Milli ve yerliler ittifakı ile karşıtları
Milli ve yerliler ittifakı ile karşıtları Anayasa değişikliği referandumu Türkiye siyasal sistemini yeniden yapılandırma mecburiyetini de beraberinde getirmiştir. Bu yeni yapılanmanın başında seçim ittifakları partiler için bir gereklilik haline gelmiştir. Seçim ittifakları geçmişte ideolojik yakınlığı olan partiler arasında yapılırken şimdi, muhafazakâr, sosyal demokrat, liberal, sağ ya da sol gibi geçmişteki siyasi görüş farklılığı ve ideolojiler yerine, farklılıklara rağmen daha fazla siyasal kazanımlar elde etmeyi hedefleyen sonuç odaklı ittifaklar yapılmaya çalışıldığı dikkati çekmektedir. Bu ittifaklar ve seçim işbirliği oluşumları kendi içinde de ikiye ayrıldığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Biri dış mihrakların baskılarından bağımsız, işbirlikçiliği ve teslimiyetçiliğe meydan okuyarak ``önce ülkem ve milletim´´ diyenlerin oluşturduğu ittifaktır. Diğerleri ise karşı cephede yer alan seçim işbirliği oluşumları ve ittifaklarıdır. Kısacası bu seçim parti ve adaylardan ziyade cepheler arasındaki farklılıklardan doğan bir yarış olacak. Diğer bir ifadeyle Türkiye`yi merkez ve küresel aktör ülke yapmayı hedefleyenlerin oluşturduğu ittifak ile onlara karşı olanların oluşturduğu &8216;Karşı Cephe` arasındaki mücadele olarak gerçekleşecek. İLKELER YERİNE ÇIKARLAR AK Parti ve MHP tarafından oluşturulan &8216;Cumhur İttifakı` farklı siyasi görüşlerine rağmen milli bir uzlaşma zeminin de Milli Birlik ve Beraberliğin en güzel örneğini ortaya koymuşlardır. Bu &8216;Milli Cephe` şimdi bir seçim işbirliğini ile &8216;Cumhur İttifakı`na dönüşmüştür. &8216;Cumhur İttifakı` emperyalist güçlerin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üzerinden ülkemize yönelik işgal kalkışmasına karşı halkın desteğiyle oluşan milli ruhun devamıdır. &8216;Cumhur İttifakı` sömürge politikalarına &8216;teslim olan bir Türkiye` isteyen güç odakları ile onların içimizdeki işbirlikçilerine karşı mücadeleyi kendine ilke edinenlerin bir araya geldiği bir cephedir. Milli bir refleksle oluşturdukları bu cepheyi yıpratmak için dışta ve içte çok faklı entrikalar tezgâhlanmıştır. Çok şükür milli ve yerlilerin ferâset ve basiretleri sayesinde bu cephe yıkılamamıştır. &8216;Erdoğan`sız bir AK Parti ve Bahçeli`siz bir MHP` projelerinde muvaffak olamayan dış ve iç &8216;şer güçler` şimdi bu seçim üzerinden yeni bir karşı cephe oluşturma gayretlerine şahit oluyoruz. &8216;Cumhur İttifakı`na karşı oluşturulmak istenen karşı cepheyi oluşturan partilerin bazılarını, bölücü ihanet ve işbirlikçi görüşleriyle bilinen akımların yönlendirdiği açıkça görülmektedir. Bu karşı cephe, siyasi ahlak çizgileri menfaat ve çıkarlara dayalı olduğu gibi ortak noktaları ise Erdoğan düşmanlığıdır. Karşı cephenin seçim işbirliği, ülke ve milletin sorunlarına çözüm üretme amaçlı misyon ve vizyon esasına dayalı bir ortaklık değildir. &8216;Karşı Cephe` kendi ideolojik görüşleriyle vedalaşan, &8216;Erdoğan düşmanlığı` için bir araya gelenlerin oluşturduğu &8216;yekpare blok` anlamına gelen bir yeni modeldir. Bu cephede yer alanların hepsi yıllardır hiç tereddütsüz Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan`ın doğal düşmanları konumunda olan kişilerdir. Çünkü onların efendisi olan ve ``Güçlü bir Türkiye´´ istemeyen o malum şer güçlerinde amansız düşmanı Erdoğan`dır. Karşı Cephe, kendine özgü fakat dünya siyaset literatüründe karşılığı olmayan tuhaf bir demokrasi anlayışı geliştirmeye çalışıyor. Bu karşı cepheyi bir arada kalmasını sağlayan harcı oluşturan ne demokrasi düşüncesi ne de hukuk devletinin varlık mücadelesidir. Bu cephenin mücadelesi, demokratik yollarla meşrulaşma adına oluşturulan bir siyasi bloklaşmadır. Senaryosu emperyalist güç odaklarında hazırlanmış olan bu cephe ``Erdoğan`ı kazandırma, ülke batarsa batsın´´ diyenlerin kin, nefret ve düşmanlık üzerinden toplumu cepheleştirmeyi amaçlayanların birlikteliğidir. Sürekli ``tek adam diktatörlüğünden dem vuran Kılıçdaroğlu, demokrasi dışı bir tavırla 15 milletvekilini İYİ Partiye kiraya vermesi gerçekten siyasi bir kepazelik ve de seçmene karşı büyük bir saygısızlıktır. ``Diktatör´´ suçlamaları şimdi kendisi için yapılıyor. Meral Akşener`in kiralık vekilleri kabullenmesi siyasi ahlaksızlık ve hülle girişimi ise utanç vericidir. Bu girişimlerle &8216;Cumhur İttifakı` karşıtlarının oluşturduğu cephenin ilkesizliği ve tutarsızlığı daha işin başında ortaya çıkmış oldu. GÜL, ARINÇ VE DAVUTOĞLU Bu süreçte bir dava ve devlet adamlığı sorumluluğu içinde hareket eden Sayın Bülent Arınç ve Ahmet Davutoğlu, gerçekten takdireşayan bir tavır sergilemişlerdir. Bazıları bu açıklamalardan boyunun ölçüsünü almış oldu. Onlar onlara yakışanı yaptı ancak Sayın Gül, uzun süre sesiz kalarak tartışmalara sebep olmuştur.Sayın Gül, maalesef bekleneni yapmamış ve kendini sevenleri üzmüştür.
|