Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1835
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 11346
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 757
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2062 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (189) | Dış Politika (2524) | Ekonomi (249) | Eğitim (97) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (71) | Adalet (83) | Milli Kültür (624) | Gençlik (28) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (907) | Tarım (158) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (7) | Meslek Kuruluşları (17) | Basın ve Televizyon (22) | Din (683) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (15) | Milli Güvenlik (674) | Türk Dünyası (949) | Şiir (129) | Sağlık (205) | Diğer (3648) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Kültür konuları
Milli kültürümüzü nasıl geliştirebiliriz? (14)
Toplum giderek dejenere mi oluyor? (9)
Milli Kültür ile ilgili diğer konular (601)


Milli Kültür - Milli Kültür ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete ÖZPINAR - (Ziyaretci) 18.11.2024 14:09:12

TÜRK TARİHİNİN BİLİNMEYEN YÜZÜ

YAZI 5 BÖLÜMDÜR DİKKATİNİZE



Mustafa Mete&8239;ÖZPINAR

YAZDI

TÜRK TARİHİNİN BİLİNMEYEN YÜZÜ

(1)BÖLÜM

KONUYA BAŞLARKEN: Bu güne kadar bu konuda çok şeyler yazıldı çizildi. Fakat eksik, yanlış ve yalan şeylerle insanlar avutuldu.

Burada okuyacağınız bilgiler çok derin araştırmaların ürünü olduğundan günümüze kadar okumadıklarınızı okuyacaksınız.

Türk Adının Ortaya Çıkışı, Anlamı ve Yayılışı The Appearance of the Word “Türk”, Its Meaning and Its Pervasion İlhami DURMUŞ Öz Türk adı ilk kez Gök Türk dönemine ait yazılı belgelerde ortaya çıkmaktadır.



Bu döneme ait belgelerde Türk adına hem tek heceli hem de iki heceli Türük şeklinde rastlanılmaktadır. Bu ad sonra tek heceli hale dönüşerek, Türk halini almıştır. Çin kaynaklarında geçen Tu-kue adı Türk adı karşılığında kullanılmıştır. Türk adının Grek kaynaklarında geçen Thrak, Targita, Tyrkae, Hint kaynaklarında geçen Turukha, Turuşka, Ön Asya’da çivi yazılı metinlerdeki ülke adı Turki kelimesi ile Asurca çivi yazılı belgelerde geçen Turukku ve hatta Tevrat’taki Togharma ile bağı kurulmaya çalışılmıştır. Türk adının Türkçede “türemek” fiilinden çıktığı, “türe”, “töre” kelimesiyle bağlantılı olduğu ve “yaratılmış”, “yaratık” anlamında kullanıldığı ortaya konulmuş durumdadır. Bu anlamını Türk kültür çevresinde yoğun olarak görülen kurttan türeme anlayışı da doğrulamaktadır. Ayrıca arkeolojik boyutuyla kurdun emzirdiği çocuk tasvirleri de bu anlayışı desteklemektedir. Türk adı başlangıçta tekil ve çoğul olarak kullanılmıştır. Bu adın “sağlam”, “güçlü”, “kuvvetli” anlamları kazandığı da kabul edilmektedir. Türk adı günümüzde de şahıs adı olarak kullanıldığı gibi, millet adı olarak da kullanılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Türk, Gök Türk, Oğuz, kurt, türemek. Abstract The word “Türk” had appeared in the written documents from the Kök- Türk period. In those documents the word was written either in one- syllabic form as “Türk” or in two- syllabic form as “Türük.” But in time the one-syllabic form has become popular. The word “Tu-kue” in the Chinese sources had been used to denote “Türk” and the words “Thrak”, “Targita” or “Tyrkae” in the Grek sources; the words “Turukka” or “Turuska” in the Indian sources; the word “Turki” as a country name in the pro-Asian cuneiform sources; the word “Turukku” in the Asyrian cuneiform sources and even with the word “Togharma” in the Old Testament. It has been put forth that the word “Türk” was produced from the verb “türemek” which means to reproduce and that it is connected with the words “türe” which means justice and “töre” which means ethical principles. It was used to mean “yaratılmış” (=d) and “yaratık” (=creature). The common belief of the ancient Turkish cultural environment that the Turks had descended from the wolf confirms the above mentioned meaning. Besides, the archeological description that a wolf lactating a human child also supports this meaning. At first the word “Türk” had been used both in singular and plural forms. It is thought that in time it gained the meanings such as “sound”, “powerful” and “strong”. Today the word “Türk” is used both to describe a person and nation. Key Words: Türk, Kök-Türk, Oguz, wolf, to reproduce. GİR



Akademik Bakış Cilt 10 Sayı 20 Yaz 2017 37 Makalenin Geliş Tarihi: 01.03.2017, Kabul Tarihi: 30.03.2017 Prof. Dr., Gazi Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi. E- posta: ilhamidurmus@gmail.com Türk Adının Ortaya Çıkışı, Anlamı ve Yayılışı The Appearance of the Word “Türk”, Its Meaning and Its Pervasion İlhami DURMUŞ Öz Türk adı ilk kez Gök Türk dönemine ait yazılı belgelerde ortaya çıkmaktadır. Bu döneme ait belgelerde Türk adına hem tek heceli hem de iki heceli Türük şeklinde rastlanılmaktadır. Bu ad sonra tek heceli hale dönüşerek, Türk halini almıştır. Çin kaynaklarında geçen Tu-kue adı Türk adı karşılığında kullanılmıştır. Türk adının Grek kaynaklarında geçen Thrak, Targita, Tyrkae, Hint kaynaklarında geçen Turukha, Turuşka, Ön Asya’da çivi yazılı metinlerdeki ülke adı Turki kelimesi ile Asurca çivi yazılı belgelerde geçen Turukku ve hatta Tevrat’taki Togharma ile bağı kurulmaya çalışılmıştır. Türk adının Türkçede “türemek” fiilinden çıktığı, “türe”, “töre” kelimesiyle bağlantılı olduğu ve “yaratılmış”, “yaratık” anlamında kullanıldığı ortaya konulmuş durumdadır. Bu anlamını Türk kültür çevresinde yoğun olarak görülen kurttan türeme anlayışı da doğrulamaktadır. Ayrıca arkeolojik boyutuyla kurdun emzirdiği çocuk tasvirleri de bu anlayışı desteklemektedir. Türk adı başlangıçta tekil ve çoğul olarak kullanılmıştır. Bu adın “sağlam”, “güçlü”, “kuvvetli” anlamları kazandığı da kabul edilmektedir. Türk adı günümüzde de şahıs adı olarak kullanıldığı gibi, millet adı olarak da kullanılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Türk, Gök Türk, Oğuz, kurt, türemek. Abstract The word “Türk” had appeared in the written documents from the Kök- Türk period. In those documents the word was written either in one- syllabic form as “Türk” or in two- syllabic form as “Türük.” But in time the one-syllabic form has become popular. The word “Tu-kue” in the Chinese sources had been used to denote “Türk” and the words “Thrak”, “Targita” or “Tyrkae” in the Grek sources; the words “Turukka” or “Turuska” in the Indian sources; the word “Turki” as a country name in the pro-Asian cuneiform sources; the word “Turukku” in the Asyrian cuneiform sources and even with the word “Togharma” in the Old Testament. It has been put forth that the word “Türk” was produced from the verb “türemek” which means to reproduce and that it is connected with the words “türe” which means justice and “töre” which means ethical principles. It was used to mean “yaratılmış” (=d) and “yaratık” (=creature). The common belief of the ancient Turkish cultural environment that the Turks had descended from the wolf confirms the above mentioned meaning. Besides, the archeological description that a wolf lactating a human child also supports this meaning. At first the word “Türk” had been used both in singular and plural forms. It is thought that in time it gained the meanings such as “sound”, “powerful” and “strong”. Today the word “Türk” is used both to describe a person and nation. Key Words: Türk, Kök-Türk, Oguz, wolf, to reproduce. GİRİŞ Eski kavimlerin tarih ve kültürlerinin belirlenmesinde antropolojik, arkeolojik ve filolojik kaynaklardan yararlanılmaktadır. Türk tarih ve kültürünün ortaya Akademik Bakış Cilt 10 Sayı 20 Yaz 2017 38 İlhami DURMUŞ çıkarılmasında yazılı ve yazısız olarak da gruplandırabileceğimiz bu kaynaklar önemli bir yer tutmaktadır. Arkeolojik kaynaklar Türklerin tarih öncesi devirlerinin aydınlatılması için başlıca kaynaklardır. Yazılı kaynakların kullanılmaya başlaması ile arkeolojik kalıntı ve buluntular ikinci planda kalmaktadır. Ancak, Türk tarih ve kültürü araştırmalarında yazılı kaynakların yanında arkeolojik buluntulardan da yararlanmaktadır. Türk tarih ve kültürü araştırmalarında Gök Türk dönemi özel bir yer tutmaktadır. Hem daha önceki dönemlerin aydınlatılması hem de sonraki dönemlerin aydınlatılmasında bir çıkış noktası olarak kabul görmektedir.

DEVAMI 2. BÖLÜMDE

































Mustafa Mete&8239;ÖZPINAR

YAZDI

TÜRK TARİHİNİN BİLİNMEYEN YÜZÜ

(2.)BÖLÜM

Gök Türk dönemi Türklerin sosyal, siyasi, iktisadi, hukuki ve askeri yapılarının öğrenilmesinde olduğu gibi Türk adının ortaya çıkışı anlamı ve yayılışına ışık tutmak açısından da büyük önem taşımaktadır. Gök Türklere ait yazılı belgeler, arkeolojik kalıntılar ve bu kalıntılar arasında duvar resimleri ile taşlar üzerine yapılmış kabartmalar sayesinde Türk adı aydınlatılabilmektedir. Türk Adının Ortaya Çıkışı Türkler tarih öncesi devirlerden başlamak üzere çok geniş coğrafyalara yayılmak suretiyle varlıklarını sürdürmüşlerdir. Tarihi kayıtlarla birlikte onlar çeşitli adlarla anılmışlardır. Ön Asya’da Sumer, Subar, Kut, Elam, Kas, Hurri, Hatti ve Urartu adları Türkler ya da Türk kültür çevresiyle bağlantılı kavim adları olarak oraya çıkmışlardır1 . Aynı şekilde Etrüsk,2 Kimmer, Saka (İskit), Sirak, Hun ve Sabar adları da Türk kültür dairesi içinde yer almışlardır3 . Türk adının kullanımından sonra da Bulgar, Türgiş, Uygur, Peçenek, Hazar, Oğuz, Karluk, Kimek, Kıpçak, Yakut (Saha/Saka) adları da aynı çerçevede değerlendirilebilir. Hatta eski dönemlerden günümüze Kazak, Kırgız, Uygur, Yakut (Saka) adları değişime uğramadan kullanılagelmiştir. Yukarıda adları geçen kavimlerin bir kısmının dili ile Türkçe arasında bağlantı kurulmuş olmasına ve hatta önemli bir kısmının dilinin doğrudan Türkçe olmasına rağmen, kavim adı olarak Türk adının kullanılmadığı görülmektedir. Türk adına ilk kez Gök Türk dönemine ait milli kaynaklarda rastlanılmaktadır. Köl, Tigin, Bilge Kağan4 , Bilge Tonyukuk5 , Ongin6 ve Köl İç Çor7 yazıtlarında Türk adı yer almaktadır. Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında “Türük” şeklinde geçen ad çift heceli, Bilge Tonyukuk, Ongin ve Köl İç Çor yazıtlarında 1 İlhami Durmuş, “Milattan Önceki Dönemlerde Anadolu’da Türk Varlığı, Uluslararası Askeri Tarih Dergisi, 87, (2007), s. 3. 2 İlhami Durmuş, a.g.m., s. 8. 3 İlhami Durmuş, “Sakalar ve Hunlar Döneminde Anadolu’da Türk Varlığı”, Eski Ön Asya Uygarlıklarından Günümüze Anadolu’da Türk Varlığı, Ankara, 2008, s. 84. 4 Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, Ankara, 1987, s. 22- 73. 5 Hüseyin Namık Orkun, a.g.e., s. 99-121. 6 Hüseyin Namık Orkun, a.g.e., s. 127-131. 7 Hüseyin Namık Orkun, a.g.e., s. 135-140. Akademik Bakış Cilt 10 Sayı 20 Yaz 2017 39 Türk Adının Ortaya Çıkışı, Anlamı ve Yayılışı ise “Türk” şeklinde yazılmış olup, tek hecelidir. Bu durum da Türk adı Gök Türk döneminde hem “Türük” hem de “Türk” olmak üzere iki şekilde kullanılmaktaydı. Dolayısıyla milli kaynaklardan hareketle Türk, Türük adının kullanımı Gök Türk döneminden önce olmayıp, bu dönem dikkate alındığında bir “terminus ante quem’dir. Başka bir ifadeyle milli kaynaklarda Türk adı Gök Türk dönemi ile başlamakta ve sonraki zaman sürecinde kesintisiz devam etmektedir. Türk tarih ve kültürü üzerine çalışan bilim adamları adı “T” ile başlayan kavimlerle Türkler ve “Türk” adı arasında bağlantı kurmaya çalışmışlardır. Öncelikle Çin kaynaklarında geçen “Tu-kue” adı üzerinde durulmuştur. Çinliler Türkler için “Tu-kue” adını kullanmışlardır. Bu adın çift heceli olmasından hareketle Türk’ün çoğulu olan “Türküt” adına karşılık gelebileceği ifade edilmektedir. Hatta eski Türkçe’de “t” ile bazı kelimelerin çoğul yapıldığı belirtilmektedir. Buna misal olarak oglan kelimesinin çokluk şekli oglıt, tigin sözünün çokluk şekli tigit, Tarkan sözünün çokluk şekli olarak tarkat gösterilmektedir. Buna göre Türküt sözü bir çokluk şekil ise bunun teklik şeklinin Türkün olması gerektiği de belirtilmektedir. Bu durumda “Türk, “Türük” sözleri yanında “Türkün” ve çoğulu “Türküt” sözlerine de yer verilmiş olmaktadır8 . Çince “Tu-Kue” adı Türkçe “Türküt” ya da “Türük adının karşılığı olarak kullanılmıştır. Çoğul ya da tekil olma durumu bir yana bu isim Türkçe “Türk” adına karşılık gelmekte olup, Türklerden Çinlilere geçmiştir. Türkçe belgelerde hem Türk hem de Türük adından söz edilirken “bodun” kelimesi ile birlikte kullanılmaları da Çin belgelerinde bu adın neden çoğul şekilde geçtiğini açıklar mahiyettedir. Çinlilerin Türklerle uzun zaman diliminde sosyal, siyasi, hukuki, askeri ve kültürel bağlantıları olmuştur. Bu kapsamda Çin kaynaklarında Doğu Hunlarından Cong ve Tik adlı iki kavimden söz etmektedirler. Eski Çince’de “r” sesi olmadığı için Çinliler “r” li kelimeleri dillerinde telaffuz etiklerinde ya bu sesi atarlar veya bunun yerine “l” sesi koyarlardı9 . Bu itibarla Çincedeki “Tik” sözünün Türkçe “Türk” sözünün karşılığı olabileceği ileri sürülmüş bulunmaktadır10. Türk adının M.S. 6. yüzyılın ortasında Gök Türkler tarafından kurulmuş olan devlet (552-744) ile ortaya çıktığı kabul olunmaktadır. Bu itibarla Türk adı ilk olarak 542 yılında Çin kaynaklarında görünmektedir11. Bilge Tonyukuk yazıtında 725, Köl Tigin yazıtında 732, Bilge Kağan yazıtında 735 yılında Türkçe olarak “Türk” adı geçmektedir. Türk adının başka kaynaklarda da geçtiği belirtilmiş, bilim adamları Grek kaynaklarında geçen Thrak, Targita, Tyrkae, Hint kaynaklarında geçen Turukha, Turuşka, Ön Asya’da çivi yazılı metinlerdeki ülke adı Turki kelimesi ile Asurca çivi yazılı belgelerde geçen Turukku ve hatta 8 Hüseyin Namık Orkun, Türk Sözünün Aslı, Ankara, 2004, s. 14. 9 Hüseyin Namık Orkun, a.g.e., s. 17. 10 Johann Jacob Maria De Groot, Die Hunnen der Vorchristlichen Zeit, Berlin-Leipzig, 1921, s. 5. Liu Mau-Tsai, Die Chinesischen Nachrichten zur Geschichte der Ost-Türken, I, Wiesbaden, 1958, s. 28. Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, s. 22- 73, 99- 121. Akademik Bakış Cilt 10 Sayı 20 Yaz 2017 40 İlhami DURMUŞ Tevrat’taki Togharına adı ile “Türk” adının bağını kurmaya çalışmışlardır13. Bu durumda Türk adının Türk ve Çin kaynakları dışında Akad, Asur, Hint ve Grek kaynaklarında aranmaya çalışıldığı da görülmektedir. Ancak kronolojik ve kültürel açıdan bir takip sırası verilememekte ve birbirlerinden bağımsız olarak ele alınan isimlerin Türk adı olabileceğinden öte başka bir görüş ortaya konulamamaktadır. Bu nedenle yeni belge ve bilgilere ihtiyaç duyulduğu anlaşılmaktadır. Türk Adının Anlamı Tarihte “Türk” adına birçok manalar verilmiştir. Bu tür manalandırmalar Gök Türk dönemine kadar uzanmaktadır. Gök Türk dönemindeki Sui-Şu adlı Çin kaynağında Tu-kie sözünün Türk dilinde miğfer anlamına geldiği belirtilmektedir. Bu kaynağa göre, Türkler adlarını, Altay bölgesinde, eteklerinde oturdukları, miğfer biçiminde yükselen dağın şeklinden almışlardır. Türk adı “miğfer” anlamında Farsça “targ” ve lehçelerinde “tulga”, “tolga”, “dugulga”, “duluga”, “dulga” sözleriyle de aynileştirilmiştir. Kendilerine tanınmış silah imalatçısı olmaları ve demir başlık ya da miğfer yaparak başlarında taşımalarından dolayı bu ismin verildiği ileri sürülmüştür. Hatta Türk topluluklarından Kara Kalpaklara “Kara Kalpak” adının siyah başlıklarından dolayı isim olarak verildiği gibi Türklerin de Demir Başlıklar ya da “Miğferler” ismi ile anıldıkları belirtilmiştir.



DEVAMI 3. BÖLÜMDE













































Mustafa Mete&8239;ÖZPINAR

YAZDI

TÜRK TARİHİNİN BİLİNMEYEN YÜZÜ

(3.)BÖLÜM

İslam kaynaklarında Türkler için Yecüc-Mecüc seddinin arkasında “terk” edilmiş olduklarından bu adı aldıkları, belirtilmiştir. Nuh’un oğlu Yafes’e düşen arazi üzerinde “Türk diyarı” insan olmaksızın, “terk edilmiş” durumda bulunduğundan Türklere bu adın verildiği kaydedilmiştir. 11. yüzyıl da Kaşgarlı Mahmud İslam kaynaklarının etkisiyle “Türk adı için Nuh’un oğlunun adıdır. Tanrı tarafından bu ad Nuh’un oğlu Türk’ün oğullarına verilmiş bir addır” demektedir. Türk sözünün Nuh’un oğlunun adı olduğunda bir kişiyi bildirdiğini, oğullarının adı olduğunda çokluk ve yığını bildirdiğini ifade etektedir. Burada “ad olarak Türk adını Ulu Tanrı vermiştir” denilmektedir. Türk adının bir şahıs ve onun soyundan gelenler için kullanıldığı açık olmakla birlikte, ne anlama geldiği açıklanmamaktadır. Ancak Türk adının “olgunluk çağı” anlamına geldiği başka bir yerde belirtilmektedir. Türk kelimesini ilk defa ilmi açıklamasını H. Vambery yapmıştır. Buna göre, “Türk”, Türkçede “türemek” fiilinden çıkmış olup, “türe”, “töre” kelimesiy13 İbrahim Kafesoğlu, “Tarihte “Türk” Adı”, Reşid Rahmeti Arat İçin, Ankara, 1966, s. 307. 14 Otto Franke, Beitraege aus Chinesischen Quellen zur Kenntnis der Türk Völker und Skythen Zentralasiens, Berlin, 1904, s. 13. 15 Bernhard Munkacsi, “Die Bedeutung des Namens der Türken”, Körösi Csoma Archivum, I, (1921- 925), s. 60- 61. 16 İbrahim Kafesoğlu, a.g.m., s. 316. 17 Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lûgat-it-Türk, I, Ankara, 1992, s. 350- 351. 18 Kaşgarlı Mahmud, a.g.e., I, s. 353. Akademik Bakış Cilt 10 Sayı 20 Yaz 2017 41 Türk Adının Ortaya Çıkışı, Anlamı ve Yayılışı le bağlantılıdır ve “yaratılmış” “yaratık” anlamına gelmektedir19. Gerçektende Türkçede törü-mek / türemek fiili bulunmaktadır. Türk sözü törü-mek / türemek fiilinden çıkmış olup, törü-mek = türemek = törük = türük = türk şekline dönüşmüştür. Hatta belki de türemiş anlamında “türeyük” kelimesinden de başlayabiliriz. Bu kapsamda “türeyük” = “türük” = “türk” şeklinden de söz edebiliriz. Türk kelimesi, “törü-mek” / “türe-mek” fiilinden çıkmış bir isim olduğuna ve bu fiille ilgili bir anlam taşıdığına göre, bu isim ile Gök Türklerin tarih sahnesine çıkışlarını anlatan Gök Türk Türeyiş Destanındaki olaylar arasında da bir bağ bulunmaktadır20. Buna göre, Gök Türkler Hunların soylarından gelirler ve onların bir koludurlar. Onlar Aşina adlı bir aileden türemişlerdir. Gök Türklerin ilk ataları başlangıçta oturdukları topraklarında düşmanları tarafından kadın, erkek ve çocuk olmak üzere hepsi birden yok edilmişlerdi. Düşmanları yalnızca bir çocuğa acımışlar, onu öldürmemişlerdi. Bu çocuğun kol ve bacaklarını kesmişler, onu büyük bir bataklıktaki otların arasına atmışlardı. Bu sırada dişi bir kurt ortaya çıkmış, ona her gün et ve yiyecek getirmişti. Çocuk kendini toparladıktan sonra kurtla birlikte aile hayatı yaşamaya başlamış ve kurt çocuktan gebe kalmıştı. Türklerin eski düşmanları çocuğun hala yaşadığını duyunca, hem çocuğu ve hem de kurdu öldürmek istemişlerdi. Kutsal ruhlarla ilgisi olan kurt, düşmanların kendisini öldüreceği haberini almış ve düşmanların gelişlerinden önce kaçmıştı. Buradan kaçan kurt yüksekçe bir dağa gelmiş, dağın altında bulunan derin bir mağaraya girmişti. Bu mağaranın ortasında, büyük bir ova vardı. Bu ova, baştanbaşa ot ve çayırlıklarla kaplı idi. Dört yanını, çok dik dağlarla çevrili idi. Kurt burada on tane erkek çocuk doğurdu. Zamanla bu on çocuk büyüdüler ve dışarıdan kızlar getirerek, onlarla evlendiler. Bunların her birinden de bir soy türedi. İşte Gök Türk devletinin kurucularının geldikleri Aşina ailesi de bu on boydan biridir. Türk kavimleri arasında önemli bir yeri olan ve Gök Türklerin soy etnik oluşumunda önemli bir yer tutan Vusunlarda da Vusun hükümdarının kurt tarafından beslenilmesi kayda değerdir. Bu durum Türk soylu topluluklarda bu anlayışın köklü bir geleneğinin varlığını göstermektedir. Vusunlardaki bu anlayış Gök Türklerdekine temel oluşturmuştur. Gök Türk kağanın soyunun türeyiş efsanesi Türkistan’ın batısında Buncikeş’teki sarayın duvarlarında resmedilmiştir. Burada dişi kurt mucizevi yolculuğunun sonuna varmış, Turfan ilinin kuzeybatısındaki mağarada çocuklarını doğurmuş ve emzirmektedir. Bu levha dişi kurdun Remulus ve Romus’u emzirdiğini gösteren Roma ikanografisine benzetilmektedir. Hermann Vambery, Die Primitive Cultur des Türko-Tatarischen Volkes, Leipzig, 1879, s. 51. 20 Salim Koca, Türk Kültürünün Temelleri, II, Ankara, 2003, s. 47. 21 Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, I, Ankara, 1993, s. 20- 23. 22 İlhami Durmuş, “Vusunlar”, Türkler, I, Ankara, 2002, s. 786- 787. 23 Emel Esin, “Böri”, Birinci Uluslar arası Milli Türkoloji Kongresi, İstanbul, 1989, s. 434. Akademik Bakış Cilt 10 Sayı 20 Yaz 2017 42 İlhami DURMUŞ Dişi kurdun emzirdiği çocuk tasvirlerine yazıtlar üzerinde de rastlanılmaktadır. Bugut yazıtlı taşının üst kısmında kurt tarafından emzirilen çocuk betimlenmiştir. Daha da önemlisi Köl Tigin yazıtının her iki yüzünde kurt tarafından emzirilen çocuk tasviri bulunmaktadır. Taşın üst kısmından belirli bir parça kırılmış durumdadır. Hem Türkçe yazılı geniş yüzde hem de Çince yazılı geniş yüzde kurt tarafından emzirilen çocuk tasvirleri dikkat çekmektedir. Her bir yüzde iki çocuk tasviri bulunmaktadır. Kurt stilize bir şekilde tasvir edilmiş, çocuklarda simetrik bir biçimde yerleştirilmiştir. Bilge Kağan yazıtının üst kısmı çok tahrip olduğundan böyle bir tasvirin olduğu ya da olmadığını söylemek zordur. Ancak Bilge Kağan Anıtlığı yapılmadan Köl Tigin Anıtlığı yapılmıştı. Böylece Bilge Kağan Anıtlığına Köl Tigin Anıtlığı bir model oluşturmuştu. Köl Tigin yazıtlı taşı ve diğer duvar resimlerine Bugut yazıtlı taşı üzerindeki tasvirin bir model oluşturduğunu söyleyebiliriz24. Kurt tarafından emzirilen çocuk tasvirleri kurttan türeyiş anlayışına da uygun düşmektedir. Türk kültür çevresinde kurttan türeme izlerine çok rastlanmaktadır. Çin kaynaklarında dahi Gök Türklerin dişi kurttan türemiş olduğu belirtilmektedir25. Ayrıca kurdun Türk efsanelerinde merkezi bir rol oynadığı görülmektedir. Gök Türk hükümdar sülalesi olan Aşina ailesinin atası dişi bir kurt idi. 6- 7. yüzyıllarda Türk halk çevresinde kurt-ata inancı çok yaygındı. Bunun için taşlar ve madeni levhalar üzerine kurdu tasvir eden kabartmalar yapılıyor ve Gök Türk kağanları, atalarının hatırasına hürmeten otağlarının önüne kurt başlı tuğ dikiyorlardı. Kurt başlı sancak kağanlık alameti olmuştu26. Milli kaynaklarda geçen “Türük” / “Türk” adının “türeme”, “türeyiş”, “doğuş”, “yaratılış”, ile ilgili olduğunu, Çin kaynaklarında verilen bilgiler desteklediği gibi, Türk kültür çevresinde ortaya çıkan türeyiş destanları, türeyişle ilgili duvar resimleri ve taşlar üzerine yapılan kabartmalı tasvirler itiraza yer bırakmayacak şekilde doğrulamaktadırlar. Dolayısıyla Türk, “türemiş”, “türetilmiş”, “türeyük”, “doğmuş”, “yaratık”, “insan” vb. anlamları almış bulunmaktadır. Zamanla Türk adının gelişerek yeni anlamlar kazanmaya başladığı da görülmektedir. Uygur metinlerinde “Türk” kelimesinin “kuvvet-li” “güç-lü” anlamına geldiği belirtilmektedir. Eski Türklerde kuvvet, cesaret, fazilet, sağlamlık ifade eden kelimelerin kavim, boy, oymak adları olarak kullanılmasının yaygın bir adet olduğu ortaya konulmaktadır. Burada belirtildiğine göre, Peçenek oymaklarından birinin adı Kangar (Kahraman), diğer birinin adı erdem (fazilet) idi. Oğuzlardan Kayı boyunun adı “güçlü, kuvvetli”, Salur boyunun adı “savaşçı”, Şor Türklerinden Karan oymağının adı “cesur, kahraman” manalarına geliyordu. Oğuzlardan Kınık boyunun adı da “kuvvetli, sağlam” anlamında idi. Burada adı geçen boylardaki “güç, kahramanlık, kuvvet” Türk adında da “güç” olarak 24 İlhami Durmuş, “Arkeolojik Kalıntı, Buluntu ve Yazılı Belgelere Göre Köl Tigin – Bilge Kağan Anıtlıkları ve Bu Anıtlıklardaki Türk Kültür Unsurları”, Gazi Türkiyat Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi, 1 (2007), s. 48- 49. 25 Wolfram Eberhard, Çinin Şimal Komşuları, Ankara, 1996, s. 86. 26 İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, İstanbul, 1989, s. 316- 317. Akademik Bakış Cilt 10 Sayı 20 Yaz 2017 43 Türk Adının Ortaya Çıkışı, Anlamı ve Yayılışı bulunmaktadır. Bu ad bir boy adı iken, sonra millet adı olmuş ve günümüzde bütün Türk dünyasına işaret etmektedir27. Türk Adının Yayılışı Türk adının Gök Türk dönemi kaynaklarında “Türk” ve “Türük” şeklinde kullanıldığını belirtmişti. Yazıtlarda Türk adı “Türk Bilge Kağanı” adında görüldüğü üzere, bir şahısla kullanılıp teklik ifade ettiği gibi, “Türk bodunu” şeklinde kullanılmak suretiyle çoklukta ifade etmektedir. Hatta bu ad yalnız Türk bodunu, yani Türk Milleti adıyla da sınırlı kalmamıştır. Diğer Türkçe konuşan boylar için Gök Türk döneminde “Türk” adı kullanılmasına rağmen, onların Türk oldukları belirtilmiştir. Bu husus yazıtlarda şu şekilde geçmektedir. “Türgiş kağanı Türküm, Milletim idi”.28 “Basmıl Iduk Kut soyundan olan kavim idi”29. “Dokuz oğuz benim milletim idi”30. Ayrıca, “Otuz Tatar.........Dokuz Oğuz beyleri, milleti”31 ve “Türk, Oğuz beyleri, milleti işitin”32 sözleriyle kitabı da Türk adı altında belirtilen kavimleri göstermek bakımından önem taşımaktadır. “On Ok kavmi eziyet gördü”33 ifadesinde bir mensubiyet şuuru içinde söylenmiş görünmektedir.

DEVAMI 4. BÖLÜMDE





Mustafa Mete&8239;ÖZPINAR

YAZDI

TÜRK TARİHİNİN BİLİNMEYEN YÜZÜ

(4.)BÖLÜM

“Türk Sir milletinin yerinde boy kalmadı” ve Türk Bilge Kağanı Türk Sir Milletini, oğuz milletini besleyip duruyor” ifadeleri de Sirlerin varlığını ortaya koyuyor. Sirlerin Siraklar olduğu ve Türklükleri de anlaşılıyor.



Bu bilgilerden Gök Türk döneminde Türgiş, Basmıl, Dokuz Oğuz, Otuz Tatar, On Ok, Oğuz ve Sirlerin Türk oldukları ve Türk adının çeşitli boyları kapsayarak geliştiği dikkati çekmektedir. Türk adının çeşitli boyları içine alarak genişlemesi ile boyların özelliklerini gösteren sıfatlar da Türk adı altında toplanmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda Kaşgarlı Mahmud Türklerin hasletlerinden söz etmektedir. Bunlar güzellik, sevimlilik, tatlılık, edep, büyükleri ağırlamak, sözünü yerine getirmek, sadelik, öğünmemek, mertlik gibi övülmeye değer, sayısız iyilikler şeklinde sıralanmaktadır38. Böylece Oğuz boylarının sağlam, çevik, güçlü, iyi, yiğit, zengin, alçak gönüllü ve adaletli vb. özellikleri Türk adı altında görülmektedir39. 27 Gyula Nemeth, “Der Volksname Türk,” Körösi Csoma-Archivum, II/4, (1927), s. 275- 281. 28 Bilge Kağan, doğu, 16. 29 Bilge Kağan, doğu, 25. 30 Bilge Kağan, doğu, Köl Tigin, Güney, 1. 32 Köl Tigin, Güney, 22. 33 Köl Tigin, Güney, 19. 34 Bilge Tonyukuk, I, Batı, 4. 35 Bilge Tonyukuk, II, Kuzey, 4. 36 İlhami Durmuş, “Siraklar”, Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, I/2, (1997), s. 10- 11. 37 Gök Türk döneminde yazıtlarda geçen kavimlerden Türkçe konuşan ve Türklerle akraba başka kavimler de bulunmaktadır. Bunlar uzak geçmişte Türk olarak belirtilenlerden ayrıldıklarından Bilge Kağan tarafından Türk adı altında zikredilmemiş olabilir. 38 Kaşgarlı Mahmud, a.g.e., I, s. 352. 39 Faruk Sumer, Oğuzlar (Türkmenler), İstanbul, 1999, s. 230. Akademik Bakış Cilt 10 Sayı 20 Yaz 2017 44 İlhami DURMUŞ Türk adı Türklerin geniş coğrafyalara yayılmaları ile birlikte daha da yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Gök Türk devletin yapılanmasında yer alan Oğuzlar “Türk” adını korumuşlardır. Onlar Rus yıllıklarında “Türk”, “Torki”, yani Türk adıyla anılmışlardır. Orta Asya Türk ülkelerinden çeşitli tarihlerde İslam ülkelerine gelenlerde Arap kaynaklarında “Atrak” (Müfredi, “Türk”) diye anılmışlardır40. 10. yüzyıldan itibaren “Türk” adının yanında “Türkmen” adı da kullanılmıştır. Bu ad için Kaşgarlı Mahmud şu açıklamayı yapmaktadır: “Sen kimsin” anlamına olan “kim sen” denir; buna “Türkmen” diye cevap verilir, “ben Türküm” demektir41. Dolayısıyla bu isim Kaşgarlı Mahmud’un açıklamasından da anlaşılacağı üzere tekil olarak kullanılmıştır. Tıpkı Türk adında olduğu gibi, hem tekil hem de çoğul olarak kullanılmaya başlanmıştır. “Türk” adının yanında “Türkmen” adının kullanımıyla birlikte Oğuzlara “Müslüman Türk” anlamında “Türkmen” denilmeye başlanmıştır42. Türkmen adı zamanla daha da yaygınlık kazanarak, 13. yüzyıldan itibaren Oğuz adının yerini almıştır43. Türkiye Selçukluları devrinde Türk ve Türk toplulukları için hem “Türk”, hem de “Türkmen” adı kullanılmıştır. Yerleşikler için “Türk”, konar - göçer hayat yaşayanlar için “Türkmen” adı ön plana çıkmıştır. Osmanlı döneminde de Selçuklu döneminde olduğu gibi, “Türk” yerleşik ve şehirli “Türkmen” ise şehirli olmayan, konar-göçer hayatın temsilcisi idi44. Türk adıyla ilgi coğrafi terimler de kullanılmıştır. Türkiye adı buralardan biridir. Bu ad Orta çağlarda çok geniş sahaları göstermekte idi. 6. yüzyılda Orta Asya için kullanılan Türkiye tabiri, 9- 10. yüzyıllarda Volga’dan Orta Avrupa’ya kadar uzanan Hazar ve Macar ülkeleri için kullanılmıştır. 12. yüzyıldan itibaren de Anadolu’nun adı olmuştur45. Günümüzde “Türk” / Türkmen adıyla ilgili “Türkistan, Türkiye (Türk ülkesi) ve Türkmenistan (Türkmen ülkesi) adları görülmektedir. Sonuç Türk adının aydınlatılması milli kaynaklar sayesinde olmaktadır. Bu nedenle Gök Türk dönemi kaynak ve buluntuları ön plana çıkmaktadır. Milli kaynaklar arasında yazılı belgeler, destanlar, arkeolojik boyutu ile duvar resimleri ve kabartmalar Türk adının ortaya çıkışı, başlangıçta ve sonradan aldığı anlam ile yayılışı hakkında kayda değer bilgiler vermektedir. Bu belge ve buluntular bir40 İbrahim Kafesoğlu, a.g.m., s. 318. 41 Kaşgarlı Mahmud, a.g.e., I, s. 353. 42 Faruk Sümer, a.g.e., s. 79. 43 Faruk Sümer, a.g.e., s.79. 44 Salim Koca, a.g.e., s. 53. 45 İbrahim Kafesoğlu, a.g.m.; s. 319. Akademik Bakış Cilt 10 Sayı 20 Yaz 2017 45 Türk Adının Ortaya Çıkışı, Anlamı ve Yayılışı likte değerlendirildiklerinde Türk’ün ne demek olduğu ve yayılma sahası daha da belirgin hale gelebilmektedir. Türk sözüne milli kaynaklarda ilk defa Gök Türk yazıtlarında rastlanılmaktadır. Bu sözün Türkçe törü-mek / türe-mek fiiliyle bağlantısı ortaya çıkmış bulunmaktadır. Fiilin kökü olan “törü” kelimesinden Türk adı ortaya çıkmıştır. Bu söz gelişerek Törük = Türük = Türk şekline dönüşmüştür. Türk kelimesinin karşılığı “türetilmiş, türeyük, yaratılmış, yaratık, doğmuş, insan” anlamlarındadır. Bu sözün “güç, güçlü, kuvvet, kuvvetli” anlamlarına geldiği de anlaşılmaktadır. Türk sözünün ad olarak kullanılmasını Türk türeyiş destanları da desteklemektedir. Düşmanları tarafından yok edilen bir soydan kalan tek bir erkek çocuğun kurt tarafından sahiplenilmesi, kurtla bir araya gelmesi, çocuklarının olması ve neslinin çoğalması bir “türeme”, “türeyiş”in tarihi temellerini ortaya koymaktadır. Türk adının ortaya çıkışını ve anlamını belirgin hale getirmektedir. Türk sözünün anlamının ortaya konulmasına duvar resimleri ve kaya kabartmaları üzerindeki türeyiş sahneleri de katkı sağlamaktadır. Çünkü bu tasvirlerde dişi kurdun çocuk emzirme sahneleri görülmektedir. Özellikle Köl Tigin bengü (ebedi, ölümsüz) taşının iki geniş yüzünün alınlık kısmında bu sahne canlandırılmıştır. Her bir yüzde karşılıklı iki çocuk bir kurt tarafından emzirilmektedir. Bilge Kağan bengü taşında da bu sahnenin işlendiği zorda olsa izlenebilmektedir.

DEVAMI 5. VE SON BÖLÜMDE

































Mustafa Mete&8239;ÖZPINAR

YAZDI

TÜRK TARİHİNİN BİLİNMEYEN YÜZÜ

(5.)BÖLÜM

Gök Türk devletinin “devlet taşları” üzerinde bu sahnelerin işlenmiş olması Türk adının “türeme”, “türeyiş”le ilgili olduğuna şüphe bırakmamaktadır. Türk adı Gök Türk döneminden günümüze kadar hem şahıs adı olarak hem de millet adı olarak kullanılmış olup, bundan böyle de kullanılmaya devam etmektedir. Bu ad her bir fert için “Türk” şeklinde kullanıldığı gibi doğrudan ad ve soyad olarak yalnız ya da birleşik isim halinde kullanılmaktadır. Bu kapsamda Türk, Atatürk, Efetürk, Cantürk, Şentürk, Öztürk, Kocatürk, Arıtürk, Soytürk, Acartürk, Çeviktürk, Türkbey, Türksoy, Türkcan, Türkkan, Türkmen, vb. sayılabilir. Türk adı hem ülke hem de daha sınırlı alanları belirtmek üzere de kullanılmış ve kullanılmaktadır. Bu çerçevede Türkistan, Türkmenistan, Türkiye, Türk Yurdu, Türk İli, Türk Obası, Türk Bükü, vb. sayılabilir. Türk adı değişik coğrafyalarda yaşayan toplulukları belirtmek için de kullanılmaktadır. Bu çerçevede Kıbrıs Türkleri, Suriye Türkleri, Irak Türkleri / Türkmenleri, İran Türkleri, Azerbaycan Türkleri, Yunanistan Türkleri, Bulgaristan Türkleri, Kırım Türkleri, Kazan Türkleri, Yakut Türkleri, Altay Türkleri vb. sayılabilir. Hatta yakın geçmişte çeşitli ülkelere göç edenler için Almanya Türkleri, Fransa Türkleri, Belçika Türkleri, Hollanda Türkleri, Avustralya Türkleri, Japonya Türkleri, Amerika Türkleri vb. tabirler de kaynaklara girmiş bulunmaktadır. Türk adı Gök Türk döneminde çeşitli boyları bünyesinde barındırmasına ve doğrudan Türk adı taşımayan çeşitli boyları da kapsamasına rağmen, günü- Akademik Bakış Cilt 10 Sayı 20 Yaz 2017 46 İlhami DURMUŞ müzde Türkiye merkez olmak üzere Dünya üzerinde bir çok topluluk ve devleti içine alan bir kavram olmuş, dünyanın dört bir tarafına yayılmış, milyonlarca nüfusu ifade eden bir söz haline gelmiştir. Türk sözü şahıs, boy, millet, arazi, ülke adı olarak uzun zaman diliminde çok geniş coğrafyalarda kullanılmış ve kullanılmaktadır. Türk sözünün altında dürüstlük, ahde vefa, misafirperverlik, iyilik, adalet, doğruluk, merhamet, azimlilik, kararlılık gibi hasletler Türk milletinin hasletleri olarak ortaya çıkmıştır. KAYNAKLAR DE GROOT, Johann Jacob Maria; Die Hunnen der Vorchristlichen Zeit, Walter de Gruyter, Berlin-Leipzig, 1921. DURMUŞ, İlhami; “

KAYNAKLAR :, Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sasyal Bilimler Dergisi, I/2, (1997), s.1- 12. DURMUŞ, İlhami; “Vusunlar”, Türkler, I, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, s.782- 788. DURMUŞ, İlhamı, “Arkeolojik Kalıntı, Buluntu ve Yazılı Belgelere Göre Köl Tigin-Bilge Kağan Anıtlıkları ve Bu Anıtlıklardaki Türk Kültür Unsurları”, Gazi Türkiyat Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi, 87, (2007), s.1- 16. DURMUŞ, İlhami; “Sakalar ve Hunlar Döneminde Anadolu’da Türk Varlığı”, Eski Ön Asya Uygarlıklarından Günümüze Anadolu’da Türk Varlığı, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2008, s.83- 99. EBERHARD, Wolfram; Çinin Şimal Komşuları, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1996. ESİN, Emel; “Böri”, Birinci Uluslar arası Milli Türkoloji Kongresi, Kervan Yayınları, İstanbul, 1980, s.419- 451. KAFESOĞLU, İbrahim; “Tarihte “Türk” adı”, Reşid Rahmetli Arat İçin, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1966, s.306- 319. KAFESOĞLU, İbrahim; Türk Milli Kültürü, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1989. KAŞGARLI MAHMUD; Divanü Lugat-it Türk, (Çev. Besim ATALAY), Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 1992. KOCA, Salim; Türk Kültürünün Temelleri, II, Odes Ltd. Şti. Kültür Yayınları, Ankara, 2003. LİU MAU-TSAİ; Die Chinesischen Nachrichten der Ost-Türken, I, Otto Harrassowitz, Wiesbaden, 1958. MUNKACSİ, Berhhard. “Die Bedeutung des Nomens der Türken”, Körösi Csoma archivum, I, (1921- 1925), s. 59-63. NEMETH, Gyula; “Der Volksname Türk”, Körösi Csoma Archivum, II/4, (1927), s. 275- 281. ORKUN, Hüseyin Namık; Eski Türk Yazıtları, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2004. ORKUN, Hüseyin Namık; Türk Sözünün Aslı, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2004. ÖGEL, Bahaeddin; Türk Mitolojisi, I,. Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1993. Akademik Bakış Cilt 10 Sayı 20 Yaz 2017 47 Türk Adının Ortaya Çıkışı, Anlamı ve Yayılışı SÜMER, Faruk; Oğuzlar (Türkmenler), Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul, 1999. VAMBERY, Hermann; Die Primitive Cultur des Türko-Tatarichen Volkes, F.A. Brockhaus, Leipzig, 1879. Extended Abstract The word “Türk” had first appeared in the written documents from the KökTürk period. In those documents the word was written either in one- syllabic form as “Türk” or in two- syllabic form as “Türük.” But in time the one-syllabic form has become popular. The word “Tu-kue” in the Chinese sources had been used to denote “Türk” and the words “Thrak”, “Targita” or “Tyrkae” in the Grek sources; the words “Turukka” or “Turuska” in the Indian sources; the word “Turki” as a country name in the pro-Asian cuneiform sources; the word “Turukku” in the Asyrian cuneiform sources and even with the word “Togharma” in the Old Testament. It has been put forth that the word “Türk” was produced from the verb “türemek” which means to reproduce and that it is connected with the words “türe” which means justice and “töre” which means ethical principles. It was used to mean “yaratılmış” (=d) and “yaratık” (=creature). The common belief of the ancient Turkish cultural environment that the Turks had descended from the wolf confirms the above mentioned meaning. Besides, the archeological description that a wolf lactating a human child also supports this meaning. At first the word “Türk” had been used both in





KAYNAKLAR Yazı içinde açıkça belırtilmiştir.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.