Ortadoğu topyekûn savaşa hiç olmadığı kadar yakın…
Ortadoğu topyekûn savaşa hiç olmadığı kadar yakın… 02 Ekim 2024
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Siyonist İsrail’in Gazze Şeridi ve Batı Yaka’dan sonra şimdi de Lübnan’daki Hizbullah’a yönelik kanlı saldırı ve suikastları sonrası kara harekâtını başlatmış olması Ortadoğu’da çok daha tehlikeli büyük bir savaşa kapı aralamış oldu.
Siyonist İsrail, kısa bir süre önce ağır hava saldırıları sonucu Lübnan’ın ve İran öncülüğündeki Şii direniş ekseninin de lideri olan Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah ile birlikte güney cephesi komutanı Ali Karaki ve İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan’ın da dahil olduğu Hizbullah’ın diğer üst düzey üyelerinden 20 kişiyi katletmesi hem Hizbullah’a hem de İran’a şok edici ağır bir darbe indirmiş oldu.
Ayrıca Hizbullah’ın lider ve komutanlarının, direniş eksenindeki mevzilerinin, füze rampaları ve mühimmat depolarının önemli bir kesimini İsrail’in hava saldırılarıyla yok etmesi, Hizbullah’ın hareket kabiliyetiniciddi anlamda zayıflatmıştır.
İsrail’in sadece Nasrullah’a değil, aynı zamanda İran rejimi ve onun bölgesel güç ile Şii İslam dünyasına liderlik projesi adına gerçekleştirilen tüm Şii silahlı yapılanmalara karşı yapılmış bir saldırısı ve suikasttır.
Hizbullah’a, liderliğine, silahlarına ve komutanlarına yönelik saldırı ve suikastlarla yetinmeyen Siyonist İsrail’in şimdi de kara harekâtı başlatması, savaşı tüm bölgeye yaymaya niyetli olduğunun bir işaretidir.
MOSSAD’ın İran ve Hizbullah içinde ajan ağları var.
Lübnan Hizbullah’ının İsrail ile 8 Ekim 2023’ten bu yana süren çatışmalarında ayrıca, İsrail’in saldırı ve suikastlarında Hizbullah’ın özel kuvveti ‘Rıdvan Gücü’nün Hizbullah’ın sınır ötesi saldırılarda dahil olmak üzere sofistike saldırılar konusunda oldukça eğitimli en önemli komutanlar ile örgütün lideri Hasan Nasrullah’ın da içinde yer aldığı Hizbullah’ın öldürülen mensuplarının sayısı 503’e yükselmesi gerçekten büyük ve sarsıcı olduğu kadar acı bir kayıptır.
Hizbullah’ın liderler ve komutanlarının çoğunun savaşmadan öldürüldüğü ve silahlarının çoğunun depolarında imha edilişinin görüntüleri bana 1967 savaşında İsrail, Mısır ordusu içindeki istihbarat ağları üzerinden aldığı haber üzerine Mısır’ın hava ve kara kuvvetlerinin hareket edemeden yok edildiği kapsamlı saldırıyı hatırlattı.
Bu saldırı ve suikastlar, İsrail İstihbarat servisi MOSSAD’ın Aliyah Beth (Yer altı Gizli İşleri Servisi) ile Varash (Yurt dışı istihbarat servisi) ortak çalışmaları sonucu İran ile Hizbullah içinde çok güçlü bilgi edinme ve eylemler gerçekleştirme ağlarına sahip olduğunun bir göstergesidir.
İran’ın eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedijad’ın görevde olduğu dönemde “İsrail’e karşı koyma birimi kurduk başındaki kişi MOSSAD ajanı çıktı” şeklindeki ifadeleri bunun en bariz örneğidir.
Nasrullah sonrası Hizbullah
Bu istisnai saldırı ve suikast, Hizbullah ve İran ile bölgedeki Şii silahlı yapılar açısından büyük bir sarsıntı, Nasrullah’ın öldürülmesi ise şüphesiz büyük bir kayıp olmakla birlikte, bu ağır kayıplar Hizbullah’ın bittiği ve direnişin çöktüğü anlamına gelmez.
Çünkü Hizbullah, tek kişiye bağlı bir örgüt değil ve arkasında İran var.
Nasrullah’ın yerini hangi ismin dolduracağına ilişkin örgüt yönetiminin “yakında karar vereceğini” belirten Hizbullah’ın Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, ağır darbealdıklarını ancak acılara rağmen yola devam edeceklerini veİsrail’in başlattığı kara savaşına karşı direnişi kararlı bir şekilde sürdürdüklerini belirtmesi Hizbullah’ın dağılmadığını ve savaşma kuvvet ve kabiliyetinin var olduğu anlamına gelmektedir.
Şu bir gerçek:
Bu coğrafya üzerinde ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batılı emperyalistlerin çıkarları gereği Siyonist İsrail’e sınırsız destekleri devam ettikçe, zaman zaman şiddeti değişse de, ne İsrail saldırıları ve suikastları, ne de işgal savaşlarına karşı yerel halktan oluşan örgütlerin başlattığı direniş biter…
Ancak, bölgenin geleceği yine bıçak sırtında ve Ortadoğu’nun topyekûn savaşa hiç olmadığı kadar yakın olduğu bir gerçektir…
|