Türk-Rus İlişkisi (5)
Ömer Özkaya omerozkaya@gunes.com 06 Mart 2017
Türk-Rus İlişkisi (5) Küresel oyunun 1917`den beri as oyuncusu Rus Derin Aklı. Rus Derin Aklı`nı ya da devlet aklını aynı anda 1001 masada oyun oynayan bir pokerciye benzetebiliriz. ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İsrail ve Çin için de benzer şey söylenebilir. Rus Derin Aklı, dünyadaki en eski yapılardan biridir, az zamanda oluşmuş değildir. Aklın, en mükemmel şekilde ezzaz (saygı görme) olduğu yerdir. Karşımızda, gelip geçici şartların eseri sıradan bir devlet yok. Rusya, küresel stratejilerinin birçoğunu kitap haline getirmeyen bir devlet. İsrail, Rusya, Türkiye, Almanya ve İran, acaba Küre`yi istedikleri gibi döndürecek bilgi birikimini nasıl kullanıyor? Acaba uluslararası ilişkilerde Rusya`nın fonksiyonunu tam olarak bilenler kimler? Bu soruların cevabı, Rus Derin Aklı`nın veya devlet aklının uluslararası ilişkilerdeki stratejilerini ve yöntemlerini kavramak için esası teşkil ediyor. Rusya uluslararası ilişkilerin doğasını en iyi bilen ve kullanan ülkelerden. Sıradan analizlerin ve istihbaratların değil, rafine analizlerin ve istihbaratların gösterdiklerine bakarsak Rus Derin Aklı`yla burun buruna gelir ve çok şaşırırız. Matruşkaların üstadı Rus Devlet Aklı`nı tanımak için, stratejiyi; ``tümdengelim, tümevarım ve her yöne zamanında salınım´´ olarak görebilecek envantere sahip olmak gerekiyor. Acaba Türkiye`nin de Rusya gibi ``yetenekleri´´ var mı? Acaba Almanya, İsrail ve İran, Rusya`yla aynı kulvarda mı? İspanya, İngiltere, Fransa, Hollanda ve Portekiz, bu bağlamın eşiti mi? İngiltere gibi küresel siyasal ve ekonomik senarist, acaba özgül ağırlığını bugün yeniden ölçtüğünde küresel güç liginde kaçıncı sırada olur? Fransa`nın imkânlarının ne kadarı görünür durumda ve kullanımda? ABD bugünkü konumunu hangi devletsel temellerle takviye etmeye çalışıyor? İsrail`in son hamleleri acaba nasıl bir arka planın ürünü? Bütün bu soruları gündeme getirmemizin sebebi, devletlerarası yeni şemanın nasıl bir zeminde olduğunun ortaya çıkarılmasını içeriyor. Çünkü devletlerarası paradigma ve parametreler radikal şekilde değişti. Tüm kavramlar yeniden tanımlanıyor. Kadim bilimlerin ve kadim dillerin üstâdlarınca, uluslararası ilişkilerin sürümü güncellendi, stratejik parametreler ve paradigmalar hayli yükseltildi ve çeşitlendirildi. Artık klasik/alışılagelmiş güç unsurlarının çok azı, güç vasfını koruyor, eş zamanlı olarak klasik zayıflık tanımları da hızla değişiyor. Akıl ilk defa en çıplak haliyle savaşın ön cephesinde ve bu yönü ile her şeyi tersine çevirme gücüne sahip. Son dönemde uluslararası ilişkilerin tümü ile yanlış öngörülür olmasının sebebi; bu alışılmış istihbaratlar, alışılmış analizler ve stratejilerin artık çalışmıyor ve çalışamayacak olması. Rusya, İngiltere, ABD, Almanya, Fransa, Çin, Japonya ve son 15 yıldır da Türkiye bu anlamda yeni yollar izleme ve inşa etme girişimindeler. Rusya ve Türkiye`yi yakınlaştıran işte bu yeni durum. Fakat ne yazık ki Rusya ile ilgili araştırma açığımız büyük. Bu bakımdan yeni dönemin parametrelerini ve paradigmalarını açığa çıkarmak için başlattığımız aydınlatma sürecini devam ettirmek asıl hale geliyor.
|