız
olduğunu ama doğru yerde durduğunu savundu. Fikir hayatında
zamanla değişen yönelimlerine rağmen daima memleket
meselelerine duyarlı bir çizgide durdu.
Onu farklı kılan, güncel olaylara karşı açık ve net tavır almasıydı.
Kalemini hiçbir zaman eğip bükmediğini, hiçbir zaman iktidarların
veya çıkar gruplarının emrine girmediğini sık sık dile getirdi. İnandığı
değerlerden asla taviz vermeyen bir aydın duruşu sergileyerek
bağımsız düşüncenin sembol isimlerinden biri oldu.
Türkiye’nin yakın tarihine, siyasetine, kültürüne ve toplumsal yapısına
dair derinlemesine yaptığı yorum ve analizler zaman zaman sert
eleştiriler alsa da, birçok kesimde karşılık buldu. Yazılarında ve
programlarında sivri dilli bir üslup kullansa da, meseleleri derinlikli
kavrama çabası, eleştirel zekâsı ve samimi yurtseverliği onu yalnızca
bir gazeteci değil, aynı zamanda bir aydın sorumluluğu taşıyan bir
fikir insanı haline getirdi. Kendine özgü ironisiyle okuyucularını ve
izleyicilerini düşündürürken, sorgulatmayı da başardı.
Laiklik, cumhuriyet değerlerine bağlılığı, emperyalizme karşı duruşu
ve bağımsızlık gibi kavramlara olan bağlılığı, yazılarının temel eksenini
oluşturdu; sohbetlerinde ve konuşmalarında bu kavramlara sıkça
vurgu yaptı. Toplumdaki yozlaşmaya, çifte standarda, riyakârlığa,
adaletsizliğe ve kurumsal çöküşe karşı açık bir dille itiraz etti. Bu
yönüyle, belli bir siyasi çizgiye yakın olmaktan çok, bağımsız bir aydın
refleksiyle hareket etmeyi tercih etti.
Nihat Genç`in misyonu, doğruları söylemekten çekinmemek,
haksızlığa karşı durmak ve toplumu uyandırmak üzerine kuruluydu.
Yazılarıyla toplumsal vicdanın sesi olmaya çalıştı, ezberleri bozdu,
statükoya meydan okudu. Düşünceleri, sadece Türkiye`de değil, geniş
bir coğrafyada karşılık buldu ve birçok kişiye ilham kaynağı oldu. O,
sadece yazan değil, aynı zamanda düşünen, tartışan ve harekete
geçiren bir entelektüeldi. Onun en büyük birikimi, kalemiyle verdiği
mücadele ve gelecek nesillere bıraktığı uyanık zihinler oldu.
Geleneksel medya dışında, Sansürsüz alternatif bir mecra oluşturma
iddiasıyla 2019 yılında YouTube platformunda” Veryansın TV’yi”
kurdu. Burada düşüncelerini özgürce ifade etmeyi sürdürdü, güncel
gelişmelere dair yaptığı yorumlar ve yayımladığı videolarla daha geniş
kitlelere doğrudan seslenme imkânı buldu. Özellikle gençlerle
kurduğu bağ, onu son yıllarda yeniden görünür kılan önemli
etkenlerden biri oldu.
Geride çok sayıda kitap, makale ve video bıraktı. Ama daha önemlisi,
cesaretin, direnmenin ve inandığı değerlerden taviz vermemenin ne
anlama geldiğini gösteren bir örnek oldu.
Hayatının son cümlesi olarak kayda geçen, hayat felsefesini, fikir
mücadelesini ve yazarlık serüvenini “Cumhuriyeti yaşatın” ifadesiyle
özetleyen Nihat Genç; öfkeli ama vefalı bir kalbin, sert ama derin bir
vicdanın, kırılgan ama idealist bir ruhun sahibi olduğunu, düşünsel
duruşunu ve yazılarının serüvenini en yalın biçimiyle ifade ediyordu.
Son nefesinde bile kişisel değil, toplumsal bir kaygıyı dile getiren Genç
bu isteğiyle; memleketini, Cumhuriyeti ve onun temel değerlerini
önceleyen derin bir sorumluluk duygusuna sahip olduğunu ortaya
koydu.
Cumhuriyet ideallerine sarsılmaz bir bağlılık duyan Genç, hayatı
boyunca verdiği mücadeleyi bir medeniyet ve millet meselesi olarak
gördü, umutsuzluğa karşı direnişi, gelecek kuşaklara bırakılması
gereken bir miras olarak benimsedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine sahip çıkılması gerektiğini
haykıran “Cumhuriyeti yaşatın” çağrısı yalnızca bir veda değil;
geride kalanlara bıraktığı bir vasiyet oldu.
Mekânın cennet, sözün baki olsun Nihat Genç.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün “Benim naçiz vücudum elbet bir
gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar
kalacaktır.” sözünde ifadesini bulan inançla biliyoruz ve iman
ediyoruz ki, Allah’ın izni, yardım ve lütfuyla Cumhuriyet yaşatılacak ve
ilelebet payidar kalacaktır...
Nihat Genç’e Allah’tan rahmet; ailesine, yakınlarına, sevenlerine ve
yazın ve yayın dünyasına başsağlığı diliyorum.
Ruhun Şad… Mekânın Cennet… Makamın Yüksek Olsun…
Tanrı Türk’e yar olsun…


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.