Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1835
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10677
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 757
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2060 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Okuyucularımıza Sunduğumuz Temel Bilgiler
URUM TÜRKLERİ
 

URUM TÜRKLERİ

 

Ukrayna`nın Azak Denizi kıyılarında yaşayan Hristiyan (ortodoks) Urum Türkleri,kimi zaman Ukraynalı, kimi zaman da Rus, kimi zaman da Rum sayılarak milli kimliklerini kaybetme noktasına gelen Türkçenin hangi lehçesini konuşuyorlar?1780`li yıllarda II. Katerina döneminde Kırımıdan Ukrayna`nın orta ve kuzey bölgelerine göç ettirilen ve daha sonra kendi istekleriyle Azak Denizi kıyılarına yerleşen Hristiyan toplulukların varlığından söz edilir. Türk dünyasının küçük bir kolunu teşkil eden bu topluluk hakkında literatür eksikliği bulunuyor. Rusya kaynaklarında resmi adı Grek, Greko-Tatarı olarak geçen bu topluluklar, Urumlar ve Rumeyler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Rumeyler, Helen veya Roma kalıntısı; Urumlar ise Türk asıllıdır.(Aleksandr N. Garkavetso)

Çar hükümetinin, Kırım hanlığının ekonomik gücünü zayıflatarak bu bölgeyi Rusya imparatorluğuna tabi kılmak,Kırım`ı zayıf duruma düşürmek gibi siyasi bir amaç uğruna, Greko-Tatar adı verilen bu çalışkan ve kalabalık halkı Kırım`dan göç ettirdiği ifade edilir. Greko-Tatar nüfusunun dini lideri de çeşitli,vaatlerle bu siyasete alet edilir ve gerek halka ve gerekse göçmenlere vaat edilenler yerine getirilmez. Göç eden halkın çoğu açlık ve hastalığa yenik düşerler. (Garkavets 1981)

Türk dilli Ortodoks Urumların, Rumeyler,Gürcüler, Türkçe konuşan Gagavuzlar,Ermenilerle birlikte Azak Denizi kıyılarına geldikleri ileri sürülmektedir.

1821-1825 yıllarında Trabzon, Giresun, Erzurum ve Kars illerinden Gürcistan`ın Tselka bölgesine giden ve oradan da 1981-1986 yıllarında Kırım, Donetsk ve Dniyepropetrovsk`a yerleşen 2-3 bin civarında Urumdan da söz edilmektedir.

Türkçe konuşan Trabzon Grekleri olarak bilinen bu grup, kendilerinin Karadeniz`in kuzeyinden Balkanlar`a yayılan Kıpçak, Peçenek ve Hazar Türklerinin Hristiyanlaşan kalıntıları olduklarını iddia etmektedirler.Bugün Türk asıllı Urum halkının büyük çoğunluğu, Ukrayna`nın Donetsk eyaletine bağlı 29 köyde yaşamaktadır.Kırım`dan çıkarılan Urum Türkleri, Kırım`ı asla unutmamışlar; hatta, bazıları ölümü göze alarak memleketini terk etmemiştir.Kırım`dan göçenler ise yeni yerleşim yerlerine eski köylerinin adını vermişlerdir.(Doç. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel)Tam boyutlu görseli göster
Urumların Gözleve şehirleri ile Donetsk eyaleti merkezi ve Mariupol, Zaparoje, Dniyepropetrovsk şehirleri ile bu şehirlere bağlı 27 kasaba ( Starolaspa, Granitnaya, Staroignatovka, Mirna, Staromolinovka, Komar, Ulaklı, Bagatiri gibi) ve köydür. Ukrayna`daki bu yerleşim yerleri dışında Gürcistan`ın Abhazya Otonom Cumhuriyeti, Azak Denizi`nin Rusya Federasyonu tarafındaki bölge, Ermenistan, Kuban ve Kırım`ın muhtelif şehirlerinde dağınık olarak yaşayan bu Hristiyan topluluğun en önemli özelliği ise Türk dilini ve adetlerini halen aralarında büyük bir bağlılık ve muhafazakarlıkla yaşatmalarıdır.
Geçmişten bugüne Greko Tatarların ilk yerleşim yeri Kırım`dır. 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasına kadar Kırım Hanlığı ve dolayısıyla Osmanlı Devleti idaresi altında yaşayan bu topluluk, 1778 yılında Rus İmparatoriçesi II. Katerina döneminde diğer Hristiyan topluluklardan Ermeni ve Yunanlılarla birlikte Kırım`dan çıkarıldı ve bugünkü Donetsk eyaletine zorunlu iskan edildi. Urumların Kırım`dan bu şekilde fevri ve cebri olarak çıkarılmaları, günümüzdeki Urum Türkleri tarafından "Sürgün" olarak ifade ediliyor. 1778 yılında yaşanan bu sürgünün en büyük sebebi, Rus çarlık rejiminin Kırım Hanlığını ekonomik açıdan çökertme düşüncesidir.

Dr. Erdoğan Altınkaynak`a  göre Urumların arasına, 1821-1825 yılları arasında, Anadolu`nun Trabzon, Giresun, Erzurum ve Kars vilayetlerinden Gürcistan`ın Tsalka bölgesine geçen ve oradan da 1981-1986 yıllarında Kırım, Donetsk ve Dniyepropetrovsk`a yerleşen yaklaşık 2.000-3.000 kadar Urum da gelip katıldı.
Urum halkına mensup bir akademisyen olan Valeri Kior (Kör), Urumlar`n tarihi üzerine yapmış olduğu bir araştırmasında, Urumlar`n yüzyıllar boyunca Türklerin hakim oldukları Deşt-i Kıpçak ismiyle bu coğrafyada yaşadığını ve halen de yaşamakta olduğunu belirterek, Urumlar`n Kıpçak-Oğuz Türklerinin karışmasından kök aldığını ileri sürüyor. Kıpçaklar`n tarihte Hristiyanlığın tesiri altında kalması ile ilgili tarihi bilgiler de bu tezi destekliyor. Kior, Urumların dil olarak hem güney ve hem de kuzey Türkçesinin özelliklerini taşıdığını söylüyor. Kior`a göre Urumlar adet, gelenek ve görenek olarak Yunanlılar`dan farklı bir yapıya sahiptir.(
Naciye Saraç)

Gürcülerin milli kahramanlarından Prenses Tamara`nın ordusu içinde ekseri çoğunluk Kıpçak soylu askerlerdi. Bunlar Hristiyan edilmiş ve orduya alınmışlardı. Bugünkü Gürcülerin üç kolundan biri bu Kıpçaklardan gelmektedir ve bunları asıl Gürcüler de bilmektedir. Çünkü onların soyadları diğer Gürcülerden farklıdır.
Tamara çok zeki birisidir. Bizans`tan kaçan ve kendisine sığınan Komnenonlara mensup iki prensin yanına kendi ordusundaki Kıpçak askerlerden vererek Trabzon`a göndermiştir. Dolayısıyla hem Trabzon`un Anadolu birliği içindeki yerini değiştirmeye çalışmış ve hem de kendi ordusundaki Kıpçak unsurları azaltmıştır. Trabzon Rum Pontus imparatorluğu olarak bize kabul ettirilmeye çalışılan ve aslında bir şehir prensliği olan II. Pontus Beyliğinin ordusu da Kıpçaklardan kurulu idi. Bu bağlamda bu şehir devletinin başbakanı da Kıpçaklardandı.
Gürcistan`a Türkiye`den değişik dönemlerde göçler yapılmıştır. Gürcistan`ın Tselka (Zelka-Zalha) bölgesinde Urum Türkleri yaşamaktadır ki bunlar 1821-1825 yıllarında Anadolu`nun Erzurum-Kars-Giresun ve Trabzon illerinden Rusya`nın yayılma politikaları gereği Rus çarlığı tarafından hicret ettirilen Hristiyan Türklerdir. İkinci kuşak Acaristan`a göçler yapılırken, üçüncü kuşak göçler de mübadele sırasında Rus gemileri tarafından Doğu Karadeniz bölgemizden alınan Hristiyanlar Abhazya`ya çıkarılmış ve oradan da 1944 sonrasında, Tıpkı Ahıskalılar ve Kırım Tatarları gibi Stalin tarafından sürgün edilmiş, Kazakistan`ınn Kentav şehrine yerleştirilmişlerdir. Araştırmacı Ünal Kalaycı Tselka (Zelka) Urumları ve Gürcistan notları hakkında iki adet çok güzel yazısı vardır ki konunun aydınlanmasında faydalı olacaktır.
Bugünkü Ermenistan`ın nüfusunu ve oluşumunu sağlayanlar büyük oranda, Çariçe II. Yekaterina tarafından Kırım Hanlığından hicret ettirilen Gregoryanlardı ki bu cemaat önce, Deşt-i Kıpçak adıyla anılan şimdiki Ukrayna`nın steplerinde dolaşmış, bir kısmı Padolskiy bölgesindeki Gregoryan Kıpçakların arasına katılmış, bir kısmı da Rastovna Donu şehrine gelmiş ve orada Nahıcevan adıyla bir yerleşim merkezi kurmuştu. Bunların da kahhar çoğunluğu Gregoryan mezhebini seçmiş Kıpçaklardan oluşmakta idi. Aktamar adası ve kilisesi de Türkiye`nindir. Türkiye Ermeni cemaati`nin bu eserlere sahip çıkması dini nedenlerden ötürüdür ve Ermenilik bir milletin değil, bir cemaatin, dini cemaatin adıdır. Bu cemaatin millet olarak ortaya çıkışı XVIII. yüzyıldan itibaren başlar. O da, emperyalist güçlerin gayreti ile ki temelinde Osmanlı`yı paylaşma yatmaktadır. Kısacası, gerek Gürcülerin ve gerekse Ermenilerin etnik oluşumunda Türklerin derin bir etkisi vardır.
Gürcü ve Ermeniler arasındaki ilişkiler de oldukça gergindir. Bunun başta gelen sebebi, Türkiye`nin Gürcistan toprak bütünlüğüne duyduğu saygıya inat Ermenilerin Gürcistan`dan toprak talep etmesi veya Gürcistan`ın Zelka bölgesindeki Urumların Yunanistan ve Güney Kıbrıs`a göçmesinden kaynaklanan boşluğu, Ermeni sınırına da yakın olması nedeniyle Ermenilerin doldurmasından ve bu Ermenilerin de tam manasıyla Gürcistan`a karşı, tabiri caiz ise başkaldırmalarıdır. Gürcülerin tezine göre Ermeniler bu topraklara Türkiye`nin Çukurova civarından gelip yerleşmişler, dolayısıyla, Ermeniler Gürcü topraklarını işgal etmişlerdir. 
Ermeniler bir taraftan Gürcistan, diğer taraftan Azerbaycan, iran ve Türkiye ile çevrilidir ve hiç bir ülke ile de barışık değildir. Rusya kol kanat germese ve Ermeni diasporasının yardımı olmasa açlık kapıdadır. Fransa`nın son zamanlarda Ermeniler yanında yer almasını, Ermenilerin tümüyle Rusya`nın kucağına itilmemesi, Fransızların tarihi politikaları gereği olduğu düşüncesini göz ardı etmemek gerek. Gürcistan`ın ise Osetya, Abhazya, Acaristan, Zelka bölgelerindeki problemleri daha uzun yıllar başını ağrıtacak gibi ve Gürcistan`ın problemlerine komşularından sadece Türkiye ve Azerbaycan yardımc olmaktadır.

(Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Altınkaynak)



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.