ABD Başkanı Obama, TBMM`de yaptığı konuşmada 150 yıl önce İstanbul`dan Washington`a yapılan bir jeste gönderme yaptı. İşte o anıtın hikayesi
Amerika`nın başkentinde yükselen ve `Washington Anıtı` diye bilinen 168 metrelik dikilitaşta Sultan Abdülmecid`in tuğrasıyla beraber Türk hat sanatının en büyük isimlerinden birinin, Ayasofya Camii`ndeki dünyanın en büyük hat levhalarının sahibi Kazasker Mustafa İzzet Efendi`nin de bir yazısı yeralıyor.
İKİ PARTİDE YAPILDI
Amerikalılar, ülkelerinin kurucusu olan George Washington`ın hatırasına inşa edilecek bir anıt için proje yarışması açtılar. Yarışmaya o zamanın önde gelen mimarları katıldı, birbirinden değişik projeler geldi ve bu projeler arasından Güney Carolinalı mimar Robert Mills`in teklifi kabul gördü. Mills`in projesine göre anıt eski Mısır dikilitaşlarının bir benzeri ama çok daha yükseği olacak, bu dikilitaş geniş bir alanın ortasında yeralacak ve etrafına başkanlarla milli kahramanların heykelleri dikilecekti.
Proje daha sonra kısmen değiştirildi, etrafının boş olmasına karar verildi ve anıtın temeli 1848`in 4 Temmuz günü atıldı.
İnşaata altı sene boyunca devam edildi ama 1854`te bu işe ayrılan paranın yetmemesi ve anıtın siyasi gruplar arasında çekişme sebebi olması üzerine yapıma ara verildi. Derken Amerikan iç savaşı patlayınca verilen ara daha da uzadı ve inşaata ancak 1876`da, zamanın başkanı Grant`ın yayınladığı bir kararname sayesinde yeniden başlanabildi. Masrafları federal hükümet karşılayacak ve anıtı Savaş Bakanlığı`nın kadrosundaki mühendisler tamamlayacaklardı.
İnşaatın ikinci aşaması dokuz sene sürdü. Dikilitaş 18 metreye yükseltildi, içerisine 897 basamaklı demir bir merdiven ile bir de asansör yerleştirildi ve resmi açılış 1885`in 21 Şubat`ında yapıldı. Anıt üç sene sonra, 9 Ekim 1888`de halkın ziyaretine açıldı. Washington`un sembollerinden biri olan anıtı, o tarihten buyana hergün binlerce kişi ziyaret ediyor.
Dikilitaşın üzeri Maryland`dan getirilen mermerlerle kaplanmış ama yukarılara doğru mermerin üzerine daha başka parçalar da yerleştirilmişti. Bunlar, anıtın üzerinde isimlerinin yeralmasını isteyen bazı dost memleketlerin, dış cepheye yerleştirilmesi için gönderdikleri ve mermerden imal edilmiş olan hediyelerdi.
Dost ülkelerin anıta katkıda bulunmaları talebi, aslında Amerikan Dışışleri Bakanlığı`ndan gelmişti. Bakanlık, Washington`da bulunan yabancı ülke temsilcilerini dikilitaşın inşaatından haberdar etmiş, taşın aslında sadece Amerika`nın değil, bütün memleketlerin özgürlük sembolü olduğunu söylemiş, anıtın dış yüzünde temsil edilmek istedikleri takdirde, gönderecekleri hatıraların mermere monte edileceğini duyurmuştu.
Posta masrafı 390 kuruş
O dönemde Amerika ile iyi ilişkiler içerisinde olan birçok memleket, dünyanın bu en büyük dikilitaşında kendi ismimlerinin de yeralması için, Washington`a birbirinden kıymetli mermer plakalar yolladılar. Zamanın Çin İmparatoru, üzerinde George Washington`u öven Çince ifadelerin yeraldığı büyük bir levha, káğıt üzerinde Osmanlı Devleti`ne bağlı görünen ama aslında bağımsız bir devlet gibi hareket eden Mısır`ın Kavalalı Mehmed Ali Paşa soyundan gelen valisi de, tarihi İskenderiye Kütüphanesi`nden kalma bir geniş mermer gönderdi. Yunan Kralı eski Yunanca ile yazılmış bir kitabe, Kuzey Afrika`daki yerel beylerden biri Kartaca`dan kalan ve meyve ağacı altında bekleyen bir atlıyı resmeden son derece nadir bir kabartma, Yunan kilisesi de eski Mısır dönemine ait 3 bin senelik bir heykel yolladı ve hediyelerin hepsi, anıtın üst tarafına doğru yerleştirildi.
Bir başka hediye de İstanbul`dan, Osmanlı hükümdarı Sultan Abdülmecid`den gelmişti: Mermer üzerine işlenmiş son derece güzel bir hat, yani yazı.
Amerikalılar, dikecek oldukları büyük sütundan Osmanlı Devleti`nin Washington`daki temsilcisi Emin Bey`i de haberdar etmiş ve `Majesteleri Sultan hazretleri taşın üzerine yerleştirilmek üzere bir hediye gönderecek olduğu takdirde, bunu zevkle kabul edeceklerini` söylemişlerdi.
Emin Bey, Amerikan Dışişleri`nin talebinden İstanbul`u haberdar etti ve zamanın hükümdarı Sultan Abdülmecid, Türkiye`nin sütunda üzerinde Amerika hakkındaki iyi temennilerin yazılı olduğu bir `hat` ile temsil edilmesine karar verdi. Hat, o devrin büyük hattatı sayılan Kazasker Mustafa İzzet Efendi`ye yazdırıldı ve daha sonra etrafı devrin süsleriyle bezenmiş bir mermere işlendi, mermerin üzerine de Sultan Abdülmecid`in tuğrası kondu. Levhada `Devám-ı hulleti te`yid için Abdülmecid Hán`ın / Yazıldı nám-ı páki seng-i báláya Vaşington`da` yani `Abdülmecid Han`ın temiz adı, dostluğun devamını göstermek için, Washington`da dikilen bu yüksek taşa yazıldı` denmekteydi.
Levha 1853`te bir gemiyle Amerika`ya gönderildi, taşıma masrafı olarak o zamanın parasıyla 390 kuruş ödendi ve inşaat tamamlanınca Washington Anıtı`nın üzerine yerleştirildi. Sultan Abdülmecid`in mermere hakkedilmiş tuğrası, ismi ve Amerika hakkındaki iyi temennileri, o zamandan beri anıtın üzerinde duruyor.
(Murat Bardakçı`nın 18 Mayıs 2003`te Hürriyet Gazetesi`nde yayınlanan yazısı)