![]() |
Türk Meclisi |
|
||||||||
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1835 Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10848 Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236 Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 757 Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2060 Haber bulunmaktadır. |
![]() |
|
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler | |||
TÜRK SOYLU YABANCILARIN TÜRKİYE`DE ÇALIŞMA ÖZGÜRLÜĞÜ | |||
KAYNAKÇA ALDIKAÇTI, O. : Anayasa Hukukunun Gelişmesi ve 1961 Anayasası, 4. Bası, İstanbul, İÜ Yayınları No:3000, 1982. ARICI, K. :“Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Çalışma Hakkı”, Türkiye Noterler Birliği Hukuk Dergisi, Yıl: 1983 -1984, sy. 43, Ankara, 1984, s.47-53. AYBAY, R. : “İnsan Hakları Açısından Vatandaşlık (Uyrukluk)”, İnsan Hakları, Edt. Korkut TANKUTER, İstanbul, 2000, s. 179-194. AYBAY, R. : Vatandaşlık Hukuku, 5. Bası, İstanbul, Aybay Yayınları, 2003. (Vatandaşlık) AYBAY, R. : Yabancılar Hukuku, İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2005. CİN, M. : “Yabancıların Türkiye’de Çalışma Özgürlüğü ve Sınırı”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, 2004. ÇELİK, N. : İş Hukuku Dersleri, 16. Bası, İstanbul, Beta, 2003. ÇELİKEL, A./(ÖZTEKİN)GELGEL, G. : Yabancılar Hukuku, 12. Bası, İstanbul, Beta, 2005. ÇELİKEL, A./ŞANLI, C.: Türk Milletlerarası Özel Hukuk Mevzuatı, 11.Bası, İstanbul, Beta, 2003. ÇENBERCİ, M.: İş Kanunu Şerhi, 6. Bası, Ankara, Olgaç Matbaası, 1986. DEMİR, F. : Çalışma Hakkı İlkesi (Yayınlanmamış Doçentlik Tezi), İzmir, 1981. GÖĞER, E. : Türk Tâbiiyet Hukuku, 4.Bası, Ankara, Sevinç Matbaası, 1979. GUILD, E./NIESSEN, J.: The Developing Immigration and Asylum Policies of the European Union, Kluwer Law International, The Hague/ London /Boston, 1996. GÜRBÜZ, Y. : Anayasalar, İstanbul, Filiz Kitabevi, 1981. GÖREN, Z. : Anayasa Hukukuna Giriş, İzmir, 1999. GÜZEL, A/ OKUR, R.: Sosyal Güvenlik Hukuku, 10. Bası, İstanbul, Beta, 2004. GÜZEL, A./OCAK, S. : “1479 Sayılı Bağ-Kur Kanununda 4956 ve 5073 Sayılı Kanunlar İle Yapılan Değişiklikler”, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Temmuz-Ağustos-Eylül 2004, sy. 3, s. 877-954. MARTIN, P.L. : “Comparative Migration Policies” IMR, Volume:28, Number 1, Spring, 1994. s.164-170. NOMER, E. : Vatandaşlık Hukuku, 14. Bası, İstanbul, Filiz Kitabevi, 2003. ODEN, M. : Türk Anayasa Hukukunda Eşitlik İlkesi, Ankara, Yetkin Yayınları, 2003. OKUR, Z. :"Türkiye`de Yabancıların Sosyal Güvenlik Hakları", Prof. Dr. Halid Kemal ELBİR’e Armağan, İstanbul, 1999, s.365-385. ÖZBUDUN, E. : Türk Anayasa Hukuku, 8. Bası, Ankara, Yetkin, 2004. ÖZDEN, B. : “Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Çalışması ve Çalıştırılması”, Çimento İşveren Dergisi, Mayıs 1991, C. 5, sy.3, 16-21. SADRULEŞRAFİ, H. A. : “Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Çalışma Hakları”, Prof. Dr. Nihal ULUOCAK’a Armağan, İstanbul, 1999, s.295-310. (Çalışma) SADRULEŞRAFİ, H. : Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Sosyal Güvenlik Hakkı, http://www.sbe.deu.edu.tr/Yayinlar/dergi/dergi01/sadulesrafi.htm (28.3.2005). SCHMIDT, F. : Discrimination in Employment: The Comporative Labour Law Group, Stockholm, 1978. SEVİĞ, V. R. : Türkiye’nin Devletler Hususi Hukuku Düzeni İle İlgili Kanun ve Andlaşmalar, İstanbul, 1971. SOYSAL, M. : 100 Soruda Anayasanın Anlamı, 8. Bası, İstanbul, Gerçek Yayınevi, 1990. ŞAHLANAN, F : Sendikalar Hukuku, İstanbul, Yılmaz Ajans Matbaacılık, 1995. ŞANLI, C. : “Türk Devletler Özel Hukukunda Mirasa İlişkin Bazı Sorunlar”, Prof. Dr. Nihal ULUOCAK’a Armağan, İstanbul, İÜHF Eğitim-Öğretim ve Yardımlaşma Vakfı Yayını No: 7, 1999, s.345-352. (Mirasa İlişkin Sorunlar) ŞANLI, C. : “Türkiye’de, Yabancıların Sosyal Güvenliği”, MHB, Yıl: 1, sy.2, 1981, s. 24-28. (Sosyal Güvenlik) TANÖR, B. : Anayasa Hukukunda Sosyal Haklar, İstanbul, May Yay., 1978. TANÖR, B./ YÜZBAŞIOĞLU, N. : 1982 Anayasasına Göre Anayasa Hukuku, İstanbul, Yapı Kredi Yayınları, 2001. TEKİNALP, G. : Türk Yabancılar Hukuku, 8. Bası, İstanbul, Beta, 2003. TEZİÇ, E. : “Anayasa Hukuku İçinde Çalışma Hayatına İlişkin Temel Haklar”, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Araştırma ve Uygulama Merkezi 1982 Yılı Konferansları, İstanbul, 1982, s. 27-39. TUNCAY, C./EKMEKÇİ, E.: Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, 11. Bası, İstanbul, 2005. TUNÇOMAĞ, K. : “1982 Anayasasının İş Hukukuna İlişkin Esaslarına Genel Bakış”, İstanbul Barosu Dergisi, C. 58, sy. 1-3, 1984, s.7-15. TUNÇOMAĞ, K/CENTEL, T.: İş Hukukunun Esasları, 3. Bası, İstanbul, Beta, 2003. ULUOCAK, N. : Türk Vatandaşlık Hukuku, 3. Bası, İstanbul, Filiz Kitabevi, 1989. ÜMİT, C.: “Mülteci Hukukuna Genel Bakış ve İltica–Sığınma Konularında Türkiye’deki Uygulama”, AD,1992, Yıl:92, sy. 8, Temmuz 2001, s.35-52. YÜREKLİ, S. : İşyeri Sendika Temsilciliği ve Güvencesi, İstanbul, Beta, 2004. [1] TEZİÇ, E. : “Anayasa Hukuku İçinde Çalışma Hayatına İlişkin Temel Haklar”, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Araştırma ve Uygulama Merkezi 1982 Yılı Konferansları, İstanbul, 1982, 27 dn. 3; TANÖR, B. Anayasa Hukukunda Sosyal Haklar, İstanbul, 99. Doktrinde, klâsik hak ve özgürlüklerin iki gruba ayrıldığı görülmektedir. Bir grupta, ekonomik haklar (mülkiyet, ticaret ve sanayi hakkı, sözleşme özgürlüğü), diğer grupta ise, bunların dışında kalan klâsik hak ve özgürlükler sayılmaktadır. Klâsik hakları sosyal haklardan ayıran en önemli özellik, herkese tanınmış olmalarıdır. Bkz. TANÖR, 94; TEZİÇ, 28. [2] DEMİR, F. : Çalışma Hakkı İlkesi (Yayınlanmamış Doçentlik Tezi), İzmir, 1981, 8; TANÖR, 100. [3] DEMİR, 8-9; TUNÇOMAĞ, K. : “1982 Anayasasının İş Hukukuna İlişkin Esaslarına Genel Bakış”, İstanbul Barosu Dergisi, C. 58, sy. 1-3, 1984, 7-8. [4] Ayrıntılı bilgi için bkz. DEMİR, 16 vd.; TUNÇOMAĞ, 9. CİN, M. “Yabancıların Türkiye’de Çalışma Özgürlüğü ve Sınırı”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, 2004, 20. [5] Bazı Anayasalarda, örneğin; 1947 tarihli Alman Anayasasında (m. 12), 1947 tarihli İtalyan Anayasasında (m.4) ve 1977 tarihli Sovyetler Birliği Anayasasında (m. 40) bu hak sadece “vatandaşlara” tanınmıştır. Bkz. GÜRBÜZ, Y. : Anayasalar, İstanbul, 1981, 50 vd. [6] SOYSAL, M. : 100 Soruda Anayasanın Anlamı, 8. Bası, İstanbul, 1990, 203; TANÖR, B./ YÜZBAŞIOĞLU, N. : 1982 Anayasasına Göre Anayasa Hukuku, İstanbul, 2001, 158; ODEN, M. : Türk Anayasa Hukukunda Eşitlik İlkesi, Ankara, 2003, 355. GÖĞER’e göre ise; Anayasada yer alan “herkes”, “halk”, “çalışanlar” gibi terimlerin yabancıları da kapsadığı kesindir. Ancak bu terimlerin yabancıları kapsaması mutlak nitelikte değildir. Her bir konudaki düzenleyici kanunlarla “herkes”, “halk”, “çalışanlar” gibi terimlerin kapsamı gösterilmelidir. Bu kavramlar hukukî olmaktan çok siyasîdir ve kapsamları bir devletten diğerine değişebilmektedir. Bkz. GÖĞER, E. : Türk Tâbiiyet Hukuku, 4.Bası, Ankara, 1979, 19. [7] Doktrinde; temel haklar, hakkın taşıyıcısına göre insan hakları (herkesin hakları) ve vatandaş hakları (Türklerin Hakları) diye ikiye ayrılmaktadır. İnsan hakları olarak hak sahipliği için, kişisel açıdan hiçbir özel sınırlama öngörülmeyen, yani tüm insanlara ait olan haklar anlaşılmaktadır. Bu tür temel haklar şöyle ifade edilmektedir: “Herkes ... hakkına sahiptir” . Vatandaş haklarından ise, sadece Türklere ait olan haklar anlaşılmaktadır (örneğin; AY m. 66/4, 67, 68). İnsan hakları ve vatandaş hakları ayırımından, yabancıların insan haklarına ilişkin olarak sadece temel hak sahibi oldukları sonucu çıkmaktadır. Bkz. GÖREN, Z. : Anayasa Hukukuna Giriş, İzmir, 1999, 472-473. [8] Anayasanın16. maddesinin gerekçesinde; “Bu madde, ülkede bulunan yabancıların hak ve hürriyetlerinin, gereken hallerde, vatandaştan farklı olarak düzenlenip sınırlanabileceğini hüküm altına almaktadır. Mesela, bir yabancının ülkeye giriş yahut ülkede seyahat ve yerleşme hürriyeti, basın hürriyeti elbette ki vatandaşlarınkinden farklı olacaktır. Bu farklılık kendisini özellikle siyasî haklar konusunda göstermektedir. Vatandaş ve yabancı arasında gözetilen bu ayırım milletlerarası bir unsur karıştığı zaman bu ilişkilerin düzenlenmelerinde milletlerarası hukukun göz önünde tutulması gereği bilinmektedir” denilmektedir. Bkz. Burhan Kuzu, Türk Anayasa Metinleri ve İlgili Mevzuat, İstanbul, 1988, 19. [9] Ayrıntılı bilgi için bkz. ÇELİKEL, A./(ÖZTEKİN)GELGEL, G. : Yabancılar Hukuku, 12. Bası, İstanbul, 2005, 138 vd.; TEKİNALP, G. : Türk Yabancılar Hukuku, 8. Bası, İstanbul, 2003, 129 vd.; AYBAY, R.: Yabancılar Hukuku, İstanbul, 2005, 166 vd.; CİN, 113 vd. [10] RG: 29.9.1981–17473. Bu Kanunun uygulamasını göstermek için de, 25.10.1982 tarihli “Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu veya Özel Kurum, Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanunun Uygulanması Hakkında Yönetmelik” (RG: 14.1.1983-17473). Bu Kanun bundan sonra, "2527 sayılı Kanun" ve Yönetmelik de, “Uygulama Yönetmeliği” diye anılacaktır. [11] Örneğin; İskân Kanunu (RG: 21.6.1934-2733) (m. 3), Türk Vatandaşlığı Kanunu (RG: 22.2.1964-11638) (m. 7/c); İskân Muafiyetleri Nizamnamesi (RG: 5.10.1935-2898) (m. 3). [12] Bkz. NOMER, E.: Vatandaşlık Hukuku, 14. Bası, İstanbul, 2003, 16; ULUOCAK, N.: Türk Vatandaşlık Hukuku, 3. Bası, İstanbul, 1989, 2. [13] AYBAY, R. “İnsan Hakları Açısından Vatandaşlık (Uyrukluk)”, İnsan Hakları, Edt. Korkut TANKUTER, İstanbul, 2000, 180; SCHMIDT, F.: Discrimination in Employment: The Comporative Labour Law Group, Stockholm, 1978, 161; Cemal Şanlı “Türk Devletler Özel Hukukunda Mirasa İlişkin Bazı Sorunlar”, Prof. Dr. Nihal ULUOCAK’a Armağan, İstanbul, 1999, 350. [14] Uygulamada, Türk soyluluğun tespitinde, dış temsilciliklerimizden ve bazen de o ülkedeki Türk soyluların kurmuş oldukları derneklerden bilgi istenmektedir. (www. emniyet. gov.tr)(14.2.2005). TVKUY’ye (RG: 1.7.1964-11742; değişiklik için bkz. RG: 4.5.2004-25452) göre; İçişleri Bakanlığına gelen vatandaşlığa alınma isteklerinde, “soy durumları, dış temsilciliklerimizce, gerekli görülen hallerde Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığınca veya Emniyet Genel Müdürlüğünce araştırılır. Ayrıca Valiliklerce yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen bilgilere ya da ilgililerin resmi makamlardan aldıkları belgelere de itibar edilebilir” (m. 17/3). Çalışma izni verilirken de, başvuruda bulunan yabancıların Türk soylu olup olmadıklarının tespiti konusunda Dışişleri ve İçişleri Bakanlıkları ile MİT Müsteşarlığının görüşleri esas alınmaktadır. Bkz. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Genelge No: 155, Tarih: 02.10.2003, sy. B.05.1.EGM.0.13.05.03. (http:// www.egm.gov.tr ) [15] Bkz. ARICI, K. :“Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Çalışma Hakkı”, Türkiye Noterler Birliği Hukuk Dergisi, Yıl: 1983-1984, sy. 43, Ankara, 1984, 50. Yazara göre; “Türk soylu yabancı, Türk babadan olmakla birlikte çeşitli sebeplerle Türk vatandaşı olmayan veya Türk vatandaşlığını kazanamamış bulunanlar ile Türk soylu ana ve babadan olmakla birlikte Türk vatandaşlığına girememiş bulunanlardır” . Yazar bu tanımdan hareketle, Türk soylu yabancıları iki grupta toplamıştır. Önceden Türk vatandaşı iken bir başka devletin vatandaşlığına geçenler ile Türk soylu Osmanlı devleti vatandaşı olup da, Birinci Dünya Savaşı sonunda yapılan andlaşmalarla Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunmayan eski Osmanlı-Türk topraklarında kalan soydaşlarımız. Kanaatimizce, böyle bir tanım kapsamı daraltacağı gibi idarenin takdir hakkını da sınırlandırır. Ayrıca, Türk vatandaşı iken başka bir devlet vatandaşlığına geçen Türk soylu yabancıları, bu kanun kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. [16] 2510 sayılı İskân Kanununun 2848 ve 3657 sayılı Kanunlarla Muaddel Üçüncü Maddesine Tevfikan Hazırlanan İskânlı ve Serbest Göçmen Kabulüne Dair Esasları Muhtevi Talimatnamede kimlerin Türk soyundan sayılacaklarına dair tam bir açıklık yoktur. Talimatnamenin 1. maddesinde, göçmen olarak kabul edilmek için Türk soyundan olma şartı yer almış ve “Pomaklarla, Osmanlı İmparatorluğundan ayrılan memleketler ahalisinden olup kendi milliyetlerine ait müstakil devletler teşkil etmemiş olan, Türkçe konuşan ve göçebe olmayan müslümanların da Türk soylu gibi muamele göreceği” belirtilmiştir (m. 1/3-a), SEVİĞ, V. R. : Türkiye’nin Devletler Hususi Hukuku Düzeni İle İlgili Kanun ve Andlaşmalar, İstanbul, 1971, 20. [17] Şanlı, Mirasa İlişkin Sorunlar, 348; AYBAY, R.: Vatandaşlık Hukuku, 5. Bası, İstanbul, 2003, 110. [18] GÖĞER, 99. Ayrıntılı bilgi için bkz. AYBAY, Vatandaşlık, 108 vd.; GÖĞER, 98 vd. [19] Finlandiya hukukunda, eski Sovyetler Birliğinden gelen Fin soylu yabancıların ülkeye giriş, ikamet ve çalışma hakları özel olarak düzenlenmiştir. 2004 tarihli Finlandiya Yabancılar Kanunu’na göre; “Fin soyundan gelme, resmi belgelerle veya bu mümkün değilse, herhangi bir şekilde ispat edilebilir” (m. 48/4). http://www.finlex.fi/en/laki/kaannokset/2004/en20040301.pdf (30.3.2005). [20] İskân Kanunu uyarıca muhacir olarak alınan yabancılar, kendilerine iskân yardımı sağlanıp sağlanmamasına göre iki gruba ayrılmaktadır. Ev, dükkân, tarla gibi karşılıksız yardımlardan yararlananlara “iskânlı muhacir”; Türkiye’de yerleşmek amacıyla ve hükümetten iskân yardımı istememek şartıyla gelenlere ise, “serbest göçmen” denilmektedir (m. 3/6). Ayrıca bkz. İskan Kanunu uygulama Yönetmeliği (RG: 17.8.2002-24849); 1.7.1992 tarih ve 3835 sayılı Ahıska Türklerinin Türkiye’ye Kabulü ve İskanına Dair Kanun (11.7.1992 – 21281) [21] ARICI, 49. [22] Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, 1989 yılı Ağustos ayı sonlarında 311.826 Türk soylu yabancı Türkiye’ye sığınmıştır, bkz. ÜMİT, C. : “Mülteci Hukukuna Genel Bakış ve İltica-Sığınma Konularında Türkiye’deki Uygulama”, Adalet Dergisi, Yıl: 92, Temmuz 2001, sy. 8, 35. [23] Türk soylu yabancılar, İskân Kanunu uyarınca da Türk vatandaşlığını kazanabilir. Türkiye`de yerleşmek maksadıyla dışardan tek tek veya toplu halde gelen Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı kişilerden muhacir olarak kabul edilenler, Bakanlar Kurulu kararıyla hemen vatandaşlığa alınırlar ( m. 6/B) Doktrinde, muhacirleri vatandaşlığa alma konusunda Bakanlar Kurulunun takdir yetkisi olmadığı ileri sürülmektedir. Bkz. GÖĞER,105; AYBAY, Vatandaşlık, 101. [24]Türkiye, millî politika gereği uzun süre KKTC vatandaşlarının Türk vatandaşlığına alınma taleplerini kabul etmemiştir. Ancak, Güney Kıbrıs’ın AB üyeliğinin kesinleşmesi, KKTC’nin AB dışında kalmasıyla, Güney Kıbrıs’ın bir cazibe merkezi haline gelmesi ve KKTC vatandaşlarına sunulan imkânların Türk tarafının mücadele gücüne zarar vermesi sonucu, KKTC vatandaşlarına, Türk vatandaşlığını kazanma yolu açılmıştır. TVK’ya 28.5.2003 tarih ve 4862 sayılı Kanunla (RG: 3.6.2003-2517) eklenen bir madde ile, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarının vatandaşlığa alınmak için yurt dışında ilgili Türk temsilciliklerine, yurt içinde ise valiliklere başvurmaları durumunda Türk vatandaşlığını kendiliğinden kazanmaları kabul edilmiştir. [25] Kendi vatandaşları ile aynı soydan gelen yabancılara farklı bir rejim uygulayan devletlerden biri olan Almanya, eski Sovyetler Birliği’nden kaçarak ülkeye sığınan Alman kökenlileri vatandaşlığa almayı tercih etmiştir. Bkz. MARTIN, P. L. “Comparative Migration Policies” IMR, Volume: 28, Number 1, 167. [26] ARICI, 50; SADRULEŞRAFİ, H. A. : “Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Çalışma Hakları”, Prof. Dr. Nihal ULUOCAK’a Armağan, İstanbul, 1999, 303. [27] SCHMIDT, 261. [28] SADRULEŞRAFİ, Çalışma, 304. [29] GUILD E./ NIESSEN, J.: The Developing Immigration and Asylum Policies of European Union, Kluwer Law International: The Hague/London/Boston, 1996, 12. Finlandiya Yabancılar Kanununda, eski Sovyetler Birliğinden gelen Fin kökenlilere süreli ikamet izni verilmesi özel olarak düzenlenmiştir. Bunun için, izin talebinde bulunanın anne ve babasından birisinin veya büyükanne ve babalardan en az ikisinin Finlandiya vatandaşı olması veya Fin kökenli olunduğunun resmi belgelerle ispat edilmesi aranmaktadır (m.48/1). [30] ALDIKAÇTI, O.: Anayasa Hukukunun Gelişmesi ve 1961 Anayasası, 4. Bası, İstanbul, 1982,198. Anayasanın 10. maddesinin, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı yolundaki hükmü, kanunların genel ve soyut nitelik taşıması, kapsadığı herkese eşit olarak uygulanması anlamına gelir. Eşitlik, her yönüyle aynı hukukî durumda olanlar arasında söz konusudur. Farklı durumda olanlara, farklı kurallar uygulanması eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz. Ayrıntılı bilgi için bkz. ODEN, 355 vd. [31] 10.6.2004 tarih ve 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun (RG: 26.6.2004-25504), özel güvenlik görevlilerinin Türk vatandaşı olmalarını aramaktadır (m.10). [32] ÖZDEN, B. : “Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Çalışması ve Çalıştırılması”, Çimento İşveren Dergisi, Mayıs 1991, C. 5, sy.3, 17. [33] 2527 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğine göre; çalışma izni verilen Türk soylu yabancılar, Türk vatandaşlarına saklı tutulan doktorluk, hemşirelik, avukatlık, mühendislik gibi hizmetleri serbestçe yapabilirler, memur olabilirler (m. 11). Türkiye’de ikametlerine izin verilmiş Türk soylu yabancılar, kamu kuruluşları tarafından açılan personel alımı sınavlarına girebilirler; ancak atanmaları çalışma izni verilmiş olmasına bağlıdır (m.12). [34] RG: 22.12.1981-17552. [35] RG: 7.4.1940-68. [36] Çalışma amaçlı ikamet izni verilmesi konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. CİN, 105 vd. [37] Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çalışma izni verirken, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları ile diğer ilgili bakanlık ve kuruluşların görüşünü almalıdır (2527 sayılı Kanun, m. 3). Kanunun 3. maddesi, Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun (m. 30) ile değiştirilmeden önce, çalışma izinleri İçişleri Bakanlığı tarafından verilmekte idi. [38] RG: 6.3.2003-25040 [39] Yabancılara çalışma izni verilmesi konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. CİN, 87 vd. [40] 2527 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği, Türk soylu yabancılara çalışma izin verilebilmesinin şartlarını ayrıntılı bir şekilde düzenlemiştir (m. 3). [41] 2527 sayılı Kanununun Uygulama Yönetmeliği’nde de süreli izin verilmesi esası kabul edilmiştir (m. 6). [42] 2527 sayılı Kanunun amacını belirten 1. maddesinde yer alan, “Türk soylu yabancıların ihtiyaç duyulan meslek ve sanatlarda serbestçe çalışabilmeleri” ifadesini, çalışma izni alabilmek için, çalışılacak iş kolunda “ihtiyaç olması” şarttır, şeklinde yorumlamak kanaatimizce mümkün değildir. Bu yorum, Kanunun kabul edilme amacı ile de ters düşer. Aksi görüş, SADRULEŞRAFİ, Çalışma, 307. [43] Sosyal güvenlik kavramı konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. TUNCAY, C./EKMEKÇİ, E.: Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, 11. Bası, İstanbul, 2005, 3 vd; GÜZEL, A./OKUR, A. R. : Sosyal Güvenlik Hukuku, 10. Bası, İstanbul, 2004, 1 vd. 1982 Anayasasına göre, “herkes” sosyal güvenlik hakkına sahiptir (m. 60/1). Anayasanın 16. maddesi uyarınca, yabancıların sosyal güvenlik hakkı kanunla sınırlandırılabilmekle birlikte, Türkiye’nin imzalamış olduğu çok sayıdaki milletlerarası sosyal güvenlik andlaşması ile taraf devlet vatandaşı yabancılara vatandaşlarla eşit davranma yükümlülüğü getirilmiştir. Türkiye’nin taraf olduğu ve eşitlik esası kabul edilen sosyal güvenlik andlaşmalarının bazıları şunlardır: 102 sayılı “Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Hakkında Sözleşme” (m. 68), (RG: 15.10.1974 -15037); “Vatandaşlarla Vatandaş Olmayan Kimselere Sosyal Güvenlik Konusunda Eşit Muamele Yapılması Hakkında 118 sayılı Sözleşme (m. 3), (RG: 9.6.1973 -14559); “Mültecilerin Hukukî Durumuna Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” (m. 24), (RG: 5.9.1961 – 10889), “Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesi” (m. 4), (RG: 23.7.1976 -15857); “Avrupa Sosyal Güvenlik Kodu” (m. 73), (RG: 23.7.1976 - 16705); “Avrupa Sosyal Şartı” (m. 12), (RG: 4.7.1989 – 2015); “Milletlerarası Taşıma İşlerinde Çalışan İşçilerin Sosyal Güvenlikleri Hakkında Avrupa Sözleşmesi” (m. 3-4), (RG: 22.12.1960 - 10697); “Sosyal Güvenlik Rejimleri Avrupa Ara Sözleşmesi” (m. 2), (RG: 19.5.1965 -11957); “Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme” (m. 9), (RG: 11.8.2003 – 25196). Ayrıca, Türkiye Almanya (RG:8.10.1965 -12121), İngiltere (RG: 21.12.1960-10686) Hollanda (RG: 16.12.1967-12778); İsveç (RG: 3.2.1981-17240); Norveç (RG: 9.1.1981-17215), İsviçre (RG: 3.2.1981-17240); Fransa (RG: 23.7.1973-14603); Libya (RG: 15.8.1988-19900); Danimarka, (RG: 16.12.1967-12778); Kanada (RG: 22.1.2001-24295); Makedonya (RG: 22.5.2000-24056); Azerbaycan (RG: 15.8.1988-19900); Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (RG: 22.1.2001-2495) gibi devletlerle ikili sosyal güvenlik andlaşmaları imzalamıştır. Buna göre, bir andlaşmasının bulunduğu durumlarda, taraf devlet vatandaşı yabancılara bu andlaşma hükümleri öncelikle uygulanacaktır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Cemal ŞANLI, “Türkiye’de Yabancıların Sosyal Güvenlik Hakkı”, MHB, Yıl: 1, sy. 2, 1981, 26 vd.; ÇELİKEL, A./ŞANLI, C.: Türk Milletlerarası Özel Hukuk Mevzuatı, 11.Bası, İstanbul, 2003, 335-336; OKUR, Z. :"Türkiye`de Yabancıların Sosyal Güvenlik Hakları", Prof. Dr. Halid Kemal ELBİR’e Armağan, İstanbul, 1999, 367 vd. [44] Çalışmalarına izin verilen Türk soylu yabancılar, özel kanunlar uyarınca Türk vatandaşları gibi ilgili meslek kuruluşlarına kayıtlarını yaptırmakla yükümlüdürler. Ancak, bu meslek kuruluşlarının genel kurullarına katılma, seçme ve seçilme hakları yoktur (2527 sayılı Kanun, m. 4). Ayrıca, siyasî haklardan yararlanamazlar (m. 7/2). [45] Y. 10. HD’nin E. 2001/8237, K. 2001/8424 ve 3.12.2001 tarihli bir kararına göre; “2527 sayılı yasanın 5. maddesi, Türk soylu yabacıların çalıştıkları işyerinde geçerli Sosyal Güvenlik Mevzuatına tabi olacakları düzenlemesini içermekte olup, bu statüdeki çalışmaların tespiti mümkündür” (Karar yayınlanmamıştır). Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Yurt İçinde İşe Yerleştirme Hizmeti Hakkında Yönetmeliğe (RG: 28.4.2004-25446) göre de, çalışma izni almış Türk soylu yabancılar, iş isteğiyle Türkiye İş Kurumuna kayıt yaptırabilir (m. 7). [46] Sosyal Sigortalar Kanunu ve Bağ-Kur Kanunu’nda yapılan değişikliklerle, aynı zamanda, Türk mevzuatının ILO ve Avrupa Birliği normlarına uyumu da sağlanmıştır. Bkz. GÜZEL/OKUR, 100; TUNCAY/EKMEKÇİ, 487. [47] Kabul Tarihi: 17.7.1964, K. No: 506 (RG: 29-31.7.1964, 1.8.1964 – 17766-17769). [48] GÜZEL/OKUR, 99; TUNCAY/EKMEKÇİ, 212. SSK m. 3/II-A hükmünün, 29.7.2003 tarih 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu (m. 57), (RG. 6.8.2003-25191) ile yürürlükten kaldırılmasından önce, Türkiye’de çalışan yabancıların “malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından” yararlanabilmesi için, Kurum’dan yazılı istekte bulunmaları gerekmekte idi. 2527 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde de, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu m. 3/II- A hükmü istisna tutulmuştu (m.10/2). Yani, Türk soylu yabacıların da malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından yararlanabilmeleri için, diğer yabancılar gibi yazılı istekte bulunmaları gerekmekteydi. Ancak, Yargıtay, SSK m. 3/II-A’da, belirtilen “yazılı istek” şartının “sıhhat şartı” veya “şekil şartı” olmayıp sadece, “ispat şartı” olduğu (Y. 10.HD. E. 1973/288, K. 1973/5945, T. 5.10. 1973) ve yazılı isteği bulunmayan ancak primlerini ödemiş olan yabancı işçilerin, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından yararlanabilmesini (Y. 10. HD. E. 1976/824630, K.1976/ 896712.1976) kabul etmekteydi. Ayrıntılı bilgi için bkz. ŞANLI, Sosyal Güvenlik, 26; OKUR, 375; GÜZEL/OKUR, 98; SADULEŞRAFİ, H. : Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Sosyal Güvenlik Hakkı, http://www.sbe.deu.edu.tr/ Yayinlar/dergi/dergi01/sadulesrafi.htm (28.3.2005). [49] Belirli bir iş için Türkiye’ye gönderilen yabancı işçilerin, SSK’ya tâbi olmadan, ne kadar süre ile Türkiye’de çalışabileceklerine dair Kanun’da açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak, Türkiye’nin imzalamış olduğu bazı ikili sosyal güvenlik andlaşmalarında bu süre açıkça düzenlenmiştir. Örneğin; bu süre, Danimarka (m. 9), Belçika (m. 4), Norveç (m. 4) ile yapılan andlaşmalarda 12 ay; Almanya (m. 4), Hollanda (m. 8), Avusturya (m. 8), İsviçre (m. 5), İsveç (m. 8), KKTC (m. 6) ile yapılan andlaşmalarda 24 ay, Fransa ile yapılan andlaşmada ise, 3 yıl olarak belirlenmiştir. İngiltere ve Libya ile yapılan andlaşmalarda, süreye ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca, süre belirtilen söz konusu andlaşmalarda sürenin bitiminde, tarafların talebi ve çalışılan ülkenin mutabakatı ile bu sürelerin uzatılabilmesi de kabul edilmiştir. [50] OKUR, 374. Yargıtay’a göre; “Yabancı ülkede sigortalı olduğu belli olan kimselerin 506 sayılı Kanun açısından sigortalı sayılmamaları için ülkelerinde sigortalı olduklarını bildirmeye gerek yoktur. SSK. m. 3/I-G’deki bildirme koşulu durumu bilinmeyen işçilerin ücretlerinden pirim kesilmemesi için gereklidir”. Y. 10 HD. E. 1976/6558, K.1427, T. 14.3.1976 (ÇENBERCİ, M.: İş Kanunu Şerhi, 6.Bası, Ankara, 1986, 69). [51] RG: 30.6.1987-19503 [52] RG: 6.7.2000-24101, Mükerrer. [53] RG: 2.8.2003-25187. [54] Ayrıntılı bilgi için bkz. GÜZEL, A /OCAK, S. : “1479 Sayılı Bağ-Kur Kanununda 4956 ve 5073 Sayılı Kanunlar İle Yapılan Değişiklikler”, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Temmuz-Ağustos-Eylül 2004, sy. 3, 877 vd.; GÜZEL/OKUR, 531. [55] Bağ-Kur Kanununun 79. maddesinde 4956 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce, Türkiye’de ikamet eden “Türk asıllı yabancı uyruklular” isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olabilmekte, “Türk asıllı olmayan yabancılar” ise, bu sigorta kapsamı dışında tutulmakta idi. Ayrıntılı bilgi için bkz. GÜZEL/OCAK, 900; GÜZEL/OKUR, 531. [56] 1982 Anayasası, çalışanlar ve işverenler için sendika kurma hakkını bir temel hak ve özgürlük olarak kabul etmiştir (m.51). Anayasa’nın 51. maddesinin başlığında, “Sendika Kurma Hakkı” denilmekte ve sendika özgürlüğü deyimine yer verilmemekte ise de, bunun aynı zamanda bir özgürlük olduğu genellikle kabul edilmektedir. Bkz. ŞAHLANAN, F. : Sendikalar Hukuku, İstanbul, 1994, 8; TUNÇOMAĞ, K/CENTEL, T.: İş Hukukunun Esasları, 3. Bası, İstanbul, 2003, 253. Türkiye, Avrupa Sosyal Şartını onaylarken, sendika hakkını düzenleyen 5. maddeyi onay dışı bırakmıştır. [57] YÜREKLİ, S. : İşyeri Sendika Temsilciliği ve Güvencesi, İstanbul, 2004, 54. Sendikalar Kanunu’nda açık bir hüküm bulunmamasına karşılık, 6. madde hükmünden Konfederasyon kuruluşunda kurucu sendikaları temsil eden gerçek kişilerin de, 5. madde uyarınca Türk vatandaşı olması gerektiği sonucu çıkmaktadır. Bkz. ÇELİK, N. : İş Hukuku Dersleri, 16. Bası, İstanbul, Beta, 2003, 374; ŞAHLANAN, 42. [58] ŞAHLANAN, 39. 2527 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde (m.18), Türk soylu yabancıların sendikalara sadece üye olabilecekleri belirtilmekte ise de, 2527 sayılı Kanunu 5. madde hükmünden, sendika kurucusu olmalarına yasal bir engel olmadığı sonucu çıkmaktadır. (Mevzuat Dergisinin Nisan 2005 ve 88. sayısından alınmıştır.) |
Paylaş |
Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir. |
© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır.
Kullanıcı Sözleşmesi. |