Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1835
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10572
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2060 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Haberler ve Yorumlar
ÇİFTÇİ TARLASINI SULAYAMAYACAK SULAMA BİRLİKLERİ İFLAS EDİYOR
Tokat Milletvekili Dr. Reşat Doğru’nun 14.02.2013 tarihinde Yeraltı Suları Hakkında Kanun Değişikliği yapılmasına dair Kanun Teklifi görüşmelerinde yapmış olduğu konuşma metni ÇİFTÇİ TARLASINI SULAYAMAYACAK SULAMA BİRLİKLERİ İFLAS EDİYOR Türkiye su kaynakları noktasında çok zengin bir ülke değildir. Yeraltı ve yer üstü sularının denetim altında olması, kontrollü kullanılması gerekir. Çiftçilerimiz çok zor şartlar altında üretim yapmaktadır. 11 yıllık AKP iktidarında çiftçi, köylü üretici çok şey kaybetmiştir. Anadolu’da neredeyse üretimden vazgeçer konuma gelinmiştir. Böyle ağır şartların olduğu icra dairelerinde dosyaların her geçen gün arttığı günümüzde çiftçinin ek maliyetler karşılamaya gücü yetmemektedir. Bugün Tokat ilinde neredeyse borcu olmayan çiftçi yok gibidir. Köy muhtarlarına her gün icra dairelerinden onlarca kağıt gelmektedir. Bu kanunla beraber kuyu suyu ölçüm cihazlarının satın alınıp, montajını yaptırmaları da büyük maliyet gerektirmektedir. Bugün itibariyle çiftçiler mazotun, ilacın, gübrenin, elektrik fiyatlarının çok yüksek olmasından dolayı çok mağdurlardır. Bu ölçüm cihaz ve sistemlerinin devlet tarafından karşılanması en doğru olandır. Bugün ülkemizde çiftçinin diğer önemli sorunu da sulama birliklerine olan borcudur. Onlarında elektrik borçları katlamalı şekilde durmaktadır. Sulama birliklerinin ve çiftçilerin, sulama suyunda kullanılan elektriğin borçlarını ödeyememesi ile ilgili sorunları dile getirmek istiyoruz. Sulama birlikleri ülkemizde çiftçinin can damarı olan suyu sağlayan ve dağıtan kuruluştur. Ancak bu birlikler 2002 yılından itibaren sulamada kullanılan elektrik borçlarını, ödeyemez durumdadır. Tokat ili dahil birçok ilde, bazı birlikler neredeyse iflas konumuna gelmiştir. Borçlar nedeniyle elektrikler kesilmekte, ırmakta su olmasına rağmen kanallara su gelmemektedir. Elektriği kesilen ve suyu olmayan çiftçinin de tarlalarda pancar, yem bitkileri, sebzeler, meyve ağaçları susuzluktan dolayı, kurumaktadır. Ayrıca bazı çiftçi kardeşlerimiz de sulama suyu paralarını, muntazam şekilde, zamanında birliklere ödemiştir. Ancak o da diğer ödeyemeyen çiftçi kardeşlerimiz gibi, elektriğin kesilmesinden dolayı, kanallara suyun gelmemesinden mağdur olmakta, üretimlerini yapamamaktadırlar. Sonuçta, zaten çok zor şartlar altında üretim yapmaya çalışan, çiftçiler zarar etmekte, üretim yapamamaktadırlar. Bunun sonucu da verimli topraklar boş kalmakta, çiftçi da çoluğu çocuğuyla beraber, köyünü, tarlasını bırakarak iş ve aş bulmak ümidiyle büyükşehirlere göç etmektedir. İlkbahar mevsimine giriyoruz. Çiftçiler tarlasına, bahçesine çıkıyor. Çalışmalar başlıyor. Ancak Tokat ilinde olduğu gibi ülke genelinde 388 adet sulama birliğinin, 300 milyon lira civarında, elektrik idarelerine, borcu vardır. Bu borçların ödenme imkânı da kalmamıştır. Ayrıca sosyal güvenlik kurumu, vergi daireleri, maliye, devlet su işleri ve personeli de sayarsak yaklaşık 1 milyar civarında borç vardır. Bu problem Türk çiftçisinin tamamını ilgilendirmektedir. Sonuç acıda olsa ortadadır. Sulama birlikleri borçlarını ödeyemiyor. Tekrar yeniden yapılandırma, faizlerinin silinmesi, borçların ertelenmesi gerekiyor. Bunları yapmazsak su akar, biz bakarız. Tarlalar bu yılda susuz kalır, yanar. Sonuçta çiftçi üretiminden vazgeçer, üretim düşer, göç her geçen gün daha fazla artar. Türkiye son 10 yılda ortalama %4.4 büyüdü deniliyor. Ancak tarımda bu büyüme oranı %1.4 dür. Her şeyi 2002 ile karşılaştırıyoruz. 10 yıl önce tarımda büyüme %8,1 civarında idi. Girdi maliyetleri son 10 yılda %150 – 200 civarında artımış olmasına rağmen ürün fiyatlarındaki artış %20’ler civarında olmuştur. 2002 yılında 1 litre ham süt ile 2,5 kg kesif yem alınabiliyordu. Ayrıca 2002 yılında 1 litre mazot için 2 litre ham süt satması yeter iken bugün 7 litre ham süt satması gerekiyor. 2002 yılında 1 litre mazot için Şeker fabrikasına 10 kg pancar teslim etmesi yeterliyken bugün için 35 kg pancar teslim etmesi gerekiyor. Yani ürün fiyatları dibe vurmuş. Girdi fiyatları tavan yapmıştır. Bunların sonucu her 4 çiftçiden birisi üretimden vazgeçmektedir. Tarım sektöründen ekmeğini rızkını sağlayan insanımız, bugün mutlu değildir. Köylü, çiftçi borçlu duruma düşmüştür. Çiftçi traktör üne mazot koyamamakta, tarlasına fiyat yüksekliğinden dolayı, gübre ve ilaç atamaktadır. Şayet çiftçiye destek olmak istersek mazot, gübre, ilaçtan KDV ve ÖTV’yi kaldıralım. Sulamadaki kullanılan elektrik fiyatları AB’deki çiftçiler seviyesine çekelim ( AB’deki çiftçi bizden 4 kat daha ucuz elektrik kullanmaktadır.) Sulamada ve tarım işletmelerinde kullanılan elektrik tarifesi farklılaştırılarak, çiftçilerimizin ucuz elektrik kullanmaları mutlaka sağlanmalıdır. Çiftçinin bankaya, tarım krediye, sulama birliklerine olan borçlarını yeniden yapılandırıp reel manada destek verelim. Çiftçi tekrar ayağa kalksın. Üretimler artsın. Ancak korkarız ki bunların hiçbirisi gerçekleşmeyecek, yine kaybedecek olan çiftçi olacaktır. Ülkemizin iyi yönetilmeyişinin faturasını çiftçiye köylüye, çıkarmayalım. Tarım ülkemiz için ekonomik ve sosyal değeri çok yüksek olan bir sektördür. Dr. Reşat DOĞRU Tokat Milletvekili


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.