Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1835
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10677
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 757
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2060 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
Kürt diye bir ulus, Kürtçe diye bir dil var mıdır?Birlik mi Çözülüş mü?

                                                                                                                     

Batı dünya coğrafyasında sömürüye dayalı egemenliğini sürdürmek için her toplumu parçalamaktadır

Dünyayı sömürerek zenginleşen  azgınlaşan batı; ırkçılığın soykırımın kitleler halinde yapılmasının ideolojilerini de ortaya koymuştur. Faşizm, Nazizim, Komünizm, Anarşizm ve Terörizmin kaynağı olan batı; insani değerler adı altında demokrasi insan hakları, hukuk sloganları altında ben ve öteki ayrımcılığını sürdürmeye devam etmektedir.

Batı emperyalizmi Müslümanlar içindeki kabileyi-etnik-mezhep damarını canlandırıp düşmanlık tohumlarını yeşertmeye çalışmaktadır. Küçük etnisitelere devletler kurdurulurken diğer taraftan büyük kavimler parçalandı. Arapların 20 Türklerin 6 devleti olması tesadüfi değildir.

Batı baskısının ve sömürüsünün hissedilmemesi için sürekli gerilim ve çatışma olması istenmiştir. Yerli işbirlikçiler de buna uygun hareket etmişlerdir. Kavimler arası husumet asıl düşmana karşı mukavemet hissini ise sarsıyor. Türk Arab’a, Arap Türk’e, Türk Farsa, Fars Türk’e, Türk Türk’e, Arap Arab’a husumeti canlı tutuluyor.

Yüzyıllar boyunca Türklerin doğal müttefiki olan halklar birer birer koparıldı. Yunanlılar, Bulgarlar Boşnaklar, Araplar Ermeniler düşmanlık dürtüleri ile koparıldı. Şimdi ise yeni bir oyun da ha sahneleniyor. 100 yıldır başarılmayan sinsi ve hainane plan ülkeyi yönetenler eliyle yapılmak isteniyor. Gaflet, delalet ve hıyanet içinde olan, tarih bilgisi devlet anlayışı olmayanlar eliyle ise gerçekleştirilmek isteniyor.

Bakın; Kürtçe diye dil yaratılmak istenmektedir. 100 yıldan beri Oslo (Norveç), Paris (Fransa), Telaviv (İsrail), Erivan (Ermenistan), Vatikan tarafından Kürd dili ve grameri oluşturma çalışması başarılı olamamıştır. Farklı lehçe ve ağızlar arsındaki büyük farklılık bunun en büyük nedeni görülmüştür.

İngiliz muhipler cemiyeti ve Kürt Teali cemiyetinin çalışmalarına rağmen, ortak ağız şive dil oluşturulmamıştır.  ABD’nin İngiltere’nin başaramadığı durumu şimdi Türkiye’yi yönetenler eliyle yapmaya çalışıyorlar.

Bakın Güneydoğu bölgesinde yüzlerce dershane açıldı ama hepsi kapandı. Ne gideni oldu ne de ciddiye alanı. Yine DTP, TBMM de Kürtçe diye gazete çıkardığını açıkladı. Öylece kaldı. Şimdi siz hangi dilden bahsedeceksiniz ki!

Kürt ulusu diye bir kaç aykırı tipin tanımlaması ile ilkeyi yönetenlerin düştükleri tuzak budur. Tüm çabalara rağmen Kürt ulusu tanımlaması uygulamada olanaksız.

PKK liderinin bile Kürtçe bilmediği bir ortamda hangi kültürel haklar ileri sürülüyor ki?

Ortak dil oluşturulabilecek mi bu düşünce mümkün  mü? Hayır. Neden? Çünkü  dil olma özelliğine sahip olmayan kürtçe bir ağızdır. Bir çok 5-6 lehçesi vardır. Her lehçede şive değiştiktir. Türkiye’de konuşulan en büyük lehçe yüzde 85 ile kurmancidir. Bunun da kendi içinde şiveleri vardır. Behdinan-botan, silivi ve mehmedidir. Diğerleri dımili lehçesini kullanır Dımili lehçesini kullananlar kendilerine kırt konuştukları diyalektiğe de kırtki “ derler. Bunlar zaza olarak tanımlanır. Zaza sasan’dan bozulmadır. Roma dönemindeki sasanilerden kalmadır. Tunceli’nin yüzde 60 zazaca konuşur. Zazalar kurmancileri yüzde 50 anlarken Kurmancilerin yüzde 90 ını onları anlamaz.

Türkiye toplum olarak İslam’i kimliğini isimlendirmede yansıtmaktadır. (Nüfus ve vatandaşlık hizmetleri Genel müdürlüğü kayıtları)1980-1990 yılları arasında doğan kız çocuklarına en çok konulan adlar Fatma, Ayşe, Emine, Hatice ve Zeynep 1990-2000 döneminde Merve Fatma, Büşra, Elif ve Kübra

Erkek çocuklarında ise 1980-1990 arasında Mehmet, Mustafa, Murat, Ahmet ve Ali, 1990-2000 arasında Mehmet Mustafa, Ahmet, Ali ve Hüseyin olarak belirlendi. 10 milyon erkek bu adları taşımaktadır. 2milyon 826 306 Mehmet, 2 milyon 87 bin 134 Mustafa, 1 milyon 734 bin 871  Ahmet, 1 milyon 674 448 Ali 1 milyon 345 bin 828 kişi Hüseyin adları taşımaktadır.

Şimdi Türkiye’nin hemen her köşesinde bu adlarla kimlikler edinirken hangi kimlik anlayışı bunu değiştirebilir?

Yunan tarihçiler Kardukoy (karduklar) olarak sözeder. Kürt kelimesi zamanla bu kavramdan türediği ifade edilmektedir.. İslam genişlemesi sırasında İslam’ı kabul etmişler. Tarihte Kürdistan deyimini kullanan ve bu adla eyalet kuran Büyük Selçuklu Sultanı Sancar’dır. 1514 yılında ise Sultan Selim, İran şahı şah İsmaili yenilgiye uğratırken danışmanı Kürt kökenli İdris Bitlisi’dir. Kürt beyleri ile yakın ve yoğunlaşmış ilişki gerçekleştirirler. Yüzlerce yıl bu birliktelik devam eder. 1800 lerden sonra ırkçılık cereyanların kimliklerin inkarı dış tahriklerle silahlı çatışmalar başlar. İslam coğrafyasını parçalayıp küçük devletçikler haline getirip taşeron olarak kullanma batının Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya politikalarının temel ögesi olmuştur. Bu gerçek unutulmamalıdır.

 

Küresel diktatörlük değer ve hükümlerinin dünyaya egemen olmasını öğütlerken diğer coğrafyalarda etnik milliyetçilik temelinde bölünmeleri hızlandırıyor.

Bunun için batı vakıfları sanatsal etkinlikleri destekleme furyası sürmektedir.

Türkiye Ortadoğu’nun ortak kimliğini harekete geçirmek geleneksel ortak değerlerin öne çıkarılarak kültürel zenginliği ve ortak ilişkileri harekete geçiren sanatsal faaliyetlerin desteklenmesi gerekir. Balkanlar Kafkasya ve Ortadoğu’da yitik mirasımız olan kültürü yeniden inşa etmek gerekir. Kültür coğrafyamız siyasi kimliğimiz nedeni ile buna benzer kimlik zor görünse de bunu değiştirecek atılımlar yapılmak zorundadır.

Küreselleşme, bloklaşma, mikro milliyetçilikler edeni ile olanaksız gibi görünse de bunları kıracak tarihsel tecrübe vardır. Ve bu batının kendi aralarında gerçekleştirdiği asgaride buluşma anlayışı ile gerçekleşebilir.

Unutulmamalıdır ki; Türk Milleti’nin varlığı ile kaderlerini özdeş görenler her zaman mutlu ve müreffeh olmuşlardır. Ayrılanlar ise Batı sömürgeciliğinin istismar zilletini yaşamışlardır.

Ortak Türk kültürü ve medeniyetini Ortadoğu coğrafyasının birlik ve beraberliğini zorunlu kılmaktadır. Avrupa Birliği oluşturanlara karşın Ortadoğu birliği kurulmalı merkez ülkeler birliği oluşturmalıdır. 

Günün Sözü: Farklılıkların zenginlik olduğunu anlamayanlara anlat bu vatandaşlık görevidir.

      Nurullah Aydın
      Gazi Üniversitesi
      30 Mayıs 2009         

 


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.