ULAA SEN CENNETLİKSİN DAA!
Hani tanışır, tanışmaz memleket neresi diye soran, uzun uzadıya memleket edebiyatı yapan tipler vardır ya, bana da sıkça sorulan bu soruya cevap vermeden önce halk arasında meşhur bir kıssadan hisse" Adama sormuşlar, nerelisin, diye, adam da ben daha evlenmedim ki"diyerek verdiği cevabı misal vererek Gölcük, Hamidiye`den Gürcülerden evliyim deyiverince," Ulaa sen cennetliksin daa" diye söyleyerek espiriyle bana takılırlar. Tabi bu arada aramızda kalsın niye cennetlik olduğumu da tam olarak nedense bir türlü anlamışda değilim...)))
Bu anekdotu ironi olsun diye paylaştıktan sonra son üç gündür Kocaeli`de başkanlığını DİSK`e bağlı Lastik İş Sendikasının Genel Başkanı Sayın Alaaddin Sarı`nın yaptığı Artvinliler Vakfı`nın kurtuluş günü olması nedeniyle düzenlenen iftar programında Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tahir Büyükakın`ın yaptığı konuşmalar üzerinden İzmit Belediye Başkanı Sayın Fatma Kaplan Hürriyet ile bir kısım AKP ve CHP`lilerin sosyal medya üzerinden yaptıkları kısır tartışmaları ve birbirlerini suçlamalarını hayretler içinde izliyoruz.
Tahir Başkan Artvin`in kurtuluş gecesindeki iftar programında aslında kötü bir şey söylememiş, sadece kimseyi muhatap almadıklarını, işlerini yapmakla meşgul olduklarını söylemiş. İftar programına CHP`li eski belediye başkanları ile eski ve yeni milletvekillerininde orda bulunmuş olmalarına rağmen, Fatma Başkan bu sözlerden çok alınmış olacak ki, çok ani ve duygusal bir şekilde sosyal medyadan ard arda paylaşımlar yapmaya ve konuyu birden bire ne alaka ise CHP`nin ön seçim konularına ve birilerinin hainliği noktasına getirdi.
Bu arada işin başka ilginç bir tarafı da Vakıf yöneticisi Sayın Sarı Büyükşehir Belediyesinin Artvinliller Vakfına sattığı arazi konusunda sorulan bir soru üzerine "Artvinliler helal ve haramı iyi bilirler" diyerek tartışmayı farklı bir mecraya taşımıştır.
Sayın Sarı bana göre çok talihsiz bir açıklama yapmıştır. Helal ve haram kavramlarının birbirine karıştığı günümüzde, şüphesiz her memlekette iyiler ve kötülerin olabileceği söz konusu iken, konuyu bu noktaya taşıması biraz abesle iştigal etmek gibi olmuştur.
Helal ve haram kavramları herkese ve her memlekete göre değişkenlik göstermez. Neyin helal, neyin haram olmadığı dinimizde bellidir.
Ha bu arada Artvinliler Vakfı`nın ihale yolu ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesinden satın aldığı arsanın satış süreci ve işlemleri şüphesiz yasal da olabilir, ona diyecek bir sözümüz yok. Fakat ben rahmetli Alev Alatlı`nın "her yasal olan şeyin etik ve helal olamayacağı" sözünü Sayın Sarı`ya hatırlatmak isterim.
Neyse efendim, siyasetin ve ticaretin doğası gereği bu tartışmalar hep yapılagelmiştir, bundan sonrada siyasetin doğası gereği bu neviden kısır tartışmalarda haliyle olacaktır. Çünkü bazıları kaostan besleniyor. Onlar tartışa dursunlar. Ben emlak işiyle de iştigal ettiğimden, sadece satılan arsanın kupon bir yer olduğunu ve değerinin de, o tarihte 7 milyondan fazla edeceğini söylemekle yetineceğim.
Ben bugün asıl başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Hepimizce malum olduğu üzere Ankara, İstanbul, İzmir, Kocaeli vb. gibi büyük şehirlerde isimlerinin bir çoğunda falanca şehrin, filanca ilçenin, feşmekan köyünün kültür, dayanışma ve yaşatma gibi bir takım ardıl kelimelerle kurulmuş çok sayıda dernek ve vakfın tabelalarını görürüz.
Hemşerilik elbette güzel bir olgudur. İnsanların birbirleriyle muhabbet bağı kurmak için hemşeriliği vesile kılmasında hiçbir sakınca yoktur. Filhakika bazı hemşeri dernekleri ve vakıfların sanıldığı gibi sadece salt hemşerilik duygusu ile hareket ettiklerini de söylemek pek mümkün değildir.
Zira hemşericilik duygusu üzerinden yürütülen bazı sivil toplum kuruluş faaliyetlerin siyasi ve ticari boyutunuda görmezden gelmemezlik edemeyiz. Hemşerilik olgusu çok hassas ve ülkemize has sosyolojik bir vakadır.
Maalesef hemşeri derneklerinin ve vakıfların bazı yöneticilerinin ( hakkıyla dernek ve vakıf yöneticiliği yapan yöneticileri tenzih ediyorum) hemşericilik manivelası ile kamusal alanda üst düzey yöneticilerle, protokolle, siyasi partilerle ve şehrin önemli şahsiyetleriyle rahatlıkla bağlantı kurarak, ticari hayatlarında kendilerine fayda sağlamaya, özellikle sosyal alanda da güç odağı oldukları algısını yaratmak istedikleride herkesin bildiği bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.
Neticeyi velhasıl sivil toplum kuruluşlarına belediyelerin destek vermelerine karşı değilim. Amma velakin bu desteği verirken fazla ifrada, israfa ve ayrımcılığa kaçmamaları gerekiyor. Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını ve beytülmalın imkanlarını kullanırken kılı, kırk yarmalarının daha evla olacağını düşünüyorum.
Sonuç olarak devleti idare edenler ve özellikle belediye başkanları, oy deposu olarak gördükleri 7 kişinin bir araya gelerek asgari 16 üyeden oluşan bazı hemşeri dernek ve vakıflarının etnik kökenciliğe dayanan siyasi ve ticari faaliyetlerine fazla prim vermemelidirler. Bu neviden göstermelik bir isim ve bir tabela ile asgari 16 üyeden oluşan bu neviden sivil toplum kuruluşlarını ve başkanlarını fazla şımartmamalı, onlarla fotoğraf çektirerek bu kişlerin güç odağı oldukları algısına vesile olmamalıdırlar.
Hal böyleyken Belediye Kanunu`nun 13.üncü maddesinde "Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir" denilerek hemşerilik kavramı tanımlanmıştır. Bu bağlamda ben de diyorumki hepimiz Kocaeli`de yaşıyoruz, bu şehrin ekmeğini yiyoruz, hepimiz hemşeriyiz ve hepimiz gardaşız, ayrımız gayrımız yoktur diyorum.
Selam ve saygılarımla.
|