Atila Şimşek
-
(Ziyaretci)
|
12.05.2008 23:24:55 |
Ülkelerin ekonomik gelişmelerini sağlayan unsurların başında enerji kullanımı gelmektedir.Enerji günlük yaşantımızın ve her türlü üretimin en önemli ve vazgeçilmez bir unsurudur.İnsanlığın varoluşundan günümüze kadar çeşitli enerji kaynakları kullanılmış,çağımızda ise fosil kaynakları (kömür,petrol,doğalgaz),Nükler kaynaklar,Yenilenebilir kaynaklar (Güneş,rüzgar,biyokütle,jeotermal,hidroelektrik vb.),Hidrojen teknolojisi ve yakıt hücreleri enerji kaynakları olarak kullanılmaktadır. Günümüzde fosil kaynakları enerji kullanımında yüzde doksana varan payı ile önemli bir yer tutmaktadır.Bunlardan petrol rezervleri 1189 milyar varil olup,dünyanın günde seksen milyon varil tükettiği dikkate alınırsa ömrü yaklaşık kırk yıldır.Doğalgaz rezervleri ise yüzseksen trilyon metreküp olup,ömrü yaklaşık atmışbeş yıldır.Kömür rezervlerine gelince dokuzyüzdokuz trilyon tondur.yüzatmış yıllık bir ömrü olduğu tahmin edilmektedir. Nükler kaynaklar ise dünya enerji tüketiminin yüzde altısını teşkil etmektedir.Nükleer atık sorunu ve nükleer sistemlerin bazı ülkelerce kontrol altında tutulması bu santrallerin çoğalmasını önlemektedir. Hidrojen teknolojisi ve yakıt hücreleri halen araştırma safhasındadır.Yenilenebilir enerji kaynakları ise fosil yakıtlarına nazaran pahalı ve kaynağın varlığına bağlıdır. 1970 petrol krizinden sonra özellikle gelişmiş ülkelerde doğalgaz enerji kaynağı olarak daha fazla kullanılmaya başlamış,dünyada doğalgaz üretimi 8-10 misli artmıştır. Doğalgazın enerji kaynağı olarak yaygınlaşması Türkiye`yi de etkilemiş,İran ve Rusya ile yapılan doğalgaz anlaşmaları ile Türkiye Avrupa`nın en büyük doğalgaz pazarı haline gelmeye başlamıştır.Ne acıdır ki,Türkiye zamanla Rusya`dan en pahalı doğalgaz alan ülke durumuna düşmüş,peşin ve nakit ödemesi Türkiye`nin ödemeler dengesini altüst etmiş,depolama sorununa çare dahi bulamayan ülkemiz,kullanamadığı gazı havaya bırakarak her yıl milyarlarca doları heba etmiştir. Dogalgaz`da olduğu gibi petrolde de dışa bağımlı olan Türkiye,her yıl milyarlarca dolarını bu iki yakıta aktarmaktadır. Türkiye dışarıdan aldığı ve kendisinin çıkardığı yakıtların büyük bölümünü elektrik üretiminde kullanmaktadır.Türkiye`nin elektrik üretiminde kullandığı kaynaklar yüzde olarak aşağıdadır. Dogalgaz :44.84 Fuel-oil : 3.42 Linyit :18.23 Taş kömür : 8.19 Su :23.74 Rüzgar : 0.03 Diğer : 1.55 Tablodan anlaşılacağı üzere,Türkiye elektrik üretiminde doğalgaza bağlanmıştır.Esas sorun da budur.Şayet Türkiye elektrik üretiminde doğalgaz bağımlılığından kurtulursa ülkemiz rahat bir nefes alacak demektir.Bunun için Türkiye öncelikle yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi ve Nükleer santral yapımına hız vermesi gerekmektedir. Bazı kişilerin nükleer santral tezine atıklardan dolayı karşı çıkacaklarını biliyoruz.Ama şunu unutmayalım ki,birçok ülke bunu rahatlıkla kullandıkları gibi,Nükleer santral yakıtlarını da satarak para kazanıyorlar.İşte İran`ın mücadelesine bu yönden de bakmak gerekir.Nükleer teknolojiye sahip 6-7 ülke kurdukları dikta ile diğer ülkelere izin vermemesinin altında yatan bir nedende nükleer santral yaptıkları ülkelere yakıtını fahiş fiyatla satmalarıdır.Kısaca sadece Nükleer santral yapmak çözüm değildir.Bunun yakıtını üretecek teknolojiye de sahip olmak gerekir. Yatırım ve atık yönetimine yönelik çok yüksek maliyetler ve insan sağlığına yönelik kaygılar,yeni teknoloji ve Toryum`a dayalı Nükleer santral tiplerinde ortadan kalkacağı için bu konu üzerinde Türkiye iyi düşünmelidir. Yenilenebilir enerji kaynakları,güneş,rüzgar,biyokütle,jeotermal,hidroelektrik vb kaynaklardır.Türkiye bu yönden şanslı ülkeler arasındadır.Bu kaynakları iyi kullanmalıdır. Diğer bir kaynak ise,günümüzde adı çok sık geçen Bioyakıttır.Bu kaynakların gıda sanayileri açısından olumsuzluklarını giderecek şekilde kullanılması gerekmektedir. Diğer enerji hammaddelerinin Hidrojen teknolojisi ve yakıt hücreleri olduğundan bahsetmiştik.Halen araştırma safhasında olan bu kaynağa da Türkiye`nin yönelmesi gerekmektedir.
|
|
Davut KOR
-
(Ziyaretci)
|
12.05.2008 17:29:05 |
Temel problemleri bir tarafa bırakıp bir konuya değinmek istiyorum. Çok israf ediyoruz.Herkesin altında bir araba var. Özel otolarda bri kişinin dışında oturan yüzde otuzu bulmuyor. Enyakın yerlere yürümek yerine taksiye veya özel otomuza bimiyoruz. Bakıyorsunuz bir evde babanın bir arabası, çocuğunun bir arabası var. Bazı ailelerde fert başına bir araba var. Otubüse, minibüse binmiyoruz. Tranvaydı, metro idi,çoğu kimse biniş yerini bilmiyor. Buna ne para dayanır, ne de pul. Geçenler bir yabancı aktör gelmişti İstanbul`a,gazeteler yazdı, adam demiş ki burası ne zengin bir ülke... İsraf içindeyiz, bu israfı durdurmalıyız. Davut Kor
|
|