Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1835
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10677
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 757
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2060 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (165) | Dış Politika (2403) | Ekonomi (243) | Eğitim (93) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (67) | Adalet (74) | Milli Kültür (510) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (868) | Tarım (155) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (11) | Basın ve Televizyon (21) | Din (581) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (15) | Milli Güvenlik (645) | Türk Dünyası (912) | Şiir (100) | Sağlık (193) | Diğer (3522) |

Görüş bildirebileceğiniz Siyasi Partiler ve Siyasetciler konuları
Siyasetçiler nasıl olmalıdır? (41)
Siyasi Partilerimiz nasıl olmalıdır? (27)
Siyasi partiler ve siyasetçiler ile ilgil diğer konular (800)


Siyasi Partiler ve Siyasetciler - Siyasi Partilerimiz nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Mustafa Nevruz SINACI - (Ziyaretci) 28.06.2011 18:45:22

BU SEÇİMİN NAMUSU CHP VE MHP`DEN SORULUR

BU SEÇİMİN NAMUSU
CHP VE MHP`DEN SORULUR
Mustafa Nevruz SINACI
Türkiye Cumhuriyeti`nin 1946 öncesi ``nasp/intihab, atama dönemi´´ hariç ve özellikle; Demokrasiye geçiş yalanının utancı 1946 (açık oy &8211; gizli sayım) dâhil; Müteakip 1950, 1954 ve 1957 kesinlikle hariç olmak üzere; 1961 ve sonrası bütün seçimleri kaygı, kuşku, şüphe ve şaibe altındadır. Hatta medyada zaman, zaman öyle beyan, yayın (bir nevi itiraflar) yayınlanır ki, gözlerinize inanamaz, hayretten ve şaşkınlıktan donakalırsınız!..
Bu iddialara göre: 1960`dan sonra yapılan her seçim bir çeşit siyaset mühendisliği işi.
Hani o, anketleri 100 tutan &8216;temayül belirleme şirketleri` ile &8216;harici bedhah bağlantılı` kartel medyası üzerine, genellikle bu işin taşeronluğunu yaptıkları şüphesi çöreklenir!...
Ancak ülkemizde şüphe, şaibe ve kaygıları tetikleyen başka kurumlar ve unsurlar da var. Bunların başında: ``kıyasıya, her şeye rağmen hırsla, ihtirasla rekabet´´ anlayışının zebunu iktidarlar, bilumum muhalefet; Giderek insan hakları, basın ahlâkı, hak-adalet ve hukuktan uzaklaşan yazılı, görsel, işitsel ve dijital medyanın kifayetsiz muhterisleri gelir.
Sonra sırayı, bütün bunları önleme ``haksızlık ve yolsuzluğu frenleme´´ görev, yetki ve sorumluluğu olduğu halde seyirci kalan Yüksek Seçim Kurulu alır. Örneğin bu son seçimde: terör-tedhiş örgütü ile aleni bağlantılı, hukuk tanımaz, küstah ve şımarık politika simsarlarına karşı verdiği haklı ve doğru bir karardan dönmesi; Seçmenlerin tespit, kayıt, sayısal doğruluk ve liste güvenilirliği konusunda ``kamu vicdanını sarsan´´ zafiyet!.. Ve nihayet, SPK ve Seçim Yasalarına esastan aykırı/yasak fiillerden olan ``ittifak, iştirak ve destek´´ gibi hülle tertiplerine müsamaha ile adeta çanak tutması; YSK için utanç, yüzkarası ve tam güvensizlik unsurudur.
Bunun ardından ``görevi kötüye kullanan´´ kısmi yargı vesayeti gelmekte...
Seçim öncesi ve sonrası, YSK`yı tamamlayıp, bütünleyen ve bilhassa terör örgütüne dolaylı destek izlenimi veren tenzil kararları asla unutulmayacaktır. Emsal kararlar bu seçim öncesinde de vardır. Bu da, maalesef ülkemizde bir ``yargı vesayetinin varlığını´´ ve ``adaletin hiç de adil, objektif, tarafsız ve bağımsız olmadığını´´ göstermektedir.
Sandık başı hileleri, tutanak sahtekârlıkları ve bireysel kalkışmalar teferruattır!..
Sonuçta seçim namusu; ``dürüst, demokrat, etkin ve yetkin´´ muhalefete odaklanır.
Eğer, seçime şaibe bulaşır, meşruiyet tartışma konusu olur, kamu vicdanı ``kesin karar ve mukni belgelerle´´ tatmin edilemezse; Gerçeğin ortaya çıkması, adalet ve hukukun tecelli-i ve tahakkuk etmesini teminen gereğini yapmayan muhalefet ``kesinlikle´´ suç ortağıdır.
SEÇİMLERDE MUHALEFET`İN SORUMLULUĞU
Türkiye de oynanan oyunlara dair ortalıkta dolaşan pek çok senaryo olmasına rağmen; Akli, mantıki ve mukni gerçeklilikle, üstelik alenen ve resmen halkın bilgisine sunulan çok az örnek vardır. Bunlardan birisi: Ülkemizin en saygın, itimada lâyık, objektif, özgür ve tarafsız; Basın ilkeleri ve ahlâk yasasının hamisi ``ANAYURT´´ Gazetesi yazarlarından Muhsin Akıl`ın 25, 27 ve 28 Temmuz tarihli yazıları. Mevcut hal-i izah ve ``istikbale matuf´´ büyük basiret ve ferasetle başta 12 Haziran seçimleri olmak üzere bu günlere ışık tutan ve ``Eğer Yüksek Seçim Kurulu gerçeği açıklarsa AKP`nin sonu gelir´´ diyen Muhsin Akıl; Diğeri usta bir gazeteci. 14, 15 Haziran 2011 tarihli ``Seçmen azalır mı?´´ adlı makaleleri ile Muhsin Akıl`ı işaret ederek; fevkalâde bir analize imza atan değerli yazar Orhan Selen&8230; Lütfen bu makaleleri Anayurt`un web sitesinden bulun, okuyun, inceleyin ve değerlendirin lütfen. Sonra da yukarda açıklanan kaygılar konusunda kafa yorun.. Çünkü bunlar, bundan sonda açıklayacağım şüphe, şaibe ve tereddütleri dağıtmaya, aydınlatmağa muktedir siyasi teşekküller; Yetkili, görevli, memur ve mecbur kurumlar Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)`dir.
Çünkü seçim evveli ve ahirinde parlâmenteri olan, neticeyi müessir bütün karar, eylem ve işlemlerde sorumluluk sahibi; Bütün sandıklarda görevli ve parti müşahit`i bulunduran bu iki parti, bütün tereddütleri izale edecek açıklamaları yapabilir. Derhal yapmalılarda!..
Yoksa ülkeyi ``ezelden ebede´´ menfur ihanet kaplamış ve furya sahnede


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.